Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Cihat Kısa’nın Hz. İsa ve Hz. Meryem annemiz hakkında sarf etmiş olduğu hadsiz iftiralar üzerine tepkiler çığ gibi büyümeye devam ediyor. Yalova Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi öğrencilerinin ardından Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğrencileri de yapılan hadsizliği protesto etti.

Yapılan basın açıklaması şu şekilde:

“Bugün burada; Marmara İlahiyat özelinde, ilahiyat öğrencilerinin peygamberlerimize, kutsal değerlerimize, yüce kitabımıza yapılacak saygısızlıklara karşı en ağır cevabı vereceğini ve bu tarz tutumların, kuruluşundan beri temel hedefi toplumun ilim ve din insanları yetiştirme ihtiyacını karşılamak olan İlahiyat fakültelerinde bulunmasından rahatsız olduğumuzu tüm Müslümanlara ve kamuoyuna göstermek için toplanmış̧ bulunmaktayız.

Geçtiğimiz günlerde ismi daha önceden de İslami değerlere karşı hakaretlerle anılmış olan 9 Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden bir öğretim görevlisinin derste söylemiş olduğu ifadeler medyaya yansıtılmıştır. Bahsi geçen kayıtta Cihat Kısa isimli öğretim görevlisi; İsa peygambere, İffet Abidesi Meryem Annemize ve yüce kitabımız Kur’an’ı Kerim’e karşı ağza alınmayacak sözleri kullandığı açık bir şekilde görülmüştür. Bu ve bunun gibi olayların İlahiyat fakültelerinde artması biz Müslüman ilahiyatçı gençleri ciddi bir şekilde üzmektedir. Bununla birlikte eğitim aldığımız bu kurumlarda daha mukaddesata bile saygısı olmayan kişilerin ısrarla bulundurulması, ilahiyatlardaki bu ideolojik sapkınlıklara cesaret vermekte ve sayılarının artmasına sebep olmaktadır. Bugün fakültemizden, 9 Eylül Üniversitesi’ndeki bu söylemin aynı zamanda halkın sahip olduğu dini değerleri alenen aşağılayarak kamu barışını bozduğunu söylemek ve vurgulamak istiyoruz.

Yaptığı açıklamalarla bu olayı örtbas eden ve bağlam cambazlığıyla toplumun kandırılmaya çalışıldığını iddia eden Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanlığına bu ifadelerin hangi bağlamda olursa olsun kullanılmaması gerektiğini ve bu olayı basit açıklamalarla kapatmadan, kamuoyunu doğru bir şekilde bilgilendirmesinden sorumlu olduğunu hatırlatmak istiyoruz.

Düşünce özgürlüğü gibi olgularla olayı masumlaştırmaya çalışanlara; milyonların gönlünde yer edinmiş kutsal değerlere hakaret edebilmenin hangi düşünce özgürlüğünde var olduğunu sormak istiyoruz. Bir anneye, bir kadına, bir kıza sövmek dahi toplum vicdanında hoş karşılanmazken; yüce kitabımızda birçok ayette namusuyla, iffetiyle övülen Meryem Annemize açıkça sövmenin nasıl bağlam dışı olduğunu ve çarpıtıldığını merak ediyoruz.

Bunun yanında Ankara Üniversitesi’nde başörtülü öğrenci arkadaşımıza bir öğretim görevlisi tarafından yapılan nefret içerikli tutumu da şiddetle kınıyoruz.

Biz Müslüman ilahiyatçı gençler olarak bu fakülteden sizlerin huzurunda Yükseköğretim Kurulu’na ve diğer gerekli mercilere sesleniyoruz. Üniversitelerdeki özgür düşünce alanı, toplumu daha ileriye taşımak amacıyla var olmaktadır. Bu özgür düşünce alanı, kimsenin emellerini alet edebileceği bir alan olmamalıdır. Hele İslami ve dini değerlere hakaret edilecek, alay edilecek bir yer hiç değildir. İlahiyatlardaki yapısal sorunların çözümlenip, ilahiyatların tamamen İslami eğitime hasredilmesi gerektiğini de vurguluyor ve istiyoruz. Bunun uygulanmasıyla, ilahiyatların temel amacı olan İslami eğitim daha spesifik ve doğru bir şekilde gerçekleştirilecek bu doğrultuda toplumun din ve ilim insanı yetiştirme ihtiyacı doğrudan karşılanacaktır. Son olarak bu ve bunun gibi müfterilerin gerekli kurumlarca tespit edilip bir daha imkân bulamamak üzere dersliklerimizden uzaklaştırılmalarını talep ediyoruz.”

04.01.2021 – Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi