Hz. İsa ve Hz. Meryem hakkındaki hadsiz konuşmaları ortaya çıkan, akademik kibrinden olsa gerek eleştirilere cevap vermeye tenezzül dahi etmeyen Dokuz Eylül Üniversitesi öğretim elemanı Cihat Kısa, protestoların memleket çapına yayılmasından sonra bir özür açıklaması yayınladı. Özür metninde, yaptığını doğru bir şeymiş gibi savunan Kısa, ses kaydının tamamının yayınlanmış olmasına rağmen iftiraya uğradığını söyleyerek Hz. İsa ve Hz. Meryem’e yönelik yanlış bir ifadede bulunmadığını iddia etti.

Cihat Kısa, “Din Psikolojisi dersi kapsamında öğrencilerime bir konu hakkındaki lehte ve aleyhte bütün görüşleri sunmak üzere çeşitli kaynaklarda (psikoloji ve psikanaliz kaynaklarında) geçen bir anlatıyı örnek olarak kullandım. Çocukluk döneminde anneden ayrı kalmanın yol açtığı ayrılık kaygısının ortaya çıkardığı travmaya örnek olarak kullandığım bu anlatının, bağlamından koparılarak Hz. Meryem’e ve Hz. İsa’ya iftira ettiğim şeklinde anlaşılıp sunulabileceğini tahmin etmezdim. Dersimi dinleyen öğrencilerim arasında da bu kaydı yapan kişi dışında kimse bunu İslâm inançlarıyla ilişkilendirmemiştir.” dediği sözde özür metinde, bir öğrencinin mevzubahis anlatının yalan olduğuna dair çıkışına “bilemem” karşılığını vermesi hususunda ise “Anlatıdaki bazı hususların psikoloji ilminin yöntemi açısından bir bilgi konusu olamayacağını ifade etmek üzere derste “bilemem” ifadesini kullanmıştım.” diyerek kıvırmaya çalıştı.

Babasızlığın çocuk üzerindeki psikolojik etkisini örneklediğim bu hikâyenin anlatılmayan yönlerinin bulunduğuna dair yorumum, seçtiğim kelimeler ve üslubum eleştirilebilir.” diyerek aslında yaptığının yanlış olmadığını sadece üslubunda bir kusur bulunabileceğini söyleyen Kısa, bu açıklamalarıyla nası bilim putu önünde sigaya çekmekte beis görmeyen bir anlayışa sahip olduğunu da gözler önüne sermiş oldu.

Kısa’nın “hatalı değilim; ama madem istiyorsunuz alın size özür, susun artık” dercesine yaptığı bu küstah açıklama, mezkûr ses kaydının ortaya çıktığı günden bu zamana yapılan eylemlerde dile getirilen “asıl ilahiyatlardaki zihniyetin sorgulanması ve değiştirilmesi” gerektiği yönündeki tenkidlerin de ne kadar haklı olduğunu gösterdi. Müslümanlar talepleri yerine getirilene kadar gerekeni yapmaya devam edecektir.