Sızdırılan bilgilere göre, Hamas'a sunulan rehine anlaşması taslağında, İsrail'in Gazze Şeridi'nde "sürdürülebilir sakinlik" sağlama taahhüdü yer alıyor. Bu ifade, önceki çatışmaların sona erdirilmesi için de kullanılmıştı.

Anlaşmayı eleştirenler, böyle bir taahhüdün İsrail'in Hamas'ı yenme hedefinden vazgeçmesi anlamına geleceğini savunuyor. Hamas'ı yenme hedefi, 7 Ekim'deki terör saldırılarının ardından dile getirilmişti.

Sağ görüşlü Yerleşim Bakanı Orit Strock, İsrail'in savaşı "çöp kutusuna atmaması" ve Gazze'de tutulan İsrailli rehinelere atıfta bulunarak "22 veya 33 kişiyi kurtarmak için" savaştan vazgeçmemesi gerektiğini söyledi.

Strock, anlaşma kabul edilirse koalisyondan ayrılmakla tehdit eden müttefikleri Bezalel Smotrich ve Itamar Ben Gvir'e benzer şekilde, ordu radyosuna verdiği demeçte, Netanyahu hükümetinin anlaşmayı kabul etmesi durumunda "var olma hakkı olmadığını" söyledi.

Anlaşmanın sızdırılan bazı maddeleri ise şu şekilde:

  • İlk aşamada 40 günlük ateşkes: Hamas, 33 savunmasız rehineyi serbest bırakacak.
  • İsrail güçleri Gazze'de ateşkese uyacak ve insani yardımın ulaştırılmasına ve sivillerin evlerine dönmesine izin verecek.
  • Her serbest bırakılan rehine karşılığında İsrail, 20 Filistinli mahkumu serbest bırakacak.
  • Ateşkesin 16. gününden itibaren İsrail ve Hamas, Gazze'de "sürdürülebilir sakinlik" sağlamak amacıyla görüşmelere başlayacak.

Anlaşmaya Tepkiler ve Gelişmeler

Sağ görüşlü Maliye Bakanı Smotrich, Gazze'deki çatışmaları durdurma ve "ellerinde kan olan teröristleri" serbest bırakma taahhüdünün "İsrail devletinin teslim olması" anlamına geleceği konusunda uyardı. Smotrich ve diğer sağ görüşlü politikacılar, anlaşma kabul edilirse hükümeti dağıtmakla tehdit ediyor.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ise anlaşmayı teyit etmek üzere İsrail'e geldi. Blinken, rehinelerin serbest bırakılması ve Gazze'de ateşkes sağlanması çağrısında bulundu. "Rehineleri eve getirecek ve bunu hemen yapacak bir ateşkes sağlamaya kararlıyız," diyen Blinken, ateşkesin sağlanmaması durumunda bunun tek sorumlusunun Hamas olacağını belirtti.

Hamas ise Blinken'ın açıklamalarını eleştirerek, grubun teklif üzerinde çalıştığını ve ABD'nin İsrail'i sorumluluktan kurtarmaya çalıştığını söyledi. Hamas sözcüsü Sami Abu Zuhri, "Blinken'ın açıklamaları, Hamas'a baskı yapmak ve İsrail'i Gazze'deki insani krizden sorumlu tutmaktan kaçırmak amacıyla yapılmıştır" dedi.

İsrail kamuoyu ise rehinelerin serbest bırakılmasını sağlayacak bir anlaşmayı destekliyor. Hamas'ın 7 Ekim'den beri haber alınamayan 24 yaşındaki Hersch Goldberg-Polin'in ilk yaşam belirtisi videosunu yayınlamasının ardından, kamuoyunda rehine anlaşmasına yönelik destek arttı. Yapılan bir kamuoyu araştırması, İsraillilerin %54'ünün Hamas'a geçici bir ateşkes karşılığında en azından bazı rehinelerin serbest bırakılmasını öngören anlaşmayı desteklediğini gösterdi.

Hamas: İsrail'in teklifine bakışımız olumsuz

Hamas'ın üst düzey liderlerinden Usame Hamdan Çarşamba günü İsrail'in ateşkes teklifine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Lübnan kanalı Al-Manar'a konuşan Hamdan, İsrail'in ateşkes teklifine bakışlarının olumsuz olduğunu belirtti.

Eski işgalci İsrail Bakanı: Sinvar tünellerden savaşı Netanyahu'dan daha iyi yönetiyor Eski işgalci İsrail Bakanı: Sinvar tünellerden savaşı Netanyahu'dan daha iyi yönetiyor

Hamdan, "Mevcut müzakere belgesine ilişkin tutumumuz olumsuz." ifadesini kullandı.

"Düşman Refah'ta bir kara harekatı başlatırsa müzakereler durdurulur çünkü direniş ateş altında müzakere etmez." şeklinde konuşan Hamdan, Hamas liderlerinden Muhammed Deyf ve Yahya Sinvar ile sürekli temas halinde olduklarını kaydetti.

Hamas'ın İsrail teklifine ilişkin yanıtını kısa bir süre içerisinde vermesi bekleniyor.

Ateşkesin sağlanamaması halinde İsrail'in Refah'a yönelik saldırısına kısa bir süre içerisinde başlayacağı belirtiliyor.

Mısır'dan kritik açıklama

Mısırlı resmi kaynak, ''Gazze'deki ateşkes müzakerelerinde olumlu ilerleme var'' açıklamasını yaptı. 

Refah operasyonuna katılması beklenen yedek askerlerin bir kısmının terhis edilmesine karar verilmesi de müzakerelerin sürecin olumlu ilerlediğinin sinyali olarak yorumlanmıştı.