Baran Dergisi olarak Gazeteci Yazar Ali Eyvaz ile bir söyleşi gerçekletirdik. Ali Eyvaz bizler için çok önemli tesbitlerde bulundu. Bu söyleşiyi Baran Dergisi'nin 363. sayısında bulabileceksiniz.

Söyleşiden satır başları: 

- “İslâmcılık çizgisinin dışında” zaten bunu kendileri de söylüyorlardı ama bu, bu kadar mı içselleştirilmiş… O zaman ortaya şöyle bir şey çıkıyor, “İslâmcılık” değil de, İslâm’a dönersek, İslâm’ın algılanma ve yaşanma biçimi ve muhtevası bakımından, uzlaşma karşıtlığı biçiminde olumlu fikirler görülüyor bence. Bu yüzden burada bu kodlar yapılırken Amerikan Püritenizmi ve Kalvinist hareket çok iyi analiz edilmeli… Yani Türkiye’de bir İslâmî Püritenizm ve İslâmî Kalvinizm inşâ edilmeye çalışılıyor.

- Devlet dışındaki paralel yapıya karşı mücadele edilecekse, bu mücadelenin yeni boyutu da budur. Cemaatin ısrarla görmek istemediği, göz yumduğu, karartma uyguladığı noktalara, hükümetin gitmesi gerekiyor. Ve bu birliği sağlaması için içeride bu düzenlemeleri acil şekilde sıraya koymalı ve çözüm getirmeli. Tabiî ki bunları yaparken yine de insaflı olmak lazım. Cemaate mensup insanların da bir şeytanlaştırmaya dönüşmemesi gerekiyor.

28 Şubattaki mağduriyetlerin giderilmesine dönük işler yapıldığı zaman, bazıları “küser mi, darılır mı?” diye bakmamak lazım. Bakın açık açık söyleyeyim: şimdi Salih Mirzabeyoğlu’nun durumuyla ilgili bir şey yapılmak istendiği zaman, buna bu saatten sonra bakılmaması lazım. Bu saatten sonra yapılması gereken şey, dışarıya dönük küresel saplantılara karşı içerideki birliği sağlamak…