Yanı başımızda senelerdir devam eden Suriye krizi her geçen gün Türkiye’yi daha büyük sıkıntılara sokuyor. Suriye rejimiyle iç savaşın başlamasından itibaren ters düşen Türkiye’nin, krizin başından beri muhatap olduğu en önemli sorunlar göç meselesi ve ülkenin kuzeyinde Amerikan güdümünde kurulmak istenen PKK/YPG devleti… Türkiye, bugün iki meselenin de çözümü için hem ABD hem Rusya ile karşı karşıya.

Suriye rejiminin en büyük destekçisi Rusya, muhaliflerin hâkimiyetindeki son bölge olan İdlib’i de ele geçirmek için Türkiye ile varılan mutabakatları ihlâl etmeyi sürdürüyor. Türkiye ise İdlib’in rejimin eline geçmesiyle yaşanabilecek göç dalgasını engellemek için elinden geleni yapıyor.

Öte yandan Suriye’nin kuzeyinde ABD tarafından silahlandırılan ve ayrıca Rusya tarafından da desteklenen ve kollanan PKK/YPG devletleştiriliyor. ABD, binlerce militanı, âdeta bir devletin profesyonel ordusunu silahlandırıyormuşçasına donatıp PKK/YPG görünümlü bir ordu oluşturdu. Türkiye ise yanı başında tezgâhlanan bu kukla devletçiği tabiî olarak bir millî güvenlik sorunu olarak görüyor.

Hülasa, Suriye’de gerek IŞİD’e gerek PKK/YPG’ye son olarak ise İdlib bölgesinde rejim hedeflerine karşı geniş çaplı harekâtlar düzenleyen Türkiye, şimdi ise Fırat’ın doğusunda PKK/YPG unsurlarına yönelik bir süpürme harekâtı gerçekleştireceğini dillendirerek tansiyon ölçüyor. Mevzu bahis harekât tehdidi, artık Suriye meselesinde anlaştıkları ayan beyan ortaya çıkmaya başlayan ABD ve Rusya’yı rahatsız ediyor. Dolayısıyla yapılacak bir operasyon ABD ve Rusya ile doğrudan karşı karşıya gelmek mânâsını da ihtiva ediyor. Fakat Türkiye’nin bu adımı atması karşısında bu iki devletin maşaları olan YPG/PKK için sıcak çatışma anlamında Türkiye’yi karşıya almak istemeyeceği de ortada.

Dergimizde bu meseleyi ele aldık.