Erdoğan’dan anayasa açıklaması: Meclis üzerine düşeni yapmazsa…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Uluslararası Ombudsmanlık Konferansı'na katıldı.

Erdoğan, Uluslararası Ombudsmanlık Konferansı'nda konuştu, anayasa değişikliği teklifi konusunda açıklama yaptı. Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar:

  • Şayet Meclisimiz üzerine düşeni yerine getirmezse son sözü milli irade söyleyecek, son kararı milletimiz verecektir.
  • Bugün NATO'da, Avrupa Konseyinde veya BM çatısı altında beraber olduğumuz bazı ülkeler, Türk adaletinden kaçan haydutların sığınağı haline dönüşmüştür.
  • (Suriye'de) Terörden temizleyerek emniyetli hale getirdiğimiz bölgelere şimdiye kadar ülkemizden yaklaşık 550 bin sığınmacı geri dönmüştür.
  • (Sığınmacıların dönüşü) Rusya, Suriye ve Türkiye olarak bir süredir yürüttüğümüz diplomatik temaslar meyvesini verdikçe bu sayılar daha da artacaktır.
  • (Paris'teki şiddet eylemleri) İyi terörist-kötü terörist ayrımının yanlışlığını gösteren olayların terörle mücadelede yeni bir dönemi başlatmasını umuyorum.
  • (Afganistan'da) Kızlar eğitim öğretimini almalıdır. Onlara mani bir şeyi kimse İslam'la bize tanımlamasın, anlatmasın. İslam böyle bir şeyi kabul etmiyor.
  • (Anayasa değişikliği teklifi) Şayet Meclisimiz üzerine düşeni yerine getirmezse son sözü milli irade söyleyecek, son kararı milletimiz verecektir.
  • Yerel siyasetçilerden medyaya kadar hemen herkes insan hak ve özgürlüklerinden bahsediyor. Dünyanın birçok yerinde insan hakları ve muhafazasıyla ilgili kararlar alınıyor, beyanatlar veriliyor. Tüm bunlar konuşulurken insanların bazı hakları göz göre göre ihlal ediliyor. Suriye ve Filistin'de, Arakan'da bu ihlallerin üzerine hep yenileri ekleniyor.
  • Karadeniz üzerinden tahıl koridorunu ve esir takası anlaşmasını hayata geçirmek suretiyle milyarlarca insanının hayatını etkileyen gıda ve enerji krizinin çözümüne katkı sağlıyoruz. Sayın Putin'in biz tahılı gönderebiliriz, sizler de bunun nakliyesini yapıyorsunuz. Biz de nakliyesini yaparız dedik. Bir şart koştu; durumu iyi olan Avrupa ülkelerine değil fakir Afrika ülkelerine bunu gönderelim dedi. Ben de bu teklifi kabul ettim, biz de bunları un fabrikalarımızda una çevireceğiz ve çuvallara doldurarak fakir Avrupa ülkelerine bunları göndermeye biz de varız dedik.