Anadolu artık eski Anadolu değil. Yahudi artık bunu gırtlağında hissetmeye başladığı için paniklemiş durumda. YAHUDİ, Anadolu insanının merhamet ve hoşgörü duygularını tahrik ederek kendine güvenli bir alan oluşturmaya çalışıyor. Ama bunu yaparken kurduğu gizli saklı örgütlerle, sürdürdüğü derin ve hain politikalarla milletin ümüğünü sıkmaya, onları çaresiz ve zayıf düşürmeye gayret ediyor. Millet kendini sömürenlere, vatanlarını işgal edenlere, çoluk çocuğunu fahişeleştirenlere ve bu vatanın evlatlarını çeşitli gruplar, partiler ve etnisite ayrıştırmaları üzerinden kırdırtanlara karşı hak, hesap, adalet duygusu üzerinden hareket edip muhatapları yaptıkları işe ve üzerinde faili olarak yakalandıkları suça göre adlandırıp dile getirdiğinde “suçlunun” değil “suçlayanın” suçlanması sağlayan bir kanun çıksın istiyor. Mevcut mantıkla, tecavüze uğrayan kadın "bu şerefsiz bana tecavüz etti” dese, tecavüzcü değil neredeyse kadın suçlu olacak. Yani Siyonistlerin yaptıkları bunca katliamı, Yahudilerin döktükleri kanı söylemek suç olacak… Ama Hz. Peygambere hakaret, İslam dinine hakaret vs. ise “din özgürlüğü, ifade özgürlüğü” olacak…

Şalom Gazetesinin sevinç içerisinde verdiği haber şöyle;

Hrant Dink Vakfı’nın hazırladığı yılın ilk dört ayına ait ‘Medyada Nefret Söylemi’ raporu yazılı basında nefret söyleminin arttığını, söylemin daha çok köşe yazılarında üretildiğini ortaya koydu.

Nefret söylemi içerdiği tespit edilen yazıların çoğunun ulusal basında yer aldığı görüldü. Daha önceki dönemlerde olduğu gibi bu söylemin özellikle köşe yazılarında üretildiği tespit edildi. İncelenen yazıların 74’ü köşe yazısı, 27’si haber, biri kitap tanıtımı, ikisi ise basın arşivi başlığı altında yayınlandı. En fazla Ermeniler ve ardından, sırasıyla Yahudiler ve Hıristiyanlar nefret söyleminin hedefi oldu.