Türk Silahlı Kuvvetleri'nde bir üst rütbeye terfi eden personelin rütbe işaretleri, Milli Savunma Bakanlığı'nda düzenlenen törenle verildi. Törende, terfi eden 29 general/amiral, 31 subay ve 12 astsubay yeni rütbe işaretlerini aldı.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar,, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Musa Avsever, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Gülan'ın yanı sıra bakan yardımcılarının da katıldığı tören, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı.

Törende konuşan Akar, tayin ve terfilerin askeri personel açısından önemli olduğunu belirterek, bir üst rütbeye terfi eden personeli tebrik etti.

'Bizim milletimizin DNA'sında esaret yok'

Ağustos ayının "zaferler ayı" olduğunu belirten Akar, Türk tarihinin istikbalini, geleceğini ve bekasını belirleyen büyük savaşların bu ayda gerçekleştiğini söyledi.

100 yıl önce Türkiye'nin bir "işgal girişimine" maruz kaldığını anımsatan Bakan Akar, "Bizim milletimizin ruhunda, DNA'sında esaret olmadığını herkesin bilmesi lazım. 'Ya istiklal ya ölüm' diyerek her zaman olduğu gibi bu badireyi de çok şükür başarılı bir şekilde atlattık" dedi.

Rütbeler yükseldikçe görev ve sorumlulukların da arttığına dikkati çeken Akar, personelin görevlerini yaparken bir önceki günden daha fazla çalışmaları gerektiğini söyledi.

"Tahıl krizini çözmeseydik Afrika'da güvenlik sorunları çok daha büyük boyutlara ulaşacaktı"

Son dönemde dünyada çok ciddi gelişmeler yaşandığının altını çizen Akar, "Ekonomik kriz tüm dünyayı sarmış vaziyette, şu ya da bu şekilde herkes bu krizle mücadele ediyor. Bir taraftan tahıl gıda krizi var diğer taraftan, buna bağlı olarak güvenlik krizi var. Biz bu tahıl krizini çözmeseydik Afrika'da güvenlik sorunları çok daha büyük boyutlara ulaşacak, çok ciddi sorunlara sebebiyet verebilecekti" dedi.

Akar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin uluslararası alanda kişilikli ve kimlikli politikasıyla "özne" haline geldiğini, etki alanının genişlediğini aktardı.

TSK'nın Cumhuriyet tarihinin en yoğun en kapsamlı operasyon ve tatbikatlarını yaptığını belirten Akar, sınırların içinde ve dışında, Libya'da, Azerbaycan'da, Somali'de, Kosova'da, Bosna'da, Mehmetçik'in Türk bayrağını dalgalandırdığını kaydetti. Bakan Akar, terörle mücadele operasyonlarının, en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar devam edeceğini vurguladı.

"Bu kötü komşu ha bire çeşitli şekillerde taciz ediyor"

Milli Savunma Bakanı Akar, Yunanistan'ın son dönemde yaptığı hava ihlallerine ve tacizlere de değinerek, "Ege'de maalesef bu kötü komşu ha bire, çeşitli şekillerde taciz ediyor. Şunu açıklıkla bir daha belirtelim, deniz, kara ve hava kuvvetlerimiz herhangi bir taciz olduğunda asla taviz vermiyor, vermeyecek" diye konuştu.

Yunanistan'ın, Lozan ve Paris Antlaşmalarına aykırı şekilde Ege'deki adaları silahlandırdığını vurgulayan Akar, şöyle devam etti:

"23 Ağustos'ta bir hadise oldu. Geçmişte hava sahamızı savunmak için uzun menzilli bölge hava savunma sistemleri için Amerikalılarla görüştük, Patriot hava savunma sistemini vermediler. Fransızlarla görüştük, SAMP-T'yi vermediler. Bunun üzerine gittik biz S-400 aldık. Yer yerinden oyladı, 'nasıl alırsınız' diye. Şimdi 23 Ağustos'ta bunun bir alt modeli S-300'ler, NATO görevi yapan Türk F-16'larını radar kilidine aldılar. Kötü komşumuzun bu yaptığının görülmesi, anlaşılması ve anlatılması lazım. Bu kadar aleni şımarıklık, bu kadar pervasızlık kabul edilemez."

Yunanistan'ın, "uçakları tanımıyoruz" açıklaması yaptığını hatırlatan Akar, "Her tarafa yayımlanmış, planlar programlar yapılmış, 22 Ağustos'ta Türk Hava Kuvvetleri unsurları ABD uçaklarına eskortluk edecek, birkaç gün sonra Yunanlılar eskortluk edecek, bu kadar belliyken 'bizim haberimiz yok' diye yalan ve inkara başvurdu bu kötü komşu" sözlerini sarf etti.