Bu hafta biraz yorgun olduğum için son yaşanan hadiseler hakkında kısa bir değerlendirmede bulunacağım.
İlk olarak şunu söyleyeyim; çok mutluyum! Kudüs ve Araplar hakkında çok iyi haberler duyuyoruz. Gönüldaş Trump (!), bu mevzuda çok yerinde bir karara imza attı. O gerçekten bizim için iyi şeyler yapıyor. Artık Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsrail ile de ilişkileri kötüleşecek. Zaten ABD ile Türkiye arasında ilişkiler iyi değil ve artık İsrail ile de daha kötü bir vaziyete gidecek; bu korkulacak bir şey değil, aksine iyi bir şey. Hatta iyiden de öte.

Artık ABD, Filistinlilerle, Araplarla, Müslümanlarla İsrail arasındaki arabulucu rolünü de üstlenemeyecektir; bu bahane de artık ortadan kalkmış, sona ermiştir. Şunu herkes biliyor ki, ABD, Filistin topraklarını İsrail’in işgal etmesine, sözde arabuluculuk yaptığı bahanesiyle İsrail’in bazı kazanımlar elde etmesine sebep oluyordu.

Üzülerek söylemek zorundayım ki, yapmış olduğum analizlerde genellikle haklı çıkıyorum. Takip ettiğim kadarıyla, tarihî ve aktüel meselelerde birçok mevzuyu ilk defa dile getiren ben oluyorum. Trump hakkında da baştan beri bir şeyler söylüyorum. Söylediklerimin arkasındayım ve Trump da söylediklerinin arkasında duruyor, dile getirdiklerini yapıyor. Onun aptal bir insan olmadığını düşünüyorum. Bu yaptıkları ise bizim açımızdan iyi neticeler doğuracak; çünkü Trump’ın İsrail’e verdiği bu öpücük intifadayı yeniden uyandırmıştır. Bu direnişi yeniden başlatabilecek tek hamleydi. Bu şartlar altında hiçbir Arap hükümeti, İsrail ile dayanışma içinde olamayacak, olanlar da kendi sonunu hazırlayacak. Elbette hadiselerin bu raddeye gelmesinde Arap devletlerinin İsrail ile dayanışma içerisinde olmasının tesiri var; fakat bölgede İsrail ile asla dayanışma içinde olmayan devletler de var. Mesela Suriye bu devletlerden birisi, toprakları İsrail tarafından işgal edilen bir devlet…

Ben bir Filistinliyim ve bununla gurur duyuyorum. Biyolojik olarak Filistinli olmasam dahî bu böyledir. Hatta düşmanlarımızdan ve mücadelemizden dolayı Filistinlilerle aramızda kan bağı vardır diyebilirim. Yaser Arafat ve şu anda hayatta olan bazı gönüldaşlarım vasıtasıyla Filistin pasaportuna sahip oldum. Hayatım boyunca Filistinlileri müdafaa etmek için elimden geleni yaptım ve yapacağım.

Arap dünyasında ve Müslüman dünyasında iki çeşit insana rastlarsınız. Bunlar İsrail’i kabul edenler ve tarihî-siyasî olarak Siyonist İsrail devletine karşı olanlardır. Dolayısıyla demokratik (!) İsrail ile işbirliği yapan birçok hain türüyor ve İsrail bu sebeple birçok Müslüman devletin tanıdığı bir devlet. Müslümanların içindeki bu hainlerin İsrail’e olan desteğinin yanı sıra, bütün önemli Avrupa devletleri de İsrail ile dayanışma içerisinde, İsrail sıkıştığında ona her türlü yardımı yapıyorlar; biliyoruz ki onlar zaten Arapların ve Müslümanların düşmanı.

Son yaşananlardan dolayı Trump’a teşekkür ediyorum; bu sayede saflar daha da netleşecek. Hainler ayrışacak. Böyle bir şey olmasa bunun gerçekleşmesi zor olurdu. Orada Yahudilerin ve Yahudi olmayanların da bir arada yaşayabileceği bir devlet kurulabilir. Siyonist İsrail devleti kendi dışarısında kalan insanlara kesinlikle saygı göstermeyen bir yapı. Yakın bir tarihte İsrail’i kabul etmeyeceği şeyleri kabul etmeye sevk eden bir ortam oluşabilir.

Başlayan bu savaşta Allah yardımcımız olsun.

Allahu Ekber!
 
09.12.2017