Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'da "Birlikte Gelişmek: Sorumluluklar, Eylemler ve Çözümler" temasıyla gerçekleştirilen "TRT World Forum 2023" programında açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarında satır başları;

"Kıymetli katılımcılar, hanımefendiler, beyefendiler, sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Bu yıl 7.'si düzenlenen TRT World Forum'da sizlerle bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Medeniyetlerin, kültürlerin ve insanların buluşma noktası güzel İstanbulumuzda sizleri ağırlamanın memnuniyeti içerisindeyiz.

Forum'un içeriğini zenginleştiren tüm misafirlerime teşekkür ediyorum. Gazze'de devam eden katliam başta olmakta küresel ölçekte sancılı bir süreçten geçiyoruz. Ukrayna-Rusya savaşı devam ediyor. Ateşi büyümeden söndürmek yerine körükleyenlerin, tüm dünyaya nasıl bir kötülük yaptığı net bir şekilde görülüyor. Uluslararası kuruluşların sorun çözme kabiliyetlerinin olmadığını bir kez daha görüyoruz. Temennimiz, adeta bizim kendimizi paralayarak dile getirdiğimiz şeylerin dikkat edilmesidir.

Adil bir barışa her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz günler yaşıyoruz. Geçen her anın bedelini malesef masumlar ödüyor. Buna dur demenin vakti gelmiştir.

Basın, bilhassa da kalemini Batı'ya kiralamayan basın demokrasiler için yeri doldurulamaz bir gerçektir. 4. kuvvet olarak basının sayılması boşuna değildir.

Türk demokrasisi ne zaman riske girse, devreye giren postallı medya mensuplarını unutmayacağız. Muhtar bile olamaz manşetinden, 411 el kaosa kalktı operasyonuna kadar nice medya operasyonuna boyun eğmedik. Yıldırma girişimlerine karşı asla geri adım atmadık. Bugüne kadar manşetlerle çarpışa çarpışa geldik.

Türkiye, daha fazla kan akmaması, yıkım yaşanmaması, gözyaşı dökülmemesi için elini taşın altına koymaya hazırdır. Küresel barışı ve güvenliği sağlamakla mükellef uluslararası kuruluşların sorun çözme kabiliyetlerinin olmadığını bugün daha iyi anlıyoruz. Kalıcı barışı tesiste kaybedilen her günün her anın bedelini ateşe benzin döken Batılılar değil maalesef masumlar ödemektedir. Türk demokrasisi ne zaman riske girse hemen vesayetçilerin tetikçiliğine soyunan postallı medya mensuplarını da asla unutmayacağız. Gazze'de 70'i aşkın medya mensubu öldü. Nerede dünya, dünyanın o meşhur basın yayın organları nerede? Niye sesleri çıkmıyor? Küresel medya kartelleri, Gazze'deki vahşeti gözlerden kaçırmaya, Hamas bahanesiyle gazeteci katliamını meşrulaştırmaya çalışmaktadır.

Güdümlü basın demokrasi için açık bir tehdit oluşturur. 70 yılı aşan çok partili demokrasi mücadelemizde bu hakikati tüm boyutlarıyla pek çok kez tecrübe ettik. Demokrasiye sahip çıkmak yerine, darbeye alkış tutan bir medya yapısıyla karşı karşıyaydık. Manşetlerini vesayetçilerin attığı güdümlü medya 2002 öncesinde Türkiye'nin acı bir gerçeğiydi. Milli iradenin yanında duran cesur basın kuruluşları ve medya mensupları da vardı. Sayıları kısıtlı olmakla birlikte bu gazeteciler isimlerini demokrasi tarihimize altın harflerle yazdırmışlardır.

Türk demokrasisi ne zaman riske girse tetikçiliğe soyunan postallı medya mensuplarını da asla unutmayacağız. Esasen kalemini, köşesini güç odaklarına verenlerin saldırılarına İBB başkanlığımdan itibaren maruz kaldık. Muhtar bile olamaz manşetinden 411 el kaosa kalktı provokasyonuna kadar nice medya operasyonunun hedefi haline getirildik, bunların hiçbirine boyun eğmedik. Gerektiğinde ağır bedeller ödemeyi göze alarak hakiki demokrasiyi tesis ettik. Objektif kriterlere göre değerlendirme yapıldığında herkesin kabul ettiği gerçek ekonomi, demokrasi, basınıyla gerçekleştirdiği sessiz devrimleriyle 21 yıl öncesine nazaran çok daha ileri noktadadır. Muhalif ya da muhafık medya mensuplarının fikirlerini serbestçe ifade etmelerinde hiçbir mani bulunmuyor. Dünyadaki her ülkede olduğu gibi bizim de çözmemiz gereken meseleler olduğunun farkındayız. Gazze'de 70'i aşkın medya mensubu öldü, nerede dünya? Niye sesleri çıkmıyor? Niçin öldürülen basın mensuplarına yönelik manşetlerini atmıyorlar? İngiltere, ABD'nin, Fransa'nın, Almanya'nın meşhur gazeteleri nerede? Hiçbirinin sesi çıkmıyor. Önümüzdeki dönemde atacağımız adımlarla bu zorlukların üstesinden geleceğiz.

“Hamas Gazze’de Anadolu’nun ileri uç savunmasını yapmaktadır” “Hamas Gazze’de Anadolu’nun ileri uç savunmasını yapmaktadır”

Gazze'deki katliamlar bize adaleti ve vicdanlı basının da önemini anlatmıştır. İsrail, Gazze'de kadın ve çocukları değil, çok zor şartlarda görevini yapmaya çalışan basın mensuplarını öldürmüş ve öldürmeye devam ediyor. Uluslararası basın kuruluşlarının bu tabloyu kabullenmesi her gün bir gazeteci katlediliyor ancak bize yıllardır basın özgürlüğünden dem vuran kurumların hiçbirinin gıkı bile çıkmıyor. İnsan onurunu yerle yeksan eden bu vicdansızlığı biz reddediyoruz.

Bugün Gazze'deki gazeteci ölümlerine ses çıkarmayanların yarın başka konuda söz söyleme hakları olamaz. Bugün yazmak, bugün gerçekleri anlatmaktır aslolan. Türk basın yayın organları bunun gayretindedir. Her türlü riski alarak Gazze'den dünyaya hayati iletişim koridoru açan TRT, Anadolu Ajansı ve diğer basın kuruluşlarını canı gönülden tebrik ediyorum. Dezenformasyonla mücadeleyi takdirle karşılıyorum. Anadolu Ajansı'ndan şehidimiz var. Şurada yaralı gazi kameramanımız var. Nerede Gazze'de. 130 üzerinde İsrail yalanının ifşa edilmesi çabanın ne kadar önemli olduğunu göstermiştir. Hakikatlerin ortaya çıkmasına engel olamamıştır. Bir kameramız gider bin kameramız gelir. Bütün mesele Gazze'nin yalanlarını iftiralarını aydınlığa çıkarmak, tüm insanlığa bunları duyurmaktır. İsrail medyadaki propaganda savaşını kaybetmektedir.

Burada sizlerle bir tespitimizi paylaşmak istiyorum. Vicdanları kanatan sessizliğin gerisinde suçluluk duygusu var. İsrail'in başı Netanyahu olmak üzere ona destek verenler de dahil, bunlar suçludur, teröristtir, bunlar Lahey adalet divanında kesinlikle yargılanacaklardır. Kimi batılı ülkeler İsrail'in işlediği suçları çok iyi bilmesine rağmen mahcubiyetle hareket ediyor. Gazze'nin genel olarak Filistin halkanın geleceği borçluluk psikolojisine giren İsrail'in vereceği tazminat değildir. Burada pervasızca işlenen insanlık suçlarına ortak edilmeye çalışılan medya kuruluşlarına sesleniyorum. Akıl, izan, mantıkla hiçbir bağı olmayan bu aklama çabasından kandan beslenen iddiadan kurtulun.

Hıristiyan, Müslüman, Yahudi fark etmez, kimsenin kendini dışında tutamayacağı sorumluluk altındayız. Medya mensupları başta olmak üzere tüm vicdanlı insanlar dik durmak, hakkı hakikati cesur yüreklilikle konuşmak zorundadır. Bir kere pandoranın kutusu açıldı. Zulmün çirkin ve vahşi yüzü her an her yerde karşımıza çıkabilir. Hiç kimsenin insanlığı böyle bir çıkmaza sürüklemeye hakkı yoktur. Batı üzerine titrediği güvenlik ve refah düzeyini kökten sarsacak sınamadan geçtiğinin hala farkında değil. Türkiye olarak biz yaklaşan tehlikeyi görüyoruz. Birileri rahatsız olsa da hakkı ve hakikati haykırmaktan vazgeçmeyeceğiz. Gazze için yürüttüğümüz yoğun diplomasi trafiği ve insani yardımları sürdüreceğiz. Filistin ve Gazze'nin insani sesi olan iletişim koridorunu devam ettireceğiz."