Forbes Dergisi her yıl yaptığı gibi, bu yıl da bir önceki yılın ilk 100’e giren zenginini açıkladı. Listeye baktığımızda birkaç küçük oynama hariç bir değişiklik görmedik. Değişen fazla bir şey yok: zenginlerimiz(!) aynı ve daha fazla semirmiş olarak karşımızdalar.
İlk 100’ün zirvesinde geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Murat Ülker yer alıyor. Listenin başında 2,9 milyar dolarlık serveti ile Murat Ülker varken, ikinci sırada 2,6 milyar dolarlık servetiyle Hüsnü Özyeğin bulunuyor. Ferit Şahenk ise 2,4 milyar dolarlık serveti ile üçüncü sırada yer aldı. Toplam 114 kişinin bulunduğu listede 21 kadın zengin yer alıyor. İlk 100’e 18 yeni isim girerken geçen yıl 8 olan milyarder kadın sayısı bu yıl 5’e geriledi. Geçen yıl 1 milyar 150 milyon dolarlık servetiyle 26’ncı sırada bulunan Çukurova Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Karamehmet, bu yıl 66’ıncı sıraya geriledi. İlk 100’deki 114 kişinin servetlerinin toplamı 94,7 milyar dolara indi. Bu rakam geçen yıl 100,4 milyar dolar seviyesindeydi.  Listede “milyarderler” ligine bu yıl yeni isimler katıldı. Akfen Holding’in patronu Hamdi Akın, LC Waikiki’nin sahibi Mustafa Küçük ve Taha Holding’in patronu Şefik Yılmaz Dizdar bu yıl “milyarderler kulübüne” katılan isimler oldu.  Listedeki isimlerin 58’i turizm, 43’ü finans, 39’u perakende sektöründe faaliyet gösteriyor. 
En zengin aile 8,74 milyar (Türk parası ile 26 milyar TL) dolarlık serveti ile Koç Ailesi. İkinci sırada 6,2 milyar dolarla Sabancı Ailesi yer alıyor. Üçüncü sırada Şahenk Ailesi var. Şahenk Ailesi’nin serveti 4,9 milyar dolar. Ülker Ailesi’nin 4,77 milyar dolar, Arkas Ailesi’nin ise 3,1 milyar dolar serveti bulunuyor.
Yakın geçmişe şöyle bir bakacak olursak; 2007 yılı sonuçlarına göre listenin başında şunlar bulunuyordu: Koç, Sabancı (8-9 milyar dolar) Doğan, Şahenk (6-8 milyar dolar). Bunları Ülker, Şarık Tara, Yazıcı, Dinçkök, Özilhan, Mehmet Emin Karamehmet, Eczacıbaşı ve Habaş Grubu’nun sahibi Mehmet Başaran (4-5 milyar dolar). Bu zenginlerin neredeyse tamamı TÜSİAD üyesidir.
Türkiye’deki en zengin yüzde 1’lik kesim, gelir pastasının yaklaşık yüzde 8’ini, en zengin binde 1’lik kesim yüzde 2’sini, en zengin on binde 1’lik kesim ise gelir pastasının yüzde 0,5’ini alıyor.
Dünyada serveti 5 milyar doların üzerinde 2700 kişi var. Ancak toplam serveti 50 milyon dolar ve daha fazla olan zengin sayısı ise 85 bin; bunların 35 bini ABD’de yaşıyor. Biraz özelleştirirsek; Dünya ekonomisinin yüzde 95’i, 14 küresel aile şirketi tarafından yönetiliyor. Bu 14 ailenin toplam varlığı 50 trilyon doları geçiyor.
Anadolu’nun sırtına kene gibi yapışan ve onun kanını emme üzerine kendini memur addeden bu zümrenin önemli bir kısmı İstanbul’da yaşıyor. İstanbul’da Bebek, Tarabya, Kuruçeşme, Kanlıca, Yeniköy, Çengelköy gibi semtlerde fiyatları 3 milyon dolardan 40 milyon dolara kadar çıkan boğaza hâkim yalı ya da konaklarda yaşıyorlar. Tatillerini yurtdışında geçirmeyi tercih ediyorlar. Her yıl birkaç kez tatil yapıyorlar. Göcek, Bodrum, Sardunya, St. Tropez, Capri, Nice. Kışları ise Vail, Aspen, Whistler, St. Moritz, Bali, Pukhet, Maldiv, Seyşeller ve Moritus’a gidiyorlar. Özel jet, deniz uçakları ve teknelerle yolculuk ederlerken 50 kişilik ekiplerden hizmet alabiliyorlar. Konaklamada tercih ettikleri otellerin fiyatları geceliği 6 bin dolara kadar çıkabiliyor. Yatları, helikopterleri, jetleri var. Tekneler Azimut-Benetti, Ferreti, Rodriguez ve Sunseeker, uçaklar 10-35 milyon dolarlık Challenger ve Falcon, vs.
Oyuncular; Aktörler, Futbolcular vs.
Meşhur İspanyol diktatörünün 3F kuralı malumunuzdur; Femina (kadın), Futbol, Fiesta (eğlence). Franco “halkı nasıl böyle idare ediyorsunuz?” sorusuna 3F kuralını hatırlattıktan sonra şöyle diyor: ‘onları yüz binlik beşiklerde uyutuyorum’. Burada yüz binlik beşik diye kastettiği yer ‘mabed’ haline getirilmiş stadyumlardır. Ve bu stadyumlarda görevlendirilmiş eğlendiriciler, ‘tanrılaştırılmış’ soytarılar inanılmaz para ve güçle desteklenerek kitlelerin dikkatinin buraya yoğunlaşması, içtimaî aklın burada programlanması sağlanıyor. Bu sebeble haksız kazanç elde etmek bir tarafa ‘faydasız iş’, faydasız ilim’ nev’inde hem zaman, hem mal, hem emek israfı oluşturulmaktadır. Ancak gaye farklı olunca bu ‘soytarılık’ da devam etmektedir. Burada bir şeye özellikle dikkat çekmek gerekiyor, o da şu; Ülkemizdeki vergilerden de muaf olan futbolcuların eline net şekilde yüksek miktarlar geçerken, asgari ücretle çalışan bir garibanın maaşından önemli bir miktar vergi olarak kesiliyor. Kaldı ki Avrupa’da futbolcuların aldığı paraların büyük bölümü vergiye giderken ülkemizde hangi akla hizmet, bu yönde bir vergi muafiyeti oluşturulmuş şaşılacak şey.
Forbes Ülke genelinde ilk 100 zengin listesini yayınladı ancak en çok kazanan futbolcular ve oyuncuların ise üzerinde durmadı. Oysa asıl mevzu burada idi, çünkü her iki camiada da korkunç paralar dönüyor.
Süper Lig’de en fazla kazanan futbolcular: Van Persie, kulübü Fenerbahçe’den yıllık 4,9 milyon Euro alıyor. Bu kazançla, listede ilk sırada bulunan isim Hollandalı golcü oluyor. Wesley Sneijder, kulübü Galatasaray’dan yıllık olarak 3,2 milyon Euro kazanıyor. Ayrıca, yıllık olarak 1,3 milyon Euro sabit transfer ücreti de bulunuyor. Beşiktaş’ın yıldız golcüsü Mario Gomez, yıllık 3,5 milyon Euro alarak, listede üçüncü sırada. Fenerbahçe’nin yıldız futbolcusu Diego Ribas da, yıllık olarak 3,5 milyon Euro alan isimlerden. Luis Nani de, yıllık olarak 3,5 milyon Euro civarında bir para aldığı düşünülen futbolcuların başında geliyor. Fernando Muslera, yıllık 3,2 milyon Euro kazanan kaleci, listede 6. sırada yer alıyor. Galatasaray’ın bir diğer golcüsü Alman Lukas Podolski ise, yıllık 2,8 milyon Euro kazanıyordu ve en fazla kazanan futbolcular listesinde bulunuyordu. Ayrıca Galatasaray’dan Burak Yılmaz 2,8 milyon Euro ve maç başına 25.000 Euro, Hamit Altıntop 2,75 milyon Euro ve maç başına 25.000 Euro, Umut Bulut 1,85 milyon Euro ve maç başına 15.000 Euro kazanıyor.
Fenerbahçe’de ise Mehmet Topuz 1 milyon Euro ve maç başına 25 bin Euro kazanırken Hasan Ali Kaldırım 1,3 Milyon Euro ve maç başına 16 bin Euro alıyor.
Her gün ekran karşısında bizi uyutan, afyon tesiri yapıp beynimiz uyuşturan ünlü oyuncuların aldığı ücretler ise ayrıca merak konusudur. Popüler dizilerde oynayan ve yüksek ücret alan oyuncuların listesini çıkardığımızda şöyle garip bir şey çıktı ortaya; Kıvanç Tatlıtuğ adlı oyuncu Kurt Seyit ve Şura adlı diziden aylık 260 bin lira ve Akbank reklamlarından 12 bölüm için 2 milyon lira alıyor. Daha önceki yıllarda mavi reklamlarından oynayan oyuncu buradan toplamda 5 milyon lira kazanmıştı.
Karadayı dizisinde oynayan başarılı oyuncu Kenan İmirzalıoğlu diziden bölüm başı 60 bin lira kazanıyor. Daha önce Kip reklamında oynayan İmirzalıoğlu, bu sezon 1,5 milyon lira karşılığında Vestel ile anlaşma yaptı.
Tuba Büyüküstün, “Kara Para Aşk” dizisinden bölüm başı 60 bin lira alıyor. Ve Polat Alemdar tiplemesi ile Kurtlar Vadisi adlı filmde başrol oynamaya devam eden Necati Şaşmaz bölüm başına 60 bin lira alıyor.
Engin Altan Düzyatan, TRT’nin başarılı yapımlarından biri olan Diriliş Ertuğrul dizisinden bölüm başı 60 bin lira kazanıyor. Daha önce Renault, Vakıfbank, Bien, Alpet ve Avon reklamlarında oynayan oyuncu şimdilerde Liberty Sigorta reklamlarında görünmeye başladı ve oldukça yüksek gelir elde ettiği söyleniyor. Yani DİRİLİŞ bayağı diriltmiş Engin Altan’ı.
Ne diyelim; BİZ BÜYÜK BEŞİKLERDE UYUTULMAYA DEVAM EDELİM
Sizin hissenize de “YİYİN EFENDİLER YİYİN! BU HAN-I İŞTİHÂ SİZİN” düşsün.

Baran Dergisi 482. Sayı