14 Mayıs 1948’de, Filistin topraklarında yasadışı İsrail Devleti kuruldu. 15 Mayıs 1948’de ise Nakba günü ilân edildi… Birinci Arap-İsrail savaşı başladı!

“Felaket günü” olarak sembolleşti bugün… Salih Mirzabeyoğlu’nun tabiriyle “Domuzlar Diktatoryası” (Birleşmiş Milletler)’nın 1947’de aldığı kararla Siyonist-Haçlı ittifakıyla Yahudi İsrail devletini İslâm coğrafyasının kalbine hançer gibi soktu.

Siyonist devlet İsrail, 14 Mayıs 1948 tarihinde Birleşik Krallık'tan “bağımsızlığını” ilan etmiştir. 14 Mayıs'ı 15 Mayıs'a bağlayan gece gerçekleşen bu ilanın ardından beş Arap ülkesi İsrail'e karşı askeri operasyona başlamıştır. Bu olay 1948 Arap-İsrail savaşını tetikledi.

İsrail Savunma Kuvvetleri, Mısır, Suriye, Ürdün, Lübnan ve Irak kuvvetlerine karşı başarı kazanmıştır. Bunun yanında Filistin coğrafyasında Araplara devlet kurmaları için bırakılan toprakların da yarısını işgal etmiştir.

Yâd edildiler…

Her 15 Mayıs’ta İsrail’e karşı savaşan şehitler yâd edilirken, Filistin’den ötelenen, öz vatanında parya muamelesi görüp mülteci konumuna düşen ve mülteciyken hayatını kaybeden Müslümanlar da hatırlanıyor.

Nakba günü: 1 milyon Müslüman bir arada…

1998 yılında Yaser Arafat'ın da katıldığı törenlerde 1 milyon kişinin katılımıyla toplu olarak Nakba gününün anılmasına başlanmış ve felaketin canlı tutulması için çeşitli yerlerde protestolar yapılmıştır.

2003 ve 2004 yıllarında Filistinlilere destek için Nakba gününde Londra ve New York'ta da gösteriler düzenlenmiştir.

Ortadoğu’da İsrail diye bir devlete yer yoktur!

İsrail’in Filistin ablukası her geçen gün büyüyor. Yalnız şehitleri hatırlamak, Siyonistleri lanetlemek ve kınamak yetmez.

İbda Mimarı Salih Mirzabeyoğlu, şu ihtarda bulunmuştu:

- “BİR İKAZ: Yahudi Devleti’nin FİLİSTİN üzerindeki hukuk tanımazlığı ve Filistinliler üzerinde zulmünü son bir senedir taşkın bir şekilde kınarken, TUNUS’tan MISIR’a ve SURİYE’ye AKDENİZ Ülkeleri’nde olanları topluca gözden uzak tutmamak ve “Merkez kim?” sorusu içinde İSRAİL’i gözden kaçırmamak lâzım. Uyutuluyor olmayalım. Hareket olan yerde bereket vardır – ama MÜSLÜMANLAR’ın o berekete lâyık olmaları lâzım ki, iş bir zulümden şikâyet ederken başka bir sağlam boyunduruğa girmek olmasın.” (Ölüm Odası B-Yedi, Baran Dergisi, 13 Ekim 2011)

Yine İbda Mimarı’ndan: “Ortadoğu’da İsrail diye bir devlete yer yoktur!”

Yorum: Oğuz Can Şahin