Aslında gerilim, İtalya'nın mart ayı sonunda askeri istihbarat suçlamasıyla iki Rus diplomatını sınır dışı etmesi, Rusya'nın da bunun karşılığında bir İtalyan diplomatını istenmeyen kişi ilan etmesiyle tırmanmaya başladı. Bunu ABD'nin sert hamleleri izledi. Rusya'yı, 2020 yılındaki başkanlık seçimlerine müdahale girişiminde bulunmak ve ABD federal dairelerine siber saldırı düzenlemekle suçlayan Washington yönetimi, 10 Rus diplomatı sınır dışı etti. İddiaları reddeden Rusya ise, ABD Başkanı Joe Biden'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e yönelik ağır suçlamalarını gerekçe göstererek, Washington Büyükelçisi Anatoli Antonov'u istişareler için geri çekti.

Nisan ayı ortasında Çekya, 2014 yılında bir mühimmat deposunda meydana gelen ve iki kişinin ölümüne yol açan patlamadan Rus istihbaratının sorumlu tutulduğunu açıkladı. Rusya'nın bu yolla mühimmatların Bulgaristan üzerinden Ukrayna'ya gönderilmesini önlemek istediğini iddia eden Çekya Hükümeti, 18 Rus diplomatını sınır dışı etme kararı aldı. Rusya karşı hamleyle 20 Çekya diplomatı için sınır dışı kararı alırken, Çekya'ya destek amacıyla Slovakya, üç Baltık ülkesi, Romanya ve Polonya gibi Avrupa ülkeleri Rus diplomatlarını istenmeyen kişi ilan etmeye başladı.

Son olarak Bulgaristan, ülkede 2011-2020 yılları arasında farklı mühimmat depolarında meydana gelen dört ayrı patlamada Rus istihbaratının parmağı olduğu iddiasıyla, Rusya'nın Sofya Büyükelçiliği'nde görevli bir diplomatı sınır dışı etme kararı aldığını duyurdu. Suçlamaları yine reddeden Rusya'nın "karşılık verilecek" açıklaması gecikmedi.

"Savaş nedeni"

Uluslararası toplumda endişeye yol açan gerilimin gerisinde yatan nedenler merak ediliyor. ABD'nin eski Ukrayna büyükelçisi ve Stanford Üniversitesi öğretim üyesi Steven Pifer’e göre bunun en önemli nedeni Çekya’nın yürüttüğü soruşturma sonucunda elde edilen bulgular. Bu bulgulara göre Çekya'da 2014 yılında bir mühimmat deposunda meydana gelen patlamanın sorumluları, 2018 yılında İngiltere'de eski ajan Sergey Skripal ile kızını zehirleyenlerle aynı kişiler, yani Rus ajanları. DW'ye konuşan Pifer, Çekya'nın Rusya'ya yönelttiği suçlamaların Batılı ülkeler tarafından "savaş nedeni” olarak algılandığına dikkat çekiyor.

Batı hangi mesajı vermek istiyor?

Almanya'nın eski büyükelçilerinden Hans-Jürgen Heimsoeth da Rusya ile son yıllarda kötüleşen ilişkilerdeki gerilimin, çok daha farklı bir nitelik kazanmaya başladığı görüşünde. DW’ye değerlendirmelerini aktaran Heimsoeth, Soğuk Savaş döneminde, 1980'lerde, Moskova'da diplomat olarak görev yaptığını, o yıllarda da casusluk ve sınır dışı olayları yaşandığını ancak bugün çok daha gergin bir ortamın hakim olduğunu kaydetti.

Ukrayna ve İsveç'te büyükelçilik yapmış olan Heimsoeth,"Bu yaşananlar farklı, şüphe yok, Rusya çatışma rotasında ilerliyor. Gerilimin farklı bir boyut kazandığına tanık oluyoruz" dedi.

Skripal ve Navalni'yi zehirleme girişimlerini, seçimlere müdahale ve dezenformasyon kampanyalarını, Rusya'nın gerilimi tırmandıran hamleleri arasında sıralayan eski büyükelçi, Rus diplomatlarını sınır dışı ederek Moskova'ya "ne yaptığınızı yakından ve büyük bir dikkatle izliyoruz" mesajının verildiğini kaydetti.

İstihbarat savaşı

Rusya, pek çok Batılı ülkenin sınır dışı hamlelerine benzer adımlarla karşılık verdi ama aynı zamanda çok sayıda diplomatını ülkeye geri getirmek zorunda kaldı. Ayrıca Çekya'daki nükleer santral projesinden de dışlandı. Amerikalı Steven Pifer'a göre Rus istihbaratı özellikle Prag'da ağır darbe aldı. Rusya'nın eski dışişleri bakan yardımcılarından Georgi Kunadse ise aynı görüşte değil. DW'nin sorularını yanıtlayan Kunadse, "Ben bu çevredeki kişilerden, sınır dışı edilen bir istihbarat görevlisinin yerine mutlaka deşifre edilmesi zaman alacak yenisinin gönderildiğini çok sık duydum. Muhtemelen istihbaratçının yerine gerçek bir diplomat, gerçek bir diplomatın yerine de bir istihbaratçı gönderilecek" dedi.

Avrupa bölünmüş durumda mı?

Son gerilimde özellikle Doğu Avrupa ülkelerinin Çekya'ya destek çıkarak, Rus diplomatlarını sınır dışı etmeleri dikkat çekti. Avrupa Birliği (AB) de Çekya'ya destek açıkladı. Ancak Batı Avrupa ülkeleri herhangi bir Rus diplomatını sınır dışı etmedi.

Steven Pifer'e göre eski Varşova Paktı üyesi ülkeler arasındaki dayanışma daha güçlü ve bu ülkeler Rusya'ya karşı daha sert tavır takınmasından yana.

Rusya'nın eski dışişleri bakan yardımcılarından Georgi Kunadse ise AB üyesi büyük devletlerin Rusya ile daha güçlü iktisadi ilişkileri bulunduğuna, buna karşın Doğu Avrupa ülkelerinin Rusya'nın kendilerine aynı göz hizasında davranmamasına öfkeli olduklarına işaret etti.

Almanya'nın eski büyükelçilerinden Jürgen Heimsoeth ise AB'de Rusya'ya karşı sert yaptırımlar konusunda mutabakat olduğuna vurgu yaptı, dayanışmanın olduğunu, Almanya'nın da Prag büyükelçiliği aracılığıyla Çekya'ya destek önerdiğini söyledi.

İpler kopabilir mi?

Eski diplomatlar, özellikle ABD ile Rusya arasındaki tansiyonun, ABD Başkanı Joe Biden ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in planlanan ikili görüşmesi öncesinde biraz düşürüleceği görüşünde. En azından her iki ülkenin büyükelçileri, liderin buluşmasını planlamak için görev yerlerinde bulunmak zorunda olacak. Uzmanlar ilişkilerin kötüleşmekte olduğu konusunda hemfikir olmakla birlikte iplerin tamamıyla kopması beklemiyor.

DW