İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi hocalarından Cihat Kısa’nın yapmış olduğu iftiralardan dolayı Türkiye’nin her yerinden tepkiler yağmaya başladı. Bir tepki de Sakarya Üniversitesi öğrencilerinden geldi.

Sakarya Üniversitesi öğrencilerinin açıklaması şöyle:

“Geçtiğimiz günlerde hayâ perdesinin ne kadar önemli, ar damarının niçin kıymetli olduğunu anladığımız çok çirkin bir hadise gündeme geldi. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi’nde görevli olmaktan başka hiçbir vasfı bulunmayan “Cihat Kısa” adlı şahıs, hayâsızca Hz. Meryem validemize necis ağzıyla zina, ima ve iftirasında bulundu. Sakarya Üniversitesi’nin bütün fakültelerinde okuyan Müslüman gençler olarak bu hayâsız imâ ve iftirayı bizzat kendisine iade ediyor, yüzsüzlüğünü yüzüne vuruyoruz! Bugün burada, bu şahıstan sâdır olan gayriahlaki ve Meryem annemizle; Kur’an’da iffeti, namusu ve sıddîka oluşu Rabbımız tarafından ilan edilen Meryem annemizle bağdaştırılamayacak iftirayı tel’în etmek, tepkimizi, öfkemizi ortaya koymak ve tarafımızı belli etmek için toplanmış bulunmaktayız. Zira bu şahıs, birazdan zikredeceğimiz Kur’an ayetlerini hiçe sayarak Meryem annemize dil uzatmıştır.

Biz, bu vatanın Müslüman gençleri olarak yegâne gayemizin Cenâb-ı Hakk'ın rızasına erişmek olduğunu bir kez daha belirtmek istiyoruz. Hakikate ulaşacağımız yolda çeşitli vasıtalardan faydalanılabilir. Felsefe, sosyoloji, psikoloji gibi ilmi vasıtalardan faydalanılırken kıstasımız, her vasıtada olduğu gibi ancak ve ancak Kur'an ve Sünnet'e muğâyir olmaması, bizi Allah'a yakınlaştırması ve imanımızı arttırmasıdır.

Bugün burada toplanmış olmamız, şuurlu gençlerin mukaddesâtına ne denli bağlı olduğunu göstermek içindir. Türkiye'nin sâir şehirlerinden gençlerin yapmış olduğu basın açıklamaları başka noktalara çekilerek maksadından saptırılmaktadır. Biz, açıklamalarımızın hedefinden saptırılmasına müsaade etmeyeceğiz! Bugüne kadar cereyan eden hadiselerde eleştiriler hep saptırılmış, ya medrese-ilahiyat çatışmasına çevrilmiş ya da daha farklı noktalara çekilmiştir. Biz, Müslüman gençler olarak yaptığımız eleştirilerde herhangi bir kurum veya kuruluşu yermeyi, yıpratmayı değil fikir mücadelesi vermeyi hedefliyoruz. Sahih fikirlerden beslenmeye, fikir üretmeye gayret ediyor ve karşıt fikirleri eleştiriyoruz.

Ancak şu da bir gerçektir ki yetkin olan ve bizim de yetkin olduğunu düşündüğümüz kişi ve kuruluşların hâlâ devam eden suskunluğu kabul edilebilir değildir. Yoksa bu suskunluğun sebebi, ilahiyat kurumunun itibarsızlaştırılması kaygısı mıdır? Peki, ana gaye olan İslâm'ın itibarı zedelendikten sonra bir vasıta olan ilahiyat kurumunun kıymet-i harbiyesi, nedir?! Bu bağlamda yetkin STK ve şahısların maneviyatımıza sahip çıkmaları ve Hz. Meryem’e yapılan bu hadsiz iftiraya karşı en az biz Müslüman gençler kadar cesur olmaları gerektiğini açıkça dile getiriyoruz!

Ve son olarak İzmir Dokuz Eylül Üniversite’sinde bu meş’um iftirayı dile getiren “Cihat Kısa görevden alınsın” diyoruz! Nesillerimizin ifsâd ve idlâline uğraşan bu gibi hayâ yoksunlarının biz gençlerin önüne “hoca” olarak konmasına razı olmadığımızı haykırıyoruz! Şayet gereği yapılmasa dahi bize Allah’ın huzuruna çıktığımızda bugünkü haykırışımızın şâhitliği, izzet ve şerefi yetecektir!”