"Siyasal ve askeri casusluk" suçlamasıyla gözaltına alınan DEVA Partisi kurucu üyesi Metin Gürcan, çıkarıldığı nöbetçi Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliğince tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Veryansın Tv, Gürcan’ın hakimlikteki ifadesine ulaştı.

Yabancı misyon görevlilerine para karşılığı ‘casusluk’ yaptığı iddia edilen Metin Gürcan, savunmasında kendisini şöyle tanıttı:

"Üzerime atıl suçu kabul etmiyorum. Gizli kapaklı bir istihbarat faaliyeti yapmadım. Ben bir akademisyen jeopolitik uzmanım. Açık kaynaklarla çalışan medya önünde görünürlüğü olan, silahlı kuvvetlerden ayrıldıktan sonra makaleler kitaplar yazmış, bölgesel jeopolitik konularda sadece Türkiye değil Avrupa, Ortadoğu, Doğu Akdeniz konulu çalışmalar yapan bir uzmanım. Görünürlüğüm uluslararası olarak yüksektir. Uzmanlığıma kıymet verilir. Ben düşüncelerimi zaten her yerde kamuya açık paylaşmaktayım. Bu yüzden kamuya mal olmuş medyada yorumları yer alan bir akademisyen uzmanım. Deva Partisi kurucu üyesiyim, dış ilişkiler güvenlik politikaları alanında istendiği zaman bilgilendirmeler yapmaktayım. bu nedenle siyasi kimliğim de vardır. Dış politika ve dış güvenlik alanlarında keskin muhalif kimliğiyle bilinen açık kaynaklarda görüşlerini paylaşmış bir dış politika uzmanı olarak tanımlayabilirsiniz.”

‘İstihbaratçılarla görüşmem’

“Hiçbir zaman istihbaratçılarla aktif durumdaki kamu görevlileriyle görüşmem, küçük istisnalar olabilir ancak bu benim temel prensibimdir” diyen Gürcan, “Emekli personelden talep olursa girdiğim çalıştay konferans ve etkinliklerdeki yurt içi ve dışında pek çok çalışmaya katılırım. Oxford Üniversitesi, ABD'deki üniversitelerde de çalıştım, geniş bir akademisyen çevresi olan birisiyim” ifadelerini kullandı.

Zarf alışverişi savunması

Gürcan, yabancı diplomatla başkentteki bir otelde zarf alışverişi yapmasına ilişkin şu savunmayı yaptı:

“Ben buraların her yerinde kameralar olmasına rağmen gitmek isteme nedenim salaklığım değil göz önünde olma isteğimdir. Bu diplomatı ben İspanyol Büyükelçiliği'nde çalışan 1. konsolos olarak tanırım kendisi kartını bana göstermişti. İspanya bence Türkiye için önemli ve dost müttefik bir ülkedir. Bu kapsamda Türkiye’nin değerlendirmeleri ile ilgili bazı görüşmeler yaptım. Bu ülkenin Suriye ve Afganistan’da büyükelçilikleri yoktur. Bölgeyi de çok tanımazlar. Bu yüzden benim görüşlerim ve bilgilerimden yararlanmak isterler. Ben derlediğim haftalık analiz çizelgeler hazırlarım, bu çizelgeleri yazılarımda, Tv programlarındaki söylemlerimde kullanırım. Bu çizelgeler aynı zamanda özellikle Suriye mevzusu ve Suriye mültecilerinin durumu, Libya durumu gibi özellikle bu İspanyol diplomatın öğrenmek istediği konulardandır. Onlara bu çizelgeleri takdim ederim. Bunun karşılığında cüzi 400 dolar gibi onur ödemesi alırım. Son ödemede aldığım 3500 euroluk ödeme pandemi nedeniyle kısıtlamalar ve iletişimin aksaması sebebiyle böyle bir tedbir olarak elden verilmişti. Bütün aldığım ödemeler banka hesabıma gelir bu hesabım şeffaftır. Kendisinden bunu talep ettim ancak ödemeyi elden yapacaklarını söylediler, ben de buna rıza gösterdim.”

Hazırladığı çizelgelerin devletin resmi belgesi olmadığını, kendi fikirlerini açık kaynaklardan derleyerek hazırladığı yorumlar karşılığında ödemeler aldığını öne süren Gürcan, “Bu onur ödemeleri sadece bana özel değildir. Finlandiya Büyükelçiliğinin Ankara Hilton otelindeki etkinliğinde konuşmacı olarak geldim ve 500 Euro onur ödemesi aldım, benimle birlikte katılan emekli bir profesör ve güvenlik uzmanı da benim gibi 500 Euro onur ödemesi aldı. Yaptığı hizmet karşılığı uzmana akademisyene emeğin karşılığını nakit vermek bir gelenektir. Sadece Türkiye değil dünyada da birçok uzman yaptıkları çalışmalar karşılığında bu tarz ödemeleri almaktadırlar” dedi.

‘Ben buna bilgi alışverişi diyorum’

Sadece İtalyan ve İspanyol diplomatların çizelgelerini kendi arşivlerine alma talebinde bulunduğunu söyleyen Gürcan, savunmasına şöyle devam etti:

“Yaklaşık 1,5 yıldır bu şekildedir. Çok fazla STK, yabancı kurum ve büyükelçilik talep etmesine rağmen ben başkalarına tevessül etmedim (…) Birkaç defa Finlandiya Büyükelçiliğine gitmişliğim vardır. Geçen ay yapılan bir güvenlik toplantısında da Japonya büyükelçiliğinden bir talep oldu ancak ben bunlardan ücret almadım. Türkiye'nin hasmı olarak görülen ABD, Çin gibi ülkelerden de talep gelmesine rağmen kesinlikle görüşmedim. Ben yaptığım çizelgeler için birinden aylık 400 dolar diğerinden 500 dolar telif ücreti alıyorum. Bu çizelgeleri tamamen açık kaynaklardan hazırladım. Telif ücretlerini her zaman elden aldım. Yaklaşık 15-16 aydır bu şekilde ödeme aldım. İspanya'dan daha eski İtalya ile daha yeni süreçli çalışmışımdır. Başka kimseyle bilgi alışverişi yapmadım. Bende devlet sırrı niteliğinde bir döküman hiçbir zaman olmaz. Ben buna bilgi alışverişi diyorum.”

Otoparktaki görüşme

Bütün görüşmelerini kamuya açık yerlerde otellerde, kafelerde yaptığını iddia eden Gürcan, “Bir istisna olarak, 2020 yılında pandemi sebebiyle kısıtlamalar vardı, 365 AVM’de buluşmak için gelmiştim kafeler kapalıydı. Italyan diplomatla, ancak otoparkta tamamen tesadüf ettik” ifadelerini kullandı.

“Görüştüğüm kişilerin istihbaratçı olduğu düşüncesine katılmıyorum” diyen Gürcan, “Ispanyol şahıs büyükelçiliğinde birinci konsolos olarak geçmektedir. Ben kendisinin iş business kartına baktığımda bu pozisyonda gördüm. Ayrıca R. bey kendisi herkesle de görüşür. Türkiye’de pek çok akademisyen, gazeteci, aydın ve siyasi parti temsilcisi ile görüştüğünü bilirim” diye konuştu.

'Sözleşmem yok'

2017’de bir danışmanlık şirketi açtığını ancak ortaklarının bırakması üzerine 2019 yılında kapattığını söyleyen Gürcan, verdiği ‘danışmanlık hizmeti’ ile ilgili bir sözleşmesinin bulunmadığını ifade etti.

Hazırladığı çizelgeleri Suriye, Irak, İran, zaman zaman da Ukrayna ve Afganistan gibi ülkelerdeki güvenlik, siyasi, dış ilişkilerle ilgili açık kaynaklardan oluşturduğunu belirten Gürcan, “Ben asker kişilerle görüşmem” iddiasında bulundu.