Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan, bugünkü “Çin geliyor ama yok olmaya geliyor” başlıklı yazısında, fonlanan tipleri ele aldı.

Asalak tipler dediği entelektüel fahişeler hakkında Kaplan, “Bir de Amerikan borazanı, Amerika ve Avrupa tarafından fonlanan derneklerin, kurumların Türkiye şubesi gibi çalışan asalak tipler var: Entelektüel fahişeler!” dedi.

Kaplan şöyle devam etti:

“Bu ülkenin çocuğu bunlar ama örtük veya açık şekilde Amerika’ya çalışıyorlar, Amerika’nın, küresel Yahudi vakıflarının, kartellerinin çıkarlarını korumak için koşturup duruyorlar! Kim kimi laf olsun diye fonlar ki!

Beyinlerini parayla başka ülkelere ve şebekelere satmış bu insanların özgür ve tarafsız yorumlar yapmalarını bekleyebilir misiniz?

Fikrin fahişesi, küresel güçlerin paralı maşaları bunlar! Açık veya gizli ajandaları var; “sahibinin sesi” olarak onları adım adım hayata geçiriyorlar…

İşin daha vahim tarafı da, özgür medya, özgür akademyayı bunların temsil ettikleri masalının yutturulması ve buna ses çıkarılmadığı gibi, ses çıkaranların suçlanması ve susturulması derhal!

İnanılır gibi değil! Tam bir akıl tutulması hâli bu!”

Peygambersiz İslâm

Yusuf Kaplan ayrıca “Peygambersiz İslâm” projesine de dikkat çekti:

Soğuk Savaş sonrasının dünyasının stratejik haritaları merkezinde bizim olduğumuz İslâm coğrafyası üzerinden şekillendiriliyor!

Başvurulan yöntem, teo-politik. Asıl hedef, İslâm’ın İslâm dünyasının geleceğinin şekillendirilmesinde bile belirleyici konumda olmamasını sağlamak.

İslâm’a diz çöktürmek, yani!

Bunun için de hormonlu Müslümanlar icat etmek, İslâm’ın kurucu kaynakları ile Müslümanlar arasındaki kopmaz irtibatı önce sakatlamak, bozmak, sonra da yıkmak, yok etmek.

“Peygambersiz İslâm” projesinin de, “İslâm’sız İslâm” projesinin de, hadislere, sünnete, mezheplere saldırılmasının temel nedeni de bu: Müslümanların akîdelerini yıkmak! Tıpkı Hinduizm, Budizm, Taoizm, Şintoizm ve Zen gibi ruhu çalınan, hayattan uzaklaştırılan, sekülerleşmiş, Protestanlaşmış, güdülen, her şekle giren, çağı kendine uyduracağına, kendini çağa uydurarak paçavraya dönüşen ruhsuz bireysel bir inanç meselesine indirgenen bir din icat etmek!

Akîde, her şeyin kökü, temeli, esasıdır oysa. Temel çöktüğü zaman, bina da paldır küldür çökecektir!

Bütün diğer Doğu dinlerinin müntesiplerinin dinleriyle ilişkilerini yerle bir ettiler, bu dinleri, inanç sistemlerini ve medeniyet kaynaklarını kurutarak fosilleştirdiler, antropolojik ölü malzemelere dönüştürdüler!

Bunların hiçbirini İslâm’a yapamadılar! İslâm direniş, diriliş ve varoluş ruhunu yitirmedi, yitirmeyecek de inşallah.

O yüzden çıldırıyorlar!

Makalenin tamamı için TIKLA