Amerikan askerleri büyük bir hezimetin ardından Afganistan’dan çekilirken, Batı medyasında bu mesele ile alakalı yayınlanan haberler Batı ile birlikte işbirlikçilerin de büyük bir panik ve pişmanlık içinde olduğunu gösteriyor.

Reuters’in bazı Afganlarla görüşerek hazırladığı haberde, “Biz bu savaşa nerden girdik, bu haltı niye yedik?” diye dövünme kabilinden ifadeler dikkat çekiyor.

Biden’in 11 Eylül’de tamamen çekilmiş olacaklarını açıklamasının ardından ülkede şiddetin arttığının belirtildiği haberde işbirlikçi Afganların yirmi yıl süren savaşın neticesinde pişmanlık duyduğu ifade ediliyor, elbette Batı’nın çekilmesi dolayısıyla memnuniyetlerini ifade edenler de var.

Reuters’in haberinde yer verilen görüşler şu şekilde:

Sovyet ordusunu gören daha Amerikalıların gelişini ve gidişini seyreden Malek Mir isimli Bagramlı makinist, dış güçlerin varlığının beyhude bir neticeye varması sebebiyle çok kötü hislere kapıldığını söylüyor. “Geldiler, Taliban’ı bombaladılar ve onların rejimini devirdiler; fakat şimdi onlar giderken Taliban o kadar güçlendi ki, yakında yönetimi tekrar devralacak.” diyen Mir, Batı’nın başarısızlığı dolayısıyla “Bize getirdikleri yıkım, ölüm ve sefaletin amacı neydi ki? Keşke hiç gelmeselerdi.” ifadelerini kullanıyor.

20 yıl süren savaşta 3500’den fazla yabancı asker öldürüldü, Birleşmiş Milletler kayıtlarına göre 2009’dan bu yana 100 bin sivil hayatını kaybetti.

Bazıları yabancı askerlerin müdahalesinin Afgan ekonomisini berbat bir hale getirdiğini ve Afganistan’ın artık kendi ayakları üzerinde durma vaktinin geldiğini ifade edenler de var. Bagram’da bir dükkân sahibi olan Sayid Nakibullah da bu isimlerden biri. “Amerikalılar Taliban’ı da yozlaşmayı da kontrol altına alamadan bir başarısızlığı miras bırakarak ülkeyi terkediyor.” diyen Nakibullah “Afganların küçük bir kısmı epey zengin olurken çok büyük bir kısmı sefalet içinde. Gittikleri için bir yandan mutluyuz. Biz Afganlar kendi yolumuzu bulabiliriz.” ifadelerini kullanıyor.

Başkent Kabil’de ise panik diğer bölgelerdekinden daha fazla. “Herkes dış güçler Afganistan’ı terk ettikten sonra Taliban’ın iktidarı devralmasından endişe duyuyor. Böyle olursa ne yapacağız.” diye soran Kabilli dükkân sahibi Zumarai Vefa, Reuters muhabirine ticarî durgunluk yaşandığını ve birçok kişinin ülkeden kaçmak için büyükelçiliklerin önünde vize sırası beklediğini de anlatıyor.

Nitekim mikrofon uzatılan 22 yaşındaki Müjde isimli bir kadın tıp öğrencisinin ailesinin ülkeyi terketme kararı aldığını söylediği de belirtirken, “Taliban iktidara dönerse daha önceki iktidarında olduğu gibi kadınların eğitimini kısıtlayıp kısıtlamayacağını merak ediyorum.” ifadelerini kullanıyor.

Taliban’ın değiştiğini ve kadın haklarına yönelik düzenlemeler yapacağını söylediğine dikkat çeken Reuters, yine Müjde’nin Amerika’nın ayrılmasından dolayı hayal kırıklığına uğradığını belirtirken “Vaziyete bakınca Amerika’nın ayrılması mantıksız. Bu da Amerikalıların Afganistan’a yardım etmek ve işbirliği yapmak için değil, kendi amaçları için geldiğini gösteriyor. Çok üzgünüm ve hayal kırıklığına uğradım, gerçekleşmeyecek birçok hayalim vardı.” ifadelerine de yer veriyor.

Bu durumda bize de Müjde’ye “günaydın” demekten başka bir şey düşmez.

Elbette “Vaziyete bakınca Amerika’nın ayrılması mantıksız. Bu da Amerikalıların Afganistan’a yardım etmek ve işbirliği yapmak için değil, kendi amaçları için geldiğini gösteriyor. Çok üzgünüm ve hayal kırıklığına uğradım, gerçekleşmeyecek birçok hayalim vardı.” ifadeleri içerideki işbirlikçilere de birçok şey ifade edebilir. Anlayabilirlerse…