Eski ABD Başkan'ı George W. Bush'un, ABD'nin geri çekilmesi nedeniyle Afgan kadınların vaziyetinden duyduğu endişeyi dile getirdiği bildirildi. Bush, “İlk tepkim, vay canına, bu kızlar Taliban ile gerçek bir sorun yaşayacaklar... O ülkedeki kadınların ve kızların içinde bulunduğu kötü durumdan derinden endişeliyim.” dedi.

Amerika’nın sürekli Afgan kadınlarla alakalı ifadeler kullanması dikkat çekiyor. ABD’nin sebep olduğu savaş dolayısıyla UNAMA'ya (Afganistan'daki Birleşmiş Milletler Yardım Misyonu) göre, 2009 yılından bu yana Afganistan’da 111.000 sivil öldü veya yaralandı. Batılı beyaz şövalyelerin, işgalleri meşrulaştırmaya yardımcı olması için feminist argümanlar kullanması ve Bush'un endişesini dile getirirken kendini gösteren sömürgeci kurtarıcı kompleksi, Afganistan’daki bu kötü vaziyetin ortaya çıkmasına katkıda bulundu. Sözde ise “medeni” ve “aydınlanmış” Amerikalı, kurtuluş bekleyen Afgan kadınlarını “baskıcı” Taliban'dan kurtarmak için 2001'de kıtaları aştı. Bu tipik bir sömürgeci saçmalığıdır.

İlk dalga feministlerin ortaya çıkışından önce, Feminizm erkek Avrupalı ​​sömürgeciler için bir araçtı. Bugün Afganistan’da olduğu gibi hem Müslümanlar hem de Müslüman olmayanlar, feminist argümanların yardımıyla emperyalist ajanların hedefi haline getirildiler, böylece onlara karşı işlenen suçlar meşrulaştırıldı.

Feminist ideoloji, İslâm topraklarının istilası, Müslümanları boyunduruk altına alınması ve zorbalık altında inletilmesi için Batılıların öne sürdüğü bir gerekçe olarak onlarca yıl kullanıldı. Bugün Batı, feminizm gibi ideolojiler aracılığıyla İslâm kültürünü fikrî olarak yıkmaya çalışıyor. Feminist düşünce, Müslüman bir kişinin hayatının merkezinde olan aile ve ev yaşantısının altını oyuyor. Müslüman toplumun merkezi olan aile kurumuna saldırıyor.

Bu ideolojinin sebatkârı gibi görünenlerden olan bir Afgan gazeteci, geçenlerde kendisini “güvensiz” hissettiğini ve “korku” dolu olduğunu söyledi. Niçin? Süheyl Şahin (Taliban'da yetkili kimse) ona Doha'da, Katar'da bakmadığı için!

Muhtemelen bu tuhaf yorumlarının iması şudur: Müslüman toplumlarda, İslâmî saygı çerçevesinde karşı cinsle göz temasından kaçınma vardır ve cinsiyetler arası etkileşimle alakalı olan bu davranış feminizmin taleplerine uygun olan Batılı bir şekle büründürülmelidir. Batı'dan esinlenerek İslam kültürünün küçük görülmesi...

Taliban ve kadın haklarıyla alakalı çarpıtılmış Batı propagandasının akılsızca ve ezbere okunması geçmişten bu yana düşülen bir hata. Bu propagandayı yaparak aldatan insanlar, kadın hakları kisvesi altında emperyalist bir istilayı meşrulaştırmaya ve hedef ülkenin dini ve kültürel değerlerini baltalamaya çalışmaktadır. Feminist düşünceyi Afganistan’da ve genel olarak tüm Müslüman toplumlarda, görünüşte zararsız fakat inceden inceye toplumun yapısını tahrip eden taleplerle normalleştirmeye çalışıyorlar.

Geçen yıl, aktivist bir Afgan kadın BM Güvenlik Konseyi'nde konuştu. Taliban'ın kadın haklarının düşmanı olduğunu öne sürerek “Zor elde ettiğimiz kazanımlarımız herhangi bir sebep olmaksızın elimizden alınabilir.” diye yakındı. Müslüman bir toplumda haklar İslâm dairesinde tanımlanmalıdır. Müslüman bir ülkede, kadınlar için neyin iyi olduğu hususunda, insan aklının ürünü olan feminist anlayışın kadın hakları söyleminin dayatılmasına izin verilirse, İslâm dinini yetersiz ve eksik olarak görüp, reddetmiş oluruz. Niçin Müslüman olmayan ABD, Müslüman bir ülke olan Afganistan’da “kadın haklarını”, hatta “erkek haklarını” kapsayacak düzenlemeler ve kültür üzerinde tekele sahip olsun?

Batılıların “kadın hakları” çığlıkları zararsız bir talep gibi görünüyor. Ancak bu hakların çoğunun İslâm diniyle bağdaşmaz oluşu, cemiyet üzerindeki yıkıcı etkileri ve tarihsel kökenleri, Müslüman toplumlar için arkasında perdelediği tehlikeli gündemler ile birleştiğinde şeytanî bir netice çıkıyor ortaya. Bu nedenle, kaynağı Yaratıcı olduğu için kadın haklarının İslâmî tanımı, kadınlara fayda sağlayan tek tanımdır.

Yazan: Saffiyah

Tercüme: Baran Demir