15 Temmuz öncesinde “Ben başbakan olacağım!” diye kendisini meydanlara atan, son dönemde Amerikalılarla yaptığı görüşmelerle gündeme gelen İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik müdahalesini değerlendirirken Türkiye’deki muhalefetin pespayeliğini bir kez daha ortaya koydu.

Akşener sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “Rusya’nın bölge devletlerinin güvenlik ve egemenliklerini tehdit etmesi bir dış politika doktrini değil, Dostoyevski romanlarında görülen türden bir ruhsal bunalımdır. Uluslararası toplum bu davranışı şiddetle reddetmeli ve devlet egemenliği ile saldırmazlık ilkesini esas alan uluslararası sistem yaklaşımına ivedilikle geri dönülmelidir.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin Amerika ile kurduğu ilişki modeli çok simetrikmiş gibi “Türkiye’nin Rusya ile kurduğu asimetrik ilişki modelinden sıyrılması gerektiğini” söyleyen Akşener, Akkuyu nükleer santralinin de derhal millileştirmesi gerektiğini söyledi. Akşener, ABD’nin Türkiye’den kendisini müttefik olarak görmesini isterken etrafını kuşatıp silah yığması yahut İncirlik’ten organize ettiği darbeler Türkiye’yi kırılgan hâle getirmiyormuş gibi Türkiye’nin parasını verip aldığı S400’lerin Türkiye’yi kırılgan hale getirdiğini ve acilen kurtulması gerektiğini söyleyerek bağımsızlıkçı değil de Amerikancı olduğunu bir kez daha sergiledi. Hem de öyle bir Amerikancılık ki, 20 yıllık işgal süresince Amerika’nın her dediğini yapıp, Amerika tokadı yiyip Afganistan’dan kaçarken uçakların iniş takımlarına tutunmaya kalkan Afgan işbirlikçilere taş çıkaran cinsten…