Bu hafta Donald Trump ve Küba meselesi üzerine konuşmak istiyorum. Amerikan Başkanı Donald Trump, selefi Obama’nın Küba’ya yaptırımları ve ambargoyu kaldıran kararlarına ilişkin, bu kararları durdurmak maksadıyla bilgi aldı. Akabinde de kararları askıya aldı.
Peki, Trump bunu niçin yapıyor?
Donald Trump’ın Küba’yı gözden çıkardığını düşünmüyorum. Biliyorsunuz, Küba önemli bir ülkedir. Trump zengin bir adam ve milyonlarca destekçisi var. Amerika’da da birçok Kübalı yaşamakta, bilhassa Teksas’daki Küba kökenlilerin sayısı çok fazla... Bu insanlar, Küba’nın iç şartlarından dolayı değişik umutlarla Amerika’ya göç ettiler. Amerika da, Küba devriminin gerçekleştirmesinden sonra aldığı kararla Kübalı mültecileri şartsız kabul ediyor. Onlar da Küba devriminin düşüşünü görmek için Amerika’ya katkı sağlıyorlar. Bu sebeple Trump’ın Küba hakkında almış olduğu kararın iç politika ile alakalı bir yönü var. Bir de bu daha çok Küba’yı baskı altına almak için atılmış bir adımdır.
Hatırlayın, Küba içeride yaşadığı problemler sebebiyle menfaatlerini gözeterek Amerika’nın yakınlaşmasını kabul etti. Akabinde Obama ve Raul Castro bir araya geldiler. Obama Küba’ya uygulanan ambargonun gevşetilmesi yönünde kararlar aldı. Bir takım şirketler Küba’ya girmeye ve yatırımlar yapmaya başladılar. Esasında bu Küba devriminin bittiğini ihtar eden bir hadiseydi. Belki de politik olarak alınması gereken bir karardı. Amerikan şirketleri başta olmak üzere yabancı şirketler Küba’da yatırım yapmaya başlamıştı.
Trump, bu şirketlerin yaptığı yatırımların Amerika’ya hiçbir katkısının olmadığını, sadece Küba rejimine katkı sağladığını söylüyor. Küba bugüne kadar uygulanan ambargolar sebebiyle çok acı çekti, şimdi yine o kötü günler geri mi dönecek göreceğiz. Küba ile normalleşme sürecinin başlaması bile Küba’ya bir sabotaj olabilirdi. Yozlaşma için zaten birçok sabotajda bulunmuşlardı; fakat Küba hâlâ ayakta… Eğer yeniden o zor şartlara dönerlerse daha ne kadar ayakta kalabilirler bilmiyorum.
Trump sadece Küba konusunda değil, Suriye ve dünyanın geri kalanında da gayrı meşru kararlar alıyor. Bu kararlarda Pentagon’un etkisi var. Pentagon askerî ilişkilerle alakalı alacağı tüm kararlarda Trump ile mutabakat hâlinde çalışıyor. Bu enteresan bir durum ve Trump da orduyu destekliyor. Trump Pentagon’un desteğini seçimlerden evvel kazanmıştı. Ayrıca Amerika’da ne kadar ırkçı, İslâm düşmanı ve devrim düşmanı varsa tamamı Trump’ı destekliyor. Umarım bugüne kadar Trump hakkındaki düşüncelerimde yanılmıyorumdur.
Her neyse Amerika, Suriye’deki isyancı güçleri yönetmek için her türlü fırsatı değerlendirmeye çalıştı. Suriye meselesine dâhil olmak için de… Fakat müdahale etmek için öne sürdüğü gerekçelerin tamamı saçmalıktan ibaret ve bugün bölgenin bu halde olmasının sebebi hem Irak’ta, hem de Suriye’de yaptıkları sebebiyle Amerika’dır.
Başka bir enteresan mevzu ise bu hafta Filipinler bandıralı bir ticaret gemisinin, Tokyo Körfezi’nde bir Amerikan savaş gemisine çarpması… Filipinler Devlet Başkanı Duterte eğlenceli ve farklı bir adam. İster misiniz Amerika’ya bu şekilde saldırmış olsun. Filipinler’in güneyinde yaşanan çatışmaları da unutmayalım. Bilhassa Filipinler’in Moro İslâmî Kurtuluş Cephesi ile anlaşma sağlamasından sonra bunların yaşanması mevzuyu daha da enteresanlaştırıyor. Bu hadiselerin yaşanmasında, Suudi Arabistan’ın gücünü muhafaza etmek için desteklediği ve manipüle ettiği Vehhabîlerin etkisinin olduğunu düşünüyorum. Yozlaşmış rejim insanları fanatikleştiriyor. Bu da Amerika ve İsrail’in işine yarıyor.
Katar ile de alakalı birkaç cümle söylemek istiyorum. Geçtiğimiz hafta Türk Dışişleri Bakanlığı yetkilileri Katar’ı ziyaret etti. Bu güzel bir gelişme. Suudi Arabistan ise Türkiye’nin Dışişleri Bakanı’nın Katar’ı ziyaretinden rahatsız. Gönüldaş Erdoğan politik olarak bazı hatalar yapsa da Sünnî Müslümanlar açısından bu konuda doğru yerde duruyor. Bu gidiş inşallah bağımsızlık ile neticelenir.
 
Allahu Ekber…
17.06.2017
Tercüme: Faruk Hanedar
 
Baran Dergisi 545. Sayı