Selâm ve Duâ ile,

İsrail’in Gazze’ye karşı gerçekleştirmiş olduğu önce hava, sonra da kara operasyonu, bugün dünyada meydana gelmiş olan pek çok değişimin anlaşılmasının vesilesi olmuş vaziyette. Eskiden olduğu gibi medya marifetiyle gerçekleştirilen algı operasyonlarının iflas ettiğini, iktidarlar tarafından kitlelerin algılarının istendiği gibi yönlendirilemediğini görüyoruz. Gazze’ye karşı gerçekleştirilen saldırı neticesinde yine çok net bir şekilde görüyoruz ki, Batı’da da milletler Siyonist zulmünden rahatsızlar ve hatta iktidarlarına da, bu konuda adım atmaları için baskı yapıyorlar. Ne var ki, tıpkı Arab Baharı için dediğimiz gibi, Batı ülkelerinde de milletlerle iktidarlar arasında büyük bir uyuşmazlık söz konusu. Sürekli komplo teorisi olarak lanse edilmeye çalışılan, paranoyaya bağlanan bir hakikatte yine bu vesileyle faş olmuş vaziyette. Siyonistler, ellerindeki ekonomik imkânları kullanarak bütün dünyanın iktidarlarını ellerinde kukla gibi oynatıyorlar. Hem de kendilerini süper güç addeden Amerika, İngiltere, Fransa gibi ülkeler başta olmak üzere… Şimdi bu durumun komplo teorisi olmaktan çıkıp da Batılı milletlerin gözüne sokulması bile başlı başına bir hâdisedir.

Devam edelim, geçtiğimiz hafta Amerika bir ahmaklığa daha imza attı. Ulusalcılık ve Kemalizmle bu topraklarda hâkimiyet tesis edemediler, olmadı. Ulusalcıları tasfiye edip yerine “Ilımlı İslâm” – “Dinler Arası Diyalog” projesine sarıldılar. Bu proje ise daha organizasyon aşamasındayken iflâs etti, proje sorumlusu medya maymunu hâline geldi. Ne var ki ABD bu durumu kabullenememiş olacak ki, gitmiş Diyarbakır Şeyh Said Meydanı’na iftar çadırı kurmuş. Diyarbakırlı cengaverler de Amerikan iftar çadırını ABD ve yerli işbirlikçilerinin başlarına yıktılar... Batı’nın projeleri işlemez vaziyette ve hamd olsun ki “Kendinden Zuhur Diyalektiği” tıkır tıkır işliyor.

Konuyla alâkalı kapak yazımızı Ömer Emre Akcebe “Dünya Yeni Bir Çağın Şafağında” başlığı altında kaleme aldı.

*

Gündemden devam edecek olursak, gelelim Irak ve Suriye’deki duruma. Geçtiğimiz sayılarda bu konuda pek çok değerlendirmeler yapmıştık. Irak konusunda meselenin IŞİD bakımından ele alınmasının hata olduğunu, burada Saddam Hüseyin’in komutanlarının oynadığı rolün ve Sünnî aşiretlere karşı Malikî’nin senelerdir sistematik bir şekilde gerçekleştirdiği zulmün anlaşılması gerektiğini söylemiştik. Irak’taki meseleyi IŞİD zaviyesinde kalarak değerlendirmek hem Malikî’nin hem de Batı’nın değirmenine su taşımaktır. Bu hususun iyi anlaşılması lâzım.

Suriye’ye dönecek olursak, artık burası bataklık hâline gelmiş vaziyette. Türkiye’nin, meseleyi şahsileştirmeden Suriye politikasını yeniden gözden geçirmesi ve artık oradaki mücahitlerle hükümet arasında her kesimi tatmin edecek bir model ortaya koyarak işletmesi gerekiyor. Suriye meselesinin nefs yoluyla halledilemeyeceği kesinleşmiş vaziyette. Türkiye sokaklarından, trafik lambalarında, cami çıkışlarında biriken Suriyelilere  bakarak Suriye'nin vaziyetini daha iyi anlayabiliyoruz. Bunun vebâli bu hükümetin boynunadır...

Diğer taraftan dergimizi baskıya hazırladığımız saatlerde çok sıcak gelişmeler gerçekleşmekte. 14. Ağır Ceza Mahkemesi Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun avukatları tarafından yapılmış olan yeniden yargılama başvurusunu oybirliği ile kabul etti ve Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun tahliyesine karar verdi.

*

Kâzım Albay bu hafta "Kur’an’ın Yoğurduğu  Sahâbîler" başlıklı yazısı ile dergimizde. Sahabîlere dâir okuyacağınız güzel yazılardan birisi olarak dergimizde paylaşıyoruz.

Bahattin Yeşiloğlu’nun veda etmek üzere olduğumuz Ramazan boyunca yayınladığımız yazı dizisi “Ramazan Yazıları”nın dördüncüsü de bu sayımızda...

Bu hafta da Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in “İman ve İslâm Atlası” eserinden “Oruç” bahsini ve alakalı meseleleri paylaşmaya devam ediyoruz

Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun kaleme aldığı ve her hafta dergimizde tefrika edilen Ölüm Odası B/YEDİ’nin bu haftaki alt başlığı “TÜKENMEZ (ZARFTAN ÇIKANLAR)”… Her zamanki sayfasında...

Geçtiğimiz hafta Bolu'daki Mirzabeyoğlu'na Özgürlük kampı'nda aktivist-araştırmacı-yazar İbrahim Danacılar ile bir söyleşi gerçekleştirmiştik. Bu hafta sizlerle paylaşıyoruz; alaka ile okuyacağınız bir söyleşi olduğunu ümid ediyoruz. İbrahim Danacılar: “Salih Mirzabeyoğlu’na İade-i İtibar Yapılması Gerekiyor!” diyor.

Yazarımız Fatih Turplu ise son günlerde gelişen hâdiselere bir tepki olarak ortaya çıkan “boykot” eylemini değerlendirdi ve destek verilmesinin ehemmiyetine binâen kısa bir yazı kaleme aldı. Arka kapağımızda bu yazıyı bulabilirsiniz. Yazısının başlığı “Coca-Cola Boykotu, Yasadışı İsrail Devleti ve Gazze...”

Haberlerimiz, yorumlarımız ve diğer içeriğimiz ile bu haftanın muhtevası böyle. Ramazan Bayramı hepimize mübarek olsun; Ramazan'dan istifâde edebilmiş olmamızın bayramı olsun inşallah...

 

 

 

 

 

 

 a