16 Mart 2019 tarihinde Yeni Zelanda’da iki camiye gerçekleştirilen saldırı neticesinde 50’ye yakın Müslüman şehid olmuş ve saldırıyı gerçekleştiren terörist, saldırı evvelinde yayınladığı deklarasyonda ve saldırıyı gerçekleştirdiği silahtaki sembollerle doğrudan Türkiye’yi hedef almıştı. Bunun üzerine Anadolu Akıncıları öncülüğünde sekiz STK’nın katılımıyla Yeni Zelanda şehidleri için Ayasofya Camii önünde gıyabî cenaze namazı kılındı ve basın açıklaması okundu.

Sosyal medyadan örgütlenen binlerce kişinin Ayasofya Camii önünde toplandı.

Baran Dergisi Yazarı Faruk Hanedar basın açıklamasında şunları söyledi:

“Ayasofya’yı açacak olan sadece Müslümanların iradesi, azim ve kararlılığıdır. Bizler, İslâm ihtilâl ve inkılâbının bu irade, azim ve kararlılığa sahip gençliği olarak 1 Şubat 2019’da burada toplanmış ve emperyalizme verilecek en iyi cevabın Ayasofya’yı açmak olacağını dile getirmiştik. Dün yaşanan menfur saldırı talebimizin haklılığını göstermiştir. Bugün de birçok STK’nın ve Müslüman Anadolu halkının katılımıyla talebimizi yinelemek için buradayız.”

Birçok STK’nın katıldığı eylemde basın açıklamasında Müslümanlara yönelik global bir taarruzun yapıldığı belirtilirken “Kâfirler Anadolu’nun mânâsını bizden daha fazla kavramış vaziyette, üzerimize topyekûn çullanacakları vakti beklemektedir. O vakit geldiğinde Müslümanlara hayat hakkı tanımamak adına ellerinden geleni yapacaklardır.” denildi.

Basın açıklamasında topluluğun talebi ise şu şekilde iletildi:

“Bu saldırı ile beraber, Türkiye’nin içinde bulunduğu ahvâl de göz önünde bulundurulacak olursa, hilâfet müessesesinin yeniden canlandırılması ve Ayasofya’nın yeniden cami olarak aslî hüviyetine kavuşturulması, yalnız Anadolu için değil bütün bir İslâm âlemi için hayatî önem arz etmektedir. Bu saldırının arkasının geleceği muhakkaktır.

Müslümanları hedef alan hiçbir menfiliğe karşı Türkiye’nin istese bile seyirci kalamayacağının ve bu gibi durumlara karşılık verecek kurumun, yani Hilâfetin derhâl müesseseleştirilmesi gerektiği artık anlaşılmalıdır.”