Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.

Erdoğan, yeni yasama yılındaki ilk Meclis grup toplantısı konuşmasına, partilileri selamlayarak başladı.

Yaklaşık 2,5 aylık aradan sonra gazi Meclis çatısı altında milletvekilleriyle birlikte olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, "Geçtiğimiz yasama döneminde gerçekten çok çalıştınız, çok önemli faaliyetler gerçekleştirdiniz. Yaz aylarında şehirlerinizde teşkilatlarımızla birlikte yürüttüğünüz çalışmaları da yakından takip ettim. İnşallah bundan sonra hem Meclis'te hem de şehirlerinizde aynı gayretle yolunuza devam edeceğinize inanıyorum." diye konuştu.

Konuşmasına devam eden Erdoğan: “(…) Maziden atiye kurduğumuz demokrasi ve kalkınma köprüsünün adeta kilit taşı olan Meclisimiz, kurucu ve devrimci vasfıyla hem kazanımlarımıza sahip çıkmakta hem de ufkumuzu aydınlatmaktadır. İnşallah bu Meclis, Türkiye'nin milli iradenin temsilcileri eliyle yapılan ilk anayasasını hayata geçirme şerefine de nail olacaktır. Biz, Türkiye'nin gündemine getirdiğimiz, ülkemizin ilk sivil anayasasını hazırlama teklifimizde gerçekten samimiyiz. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak kendi hazırlıklarımızı yapıyoruz. Meclis'teki diğer partilerden de kendi hazırlıklarını en kısa sürede kamuoyuyla paylaşmalarını bekliyoruz.

Şayet diğer partilerin anayasa teklifleri ile kendi hazırlıklarımızı uzlaştırabilirsek yasama yılı bitmeden Meclis bünyesinde bu işi neticeye ulaştırabiliriz. Tabii bunun için öncelikle diğer partilerin anayasa tekliflerini kamuoyuna açıklamaları gerekiyor. Uzlaşma sağlanamaması durumunda ise siyasi partiler olarak zaten yaklaşmakta olan 2023 seçimlerinde hep birlikte milletin terazisine çıkarız. Milletimizin sandıktaki kararı da başımız gözümüz üstünedir. Hiç şüphesiz burada temel belirleyici, ülkemizin yönetim sistemi ile ilgili farklı görüşlerin nasıl bir araya getirilebileceğidir." ifâdelerini kullandı.

Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Mesela biz 'Yeni anayasa' diyoruz, birileri de çıkıyor 'Gerekirse ilk dört maddeyi de değiştiririz' diyerek hemen PKK güdümündeki siyasi yapıya göz kırpmaya çalışıyor. Bakıyorsun ittifakın bir diğer kanadı, o da aynı şeyleri söylüyor. Buradan söylüyorum, acaba Anayasa'nın ilk 4 maddesini değiştirme fikri CHP'nin ve dolayısıyla tüm CHP'lilerin iradesi midir? Yoksa Kılıçdaroğlu'nun kişisel fikri midir? Eğer bu CHP'nin kurumsal iradesiyse ortada ülkemiz açısından çok vahim bir sorun var demektir. Çünkü bu durumda CHP Anayasa gibi temel bir konudan başlayarak tümüyle HDP'nin vesayetine girmiş demektir. Yok eğer bu Kılıçdaroğlu'nun kendi görüşüyse bu durumda da partisinin politikalarından farklı ajandaya sahip bir siyasetçiyle karşı karşıyayız demektir."

"Tarih, CHP gibi Cumhuriyet'in en eski partisini, HDP gibi bir terör örgütü kuklası emrine verenlerden elbette hesap soracaktır. Tabi bir de CHP'nin başını çektiği ittifakın diğer ortağı olan parti ve onun başındaki hanımefendi var. CHP bir yandan ittifakın bir türlü adı konmayan partisi HDP'yi bir yandan resmi ortağı bu partiyi idare etmek için adeta kırk takla atıyor. HDP'nin Millet İttifakı'nın ortağı olduğu gerek bu partinin yöneticilerinin beyanlarıyla, gerekse CHP'nin belediyelerindeki uygulamalarıyla inkarı mümkün olmayan bir gerçek ortaya çıkmıştır. İYİ Partinin bu gerçeğe kör sağır kalarak kendi konumunu koruma çabası artık sürdürülebilir değildir. Bu partinin başındaki hanımefendinin cumhurbaşkanlığından vazgeçip başbakanlığa talip olması da esasen bu trajikomik görüntüyle ilgilidir. HDP tarafı hanımefendinin cumhurbaşkanlığı adaylığını asla kabul etmeyeceğini zaten açıklamıştır. Yani bir anlamda HDP Milet İttifakı'ndaki gizli ortaklık hakkını kullanarak bu hanımefendiyi veto etmiştir."

Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yönetildiğini anımsatan Erdoğan, "Ve sistemin devam edeceği gün gibi aşikarken hayali bir makama talip olunmasının gerisinde bu vetonun bu dayatmanın sineye çekilmesi vardır. Lafa gelince vatan millet edebiyatıyla mangalda kül bırakmayanların terör örgütünün güdümünde siyaset yapar duruma düşmesi büyük bir acizliktir, Allah kimseyi böyle bir duruma düşünmesin." değerlendirmesinde bulundu.