Günlerdir yaşanan tartışmalar için sayfalarca yazı yazılabilir ancak şunu peşinen söyleyebiliriz ki; Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, ABD ve AB’nin desteğini alabilmek için kriz oluşturma peşindedir.

Akıncı’nın söyleminin amacına gelirsek; KKTC’de Akıncı’yı destekleyen küçük bir marjinal grup var. AB ve ABD bu marjinal grupları Türkiye’ye karşı kışkırtmak ve Rum ideolojisini yaymak amacıyla adada kendi adamlarını bulunduruyor. Ana hedef KKTC’yi Türkiye’den koparmak. Diğer hedefler ise, Kıbrıslı Türklerin Türkiye ile bağlarını tamamen kesmek, adayı Yunan hakimiyetine sokmak, Türkiye’yi adadan ve Doğu Akdeniz’den izole etmek.

Akıncı da egemen, bağımsız Kıbrıs Türklerini Rumların altında azınlık yapma yolunda Rum tezlerine destek vermektedir.

AB, 2004 Annan Planı’nda ve 2015 seçimlerinde olduğu gibi bu seçimde de kesenin ağzını açmış durumdadır. Akıncı’nın kazanması için bu dönem 30 milyon Euro’luk bir harcama yapacağı söylenmektedir ki, iki toplumlu etkinlikler üzerinden yürütülen kampanyaların kaynağının araştırılması, bizleri doğru noktaya götürür. 

Bir önceki seçimde sağ tarafın kendi içinde ayrılmasından dolayı Akıncı, seçimi beklenmedik bir şekilde favori olmamasına rağmen kazanmıştır. Akıncı’nın bir dönem daha gelmesi durumunda verimsiz görüşmeler devam edecektir. Rumlara çok fazla taviz vermiştir. 

Bugün itibariyle hem sahada hem de satın aldıkları medyada Akıncı için kampanya başlatılmış durumdadır. Zaten Akıncı, verdiği demeçle “ABD ve AB ne istiyorsa onu yapmak istiyorum” mesajını vermiştir.

Akıncı, sırf sol oyları konsolide etmek için Türkiye ile çatışma aramaktadır.

Kendisine yanıt verilmesini sağlamak ve mağdur rolü oynamak için, Türkiye’yi tahrik etmeyi, Türkiye-KKTC ilişkilerini berhava etmeyi, Türkiyeli-Kıbrıslı çatışması yaratmayı amaçlayan çok açık bir provokasyon tezgahlamıştır.

Rum yönetiminin silahlanma programına, yeni füzeler almasına, Fransa’ya, İsrail’e, ABD’ye deniz ve hava üsleri vermesine, Mısır, İsrail, Yunanistan, Rum yönetimi tarafından “ŞER İTTİFAKI” oluşturulmasına, İsrail ordusu ile ortak tatbikatlar yapılmasına, Güney’de Türklere yapılan saldırılara, her geçen gün daha da ağırlaştırılan ambargo ve izolasyonlara, Rum yönetiminin en temel ihraç ürünümüz olan hellim peynirinin İngiltere’de patent hakkını alarak ihracatımızı engelleme ve ekonomimizi darbeleme imkanı elde etmesine, Güney’de Türklere yapılan saldırılara ve faillerin yakalanmamasına hiç tepki göstermeyen Akıncı’nın, hiç ortada yokken, “ilhak” üzerinden yürümesi, Kıbrıs konusunu AB, ABD ve BM gündemine oturtarak Rum tezlerini meşrulaştırmasıdır.

Akıncı, Türkiye ile çekişen ülkelere, “Bakın Türkiye ensemizde, siz yardım edin, Türkiye’yi Kıbrıs’tan uzaklaştıralım. Sizin (AB, ABD) isteklerinizi ancak ben yerine getirebilirim” mesajını vermiştir.

Bir diğer husus da, Akıncı’nın olası tepkileri hesap edip, mağdur edebiyatı üzerinden prim yapma durumudur. Nitekim Akıncı, hedef kitlesi olan marjinal kesimin sahiplenmesiyle, “söylediklerimin arkasındayım” şeklinde açıklamalar yapmaktadır.

Şunu da eklemek isterim ki; Bizler Kıbrıs Türkleri olarak asla Akıncı gibi düşünmemekteyiz. Türkiye’ye karşı kılıç kuşanmış bir cumhurbaşkanı asla bizi temsil edemez. Biz, anavatan sayesinde bu topraklarda özgür ve egemen bir şekilde yaşıyorken, Türkiye’ye laf söylemek hadsizlikten öte, şeytanın avukatlığını yapmaktır. 

5. Kol Faaliyetleri için her yıl harcanan milyonlarca Euro/Dolar’la, bazı medya organları ve sosyal medya aracılığıyla, “Türk ordusu işgalci, Türkiye yayılmacı faşist bir devlet”, “KKTC, Türkiye’nin işgalindeki topraklarda kurduğu sahte, kukla bir alt yönetimidir” , “Türkiye, demografik yapıyı bozmakta, adaya nüfus yığmakta, Kıbrıs kimliğini yok etmekte”, “1974 öncesi her şey çok daha güzeldi. Rumlarla kardeş kardeş barış içinde yaşıyorduk” , “Türkiye’ye, boyun eğmemek dik durmak gerek” , “Türkiye KKTC’yi sömürüyor. Burayı vilayet ve alt yönetim yapmak istiyor” gibi provokasyonlar yapılmakta, Türkiye’yi, KKTC’yi, Türk ordusunu savunanları itibarsızlaştırmak, Kıbrıs Türkleri arasında bölünme yaratmak, Türkiyeli-Kıbrıslı çatışması yaratma ve KKTC’yi çökertme oyunları sahneye konmaktadır.

Bizler Kıbrıs Türkleri olarak üzerimize oynanan oyunları ve Türkiye elini çektiğinde başımıza gelecekleri çok iyi biliyoruz ki, hedefleri zaten Türkiye’den koparıp bir lokmada yutmak. O yüzden de Akıncı ve Akıncı gibi düşünenleri desteklememiz mümkün değildir. 

*KKTC I. ve III. 

Cumhurbaşkanları 

Politik Danışmanı