Şimdi cephede kazanılmış fakat içimizdeki hainler sayesinde masada kaybedilmiş olan kurtuluş harbinin tarihi hesaplaşması ile karşı karşıyayız. Filistin meselesi bütün bunları tekrar gündeme getirmesi bakımından hayati önem taşıyor. Kurtuluş harbinin ruhu Hamas tarafından tekrar ortaya konulmuştur ve kaldığı yerden tekrar dünya sahnesine çıkmıştır.

İşgalci İsrail terörüne karşı muazzam bir direniş harekâtı başlatan mücahit Hamas, Siyonist terörün Ortadoğu’daki planlarını tarumar ederek bütün dünyayı şok etti. 7 Ekim günü Aksa Tufanı adıyla aniden başlayan bu harekât, Hamas’ın silahlı kuvveti İzzettin El Kassam Tugayları, put şehrine gediklerden girerek kısa bir süre içerisinde terörist İsrail’e tarihinde görülmemiş bir şamar vurdu. Siyonistler işgal tarihi boyunca karşılaşmadıkları bu tufan karşısında epey çıldırmış olacak ki zalimliğin de ötesine geçerek Gazze’deki masum çocuk ve kadınların üzerine yirmi gün boyunca aralıksız bombalar yağdırdı. Filistin topraklarını işgal ettiği günden beri Müslümanlara zulmeden Siyonist terör, gözü dönmüş katliamlarına hala devam ediyor. Hamas’ın uyandırmış olduğu fikir ve aksiyon ruhu, kısa sürede bütün dünyaya hiçbir şeyin artık eskisi gibi olmayacağının sinyallerini vermiş oldu. Bütün Müslümanlar için küçük ya da büyük bütün aksiyon cephelerinde cihadın kapılarını da sonuna kadar açtı.

Bu durum karşısında bir süre sessiz kalan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siz (İsrail) örgüt olabilirsiniz, Hamas terör örgütü değildir. Bir mücahit grubudur.” açıklamasını yaparak, net bir şekilde tavrını ve safını Filistin halkının yanında olmakla belirtmiş oldu. Sadece bu da değil, Erdoğan’ın açıklamalarında dikkat çeken en büyük ayrıntı da “Batının size borcu çok ama Türkiye’nin size borcu yok” raconuyla da bağımsızlık ve kurtuluş gayesini de açıkça ilan etti. Tabi bütün bunlar şu an için sadece söylemden ibaret olsa da özellikle kullanılan imalı cümleler ruh planındaki çatışmanın ayyuka çıkmasına yeterli oldu. Bu konuya yazımın sonunda tekrar geleceğim. Şimdi Filistin halkına “toprak sattı” ve direniş hareketi Hamas’a da “terörist” diyen içimizdeki kurtuluş savaşı hainlerine gelelim. Kurtuluş savaşında Anadolu Müslümanları İslam’a düşman olmayı medeniyet olarak dünyaya aşılayan ikiyüzlü batıya karşı şanlı bir zafer kazanmış lakin sonrasında savaşın cihad ruhunu baltalayan işte bu hainler haini zümreye takılmıştı. Bu hainler, Maraş’ta Fransızlara ilk kurşunu sıkan ve direnişi başlatan Sütçü İmam’ın cihad ruhunu kullanarak aynı şekilde İslami vatan müdafaası için zaten ayaklanmış olan Müslüman Anadolu’nun bütün organizasyonunu kendi hakimiyetleri altında topladı. Amaçları, 15 Temmuz’la alakalı dillerinden düşürmedikleri “kontrollü darbe” hamlesiydi. Böylelikle batıyla iş birliği yapacak ve Müslüman Anadolu’nun bütün gücünü kırarak, kaleyi içeriden fethedeceklerdi. Nitekim sonucunda öyle oldu ve kurtuluş harbinin şanlı zaferini, sonrasında ortaklarıyla oturdukları masada düşmana hibe ettiler. Hilafeti kaldıran Siyonist güç, o zaman batıya da istediklerini vermiş ve kendilerine de Ortadoğu gayelerinin kapılarını açmışlardı. Osmanlı toprakları parçalanmış ve Müslümanlar farklı coğrafyalarda yalnız bırakılmıştı. Filistin’i İngilizler işgal etti. Sonrasında da malum toprak satma yalanıyla Siyonist terörün coğrafyaya girişi sağlanmış oldu. Şimdi cephede kazanılmış fakat içimizdeki hainler sayesinde masada kaybedilmiş olan kurtuluş harbinin tarihi hesaplaşması ile karşı karşıyayız. Filistin meselesi bütün bunları tekrar gündeme getirmesi bakımından hayati önem taşıyor. Ortadoğu’da başlamak üzere olan büyük savaşın en büyük aktörü, “batının size borcu çok fakat bizim size borcumuz yok” diyen Türkiye’dir. Kurtuluş harbinin ruhu Hamas tarafından tekrar ortaya konulmuştur ve kaldığı yerden tekrar dünya sahnesine çıkmıştır.

Cumhuriyet kutlamalarıyla alakalı Erdoğan’ın Ayasofya’da çekilmiş olan bir fotoğrafının kullanıldığı bir afiş dikkatimi çekti. Üzerinde “3000 yıllık devlet, asırlık Cumhuriyet” yazıyordu. Cumhuriyeti az önce anlattığımız hadiseler üzerine “tersinden” getirmiş olan şahsın görüntüsü kullanılmamıştı. Ümit Özdağ da bu zümrenin yeni nesil takipçisi olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’a uzun bir mektup yazmış. Mektupta kısaca söylemek istediği şey, “Türkiye’nin bütünlüğünü tehdit eden siyonizmle bir savaşa girilecekse eğer, bu Kemalizm çatısı altında olsun”du. Hayır! Ortadoğu harbi Türkiye’nin gerçek sahiplerinin harbidir. Bu henüz sona ermemiş olan bir savaşın ateşkes durumundan çıkarak tekrar başlamasının adıdır. Anadolu Müslümanını göz göre göre soykırıma sürükleyerek ve zaferi üzerinden şahsi ihtiraslarına yol açarak uydurma bir rejim kuran zümreyle de hesaplaşmadır. Siz Sütçü İmam’ın cihad ateşini başlatan ruhunu kullanarak aşağılık nefslerinize binlerce şehit üzerinden saltanat kuranlarsınız. Sizin Cumhuriyetten kastınız soykırımla gelmiş bir zorbalık ve ihanet projesidir. Asıl Cumhuriyet İslam sancağı altında, Filistin’deki Sütçü İmam Hamas’ın ateşini yaktığı cihad ile gelecektir.

Allah muzaffer eylesin.

Aylık baran Dergisi 21. Sayı Kasım 2023