Gıda fiyatları rayına oturunca buradan sonuç alamayacağını anlayan Zillet siyasetçileri ve uzantıları yabancı istihbarat servislerine maşalık yaparcasına muhacir düşmanlığını kaşımaya çalışıyor. Ülkenin geleceğine dair hiçbir fikir veya projesi olmayan eski İYİ Partili şimdiki Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın başını çektiği mültecilere karşı nefret propagandasının korosunda yer alan İP Lideri Meral Akşener, Memleket Partisi Lideri Muharrem İnce, İP vekili Lütfü Türkkan, yazar Yılmaz Özdil gibi isimlerin göçmen olması dikkat çekiyor. Dağıstan göçmeni olan Özdağ, Selanikgöçmeni olan Akşener ile İnce, Makedonya göçmeni olan Türkkan, Girit göçmeni olan Özdil’in Suriyeli mülteciler aleyhindeki hadiselerde başrolde olması tepki çekiyor.

Kamuoyunda bilinen isimlerden tarihçi İlber Ortaylı’nın Kırım göçmeni, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Selanik göçmeni, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un Makedonya göçmeni, oyuncu Cem Yılmaz’ın ve şarkıcı Sezen Aksu’nun Selanik göçmeni, şarkıcı Tarkan’ın Bulgaristan göçmeni olduğunu hatırlatan uzmanlar, coğrafyamızın dünden bugüne mazlumların sığındığı güvenli liman olduğunu hatırlatıyor.

Dedeleri Anadolu'ya sığınmıştı

Akite konuşan İnsan Hakları Savunucuları Derneği (İHSD) Başkanı Ali Akbaş, şunları dile getirdi: “Keyiften değil savaştan, kandan, zulümden kaçarak Osmanlı bakiyesindeki topraklardan gelip ülkemize yerleşen muhacir kardeşlerimize yönelik nefret dili Anadolu insanının hissiyatını yansıtmamaktadır. Yıllar önce nasıl Ümit Özdağların, Meral Akşenerlerin, Muharrem İncelerin, Yılmaz Özdillerin, İlber Ortaylıların, Ahmet Necdet Sezerlerin, Tansu Çillerlerin, İlker Başbuğların, Cem Yılmazların dedelerine kapı açarak onları bağrımızda beslediysek, bugün topraklarımıza sığınan mazlumlara da aynı anlayışla sahip çıkıyoruz. Münferit hadiseler üzerinden bütün muhacirleri düşmanlaştırmaya çalışıyorlar. Ya da yalan yanlış görüntüleri sosyal medyada yayarak insanımızı muhacir kardeşlerine kinlendirmek istiyorlar. Bu provokasyon en çok yabancı istihbarat servislere yarar.”

Selanikli de İdlibli de geliyor

Akbaş, şöyle devam etti: “Bu fitneci şahıslara sormak isteriz; Hani, ‘Kendisini Türk hisseden herkes Türk’tür’ diyordu Mustafa Kemal? Bu topraklara sığınıp da kendisini Türk hissedenlere bu düşmanlık niyedir? Osmanlı yıkıldıktan sonra Osmanlı coğrafyasının Batı kanadında Selanik’ten, Makedonya’dan, Bulgaristan’dan ve diğer vilayetlerden gelenlere nasıl kapılarımızı açtıysak, Osmanlı bakiyesinin Doğu bölgesindeki mazlumlara da sahip çıktık, çıkıyoruz. Selanikliler nasıl zulümden kaçıp geldiyse; Hamalı, Humuslu, İdlibli de zulümden kaçıp geldi. Ve Suriye’de hâlâ belirsizlik hakim. Bir yanda PKK gibi terör örgütleri cirit atıyor, diğer yanda hakkı, hukuku ayaklar altına alan İran destekli Esed rejimi Sünni avına çıkmak için aç kurt gibi pusuda bekliyor. Türkiye’nin oluşturmak istediği güvenli bölgeye ise ABD ve Avrupa ülkelerinin yanı sıra, içimizdeki bu mülteci düşmanları karşı çıkıyor. Güvenli bölge oluşturmak için operasyonlara karşı çıkanlar ‘savaşa hayır’ diye ağlaşanlar da bunlar, ‘Suriyeliler gitsin’ diyen de bunlar. Bu zorba dil asla insanımızın dili değildir.”

Batılıya değil müslümana karşılar

Gazeteci Yazar Mehmet Fırat da, şunları ifade etti: “Muhtemelen derin çeteler bu mesele ile alakalı yine bir provokasyon hazırlığında. Müslümanlar olarak buna izin vermeyeceğiz. Mülteci düşmanlığı yapan bu şahıslar, ülkemize gelip aylar boyunca kıyı kesimlerinde boy gösteren Batılı bitli turistlerden rahatsız değil. İngilizce tabelalardan hiçbiri rahatsız olmuyor. Lisanımıza sokulan İngilizce kelimeleri hiçbir rahatsızlık duymadan dillendiriyorlar. Çünkü rahatsızlıkları mültecilerden değil, Müslüman olmalarından kaynaklanıyor. Bu mutlu kripto azınlık 90’lı yıllarda benzer görüntüleri Kürt vatandaşlar için yapardı. Geçmişte Bulgaristan’dan gelen, zulümden kaçan soydaşlar için de aynı şeyi yapmışlardı. ‘Biz besliyoruz’, ‘işimizi aldılar’ vesaire diyorlardı. Düzensizliğin kontrol edilmesi ve bu yönde çalışma yapmak ayrı bir mevzudur ama mültecilerden rahatsız olmak ayrı. Mülteciler üzerinden yürütülen algı tamamen İslam kardeşliğine olan rahatsızlıklarından kaynaklanıyor. Unutulmamalıdır ki burası hilafet bakiyesi bir yerdir. Müslümanlar kendini emin hissettikleri yere gelecektir. Her yerden gelmelidir de. Bu topraklar bin seneden beri Müslüman toprağıdır. Ve öyle kalacaktır.”

Yeni Akit