LEVHA: 29 Kasım 2015… Kumandan’ın yoğun bakımda olduğunu ve anneannemin(Kadirî) onun yanında YASİN okuduğunu söylüyorlar. Can vermesi kolay olsun diye okuyormuş. Gözümün önünde canlandırıyorum. Kumandan yoğun bakımda ve anneannem koyu YEŞİL pardösüsü ve SİYAH başörtüsü üzerinde, oturmuş okuyor… İçimden, “Anneannem bize can vermeyi kolaylaştırmak için hastanın başında KAF Sûresi’ni okuyun derdi!” diye düşünüyorum… Sonra Kumandan’ın öldüğünü söylüyorlar. Anlayamıyorum. Sonra da hıçkırarak ağlamaya başlıyorum ve öyle uyandım! —(Dilek Kiracı)

*

HALET-İ NEZ’-Can çekişme hâli. Sekerat. Can verme vakti. (Halet-Suret. Hâl. Keyfiyet: 439: İltiva-Kıvrılmak, bükülmek. Dalgalanma. Eğri durma, dönüş. Kopmadan kırılma… Mavera-üt-Tabi’a-Ruhî. Metafizik: 439: Qdihuto-Süryanice, “Yangın”… Te harfi, Allah’ın “Kabid-Kısıcı, sıkıcı” ismi, Esir mertebesi, Kamer menzillerinden “Kalb”… Polat-Demir. Çelik. “Kan”: 439: Celvet-Âbidin Allah’ta fani olup, halvetten ayrılması… Süryanice, Zadiquto-Hak: 439: Zadiquto-Adalet… Nez’-Çekip koparma, ayırma. Kovayı sudan çekmek. Saymak. “Mutlak Tevhid mümkün değildir!”: 58: Muvahhid-Allah’ın birliğine inanan. Birleştirici olan. Tevhid eden… Havatim-Mühürler, hatemler: 1057= 58: Nehc-Doğru yol. Doğru usul… Halet-i Ruhiye: 668: Halet-i Mustafa-“Bütün Müslümanlar için hisse alınacak bir hâl olarak, Allah Sevgilisi’nin bütün hayatı, Allah’ın huzurunda olma, gören ve görüldüğünü bilmenin hâliyle geçti… Süryanice, Nutoro-Bakım: 668: Halet-i Ruhiye… Süryanice, Qetruno-Rabıta. Rabtolmak. İlgi, alâka ve münasebet, bütün dalların birleştiği kök olarak, Kelime-i Tevhid’te: 668: Leşono Nuğroyo-Süryanice, “Yabancı Diller”- Marifet, yabancı dillerden de istifade ve kendi davasını isbat etmede): 566: ESKUFTO-Süryanice, “Eşik”… İbranice, TSUK-Kaya. “Toprak. Maden. Yazılı şey, kader”. (Zı harfi, Allah’ın Aziz ismi, Madenler mertebesi… Kan: Maden ocağı. Bir keyfiyetin bol olarak bulunduğu yer…  İbranice, Pîr: Kuyu. Maden kuyusu. Maden ocağı… Sad harfi, Allah’ın “Mümit-Ölümü yaratan” ismi, Toprak mertebesi… Dabbet-ül Arz-Arzın titremesi: 439: Halet… Hadîs: “Bir insan toprağa konulurken, toprağın onu bir sıkması vardır ki, bütün mahlûkat ondan müteessir olur!”… İnsanın ölümü, küçük kıyamet… Bir de büyük Kıyamet’in alâmetlerinden olan, Dabbet-ül arz var… Nez’-Halkı birbirine düşüren. “Büyük harbler?”: 58: Hınn-Cinden bir tâife… Hazret-i Ali’nin Kıyamet ile ilgili çıkacak bir rüzgarı, “O, sakallı bir insandır!” diye tâbir etmesi hatırda… Be harfi, Allah’ın Lâtif ismi, “Cinler-Gizliler, gizlilikler” mertebesi, Kamer menzillerinden “Mukaddem min-ed delâl”e işaret eder; Öne alınmış delil’e, Takdim’e… Üstadım’ın beni Takdim’i malûm; alt başlığı, “Dünya Çapında Bir Hâdise”: 1053: Cin… Nez’-Çekip almak. Saymak, muhsî, kale gibi sağlam etmek. Temizlemek: 127: Misbeke-Maden eritilip dökülecek yeni kalıb): 566: SAVYUT NEZLO-Süryanice, “Muvazene”… MAUNET-Allah’ın salih kullarına imdadı. İmdad. Azık, yol yiyeceği: 566: SFİQUTO-Süryanice, “Boşluk. İhlâs”. Leys. Kulun kendi nefsine vacib kıldığından Allah’ın onun için Fazl’ı ile yaratması… SIBGATULLAH ARVASİ-Seyyid Taha Hazretleri’nin Halifeleri’nden ve Seyyid Fehim Arvas ile yoldaş olan, “Adıyaman-Menzil” kolunun başı olan Veli. (Sıbgatullah-Allah’ın dilediği tarz, manevî renk, şekil ve biçimde yaratması. Allah’ın dini. Allah’ın boyasıyla boyanmış: 1558: Tahsin-Kale gibi sağlamlaştırma… Yevmiye: Üstadım, Menzil Şeyhi Muhammed Raşid Hazretleri’ni tanıyıp tanımadığımı sordu, tanımadığımı söyledim. “Bağlıları Sapanca’da onun için yer arıyormuş. Beni ziyarete geleceğini haber ettiler!”… Seyyid Muhammed Nur-Rüyâ’da bilinen bu isme; Üstadım’ın hakkımda mektub yazması hatırda: 1559: Kaptan Kusto Müslüman… İspanyolca, Gran Muralla-Büyük Sedd: 1559: Şamşoro Fraqtiqo-Süryanice, “Fiil Cini”… “Şehîd Taha” Ceqoro-Bir namı da “Şehîd” olan “Ceqoro-Kök”, Seyyid Taha Hazretleri: 1558= 559: Sufonito-Süryanice, “Sabun Taşı”… Karaçay Malkar Lûğatı’ndan, Sabun: Mühür… Sabun Taşı-Mühür Sabiti: Mühür rahmeti. Sızan mühür. Madenî mühür: 1850: Ruhamî-Mermerden yapılmış. Mermerle ilgili. “Abdulhakîm Koltuğu’nun yan mermerleri”… Kazzan-Pire: 851: Dain-Maden. Doğruluk. Asıl… Süryanice, “Mutoyo Man?”-Kim geldi? “diyen Mahmud Efendi Hazretleri hatırımda”: 1559: İstisvab-Doğru bulma, makul görme – “Benim ona sorabilirsem sorayım diye düşündüğüm bir meseleye yoruyorum!”… Müstenciz-Va’din yerine getirilmesini isteyen: 1559: Teneffül-Nafile namaz kılma veya oruç tutma): 566: ESSEYYİD ABÜLHAKÎM ARVASÎ.

*

SIBGATULLAH ARVASÎ: Hususen yeni bir bilgi olursa, yazıya geçmeye değer ise, faidesi umumi ve gizlenmesi gereken hususlardan olmazsa, ondan gelen yararın tamam olması için tesbit etmekte acele davranmak lâzımdır ki, elden çıkmasın. Kaydında gevşeklik gösterilmesin ki, kaybolmasın. Çok zaman olur ki, onun gelmesi, o vaktin hususiyetlerinden, o mekânın korkularından veya sohbet ettiği kişinin aksettirdiğindendir. O kişi ondan ayrılınca o hâl bir daha ele geçmeyebilir; onu tekrar hatırlarım diye aldanmasın!

*

Süryanice, TAĞTUŞ NAFŞO-Can çekişme. Halet-i Nez’. (Nafşo-Can. Ruh. Nefes. Nefs: 437: İctilab-Celbetme… Tegavvül-Renkten renge girmek: 1437: Tezekki-Zekât nisabına girme. Temizlenme. Yevmiye: “Allah’tan hep zekât nisabına girmeyi istedim, çok şükür nasib oldu!”… Tevaggul-Çok uğraşma, meşgul olma. Bir işin son derece ilerisine varma: 1436= 437: Vülat-Valiler. Ruhaniyet. Sahib çıkanlar. Koruyanlar… Süryanice, Hagoyuto-Bayram: 1437: Nafşo-Zihin… Süryanice, Hozito-Göz. “İdrak. Ölüm”: 437: Bquryo Sukolo-Süryanice, “Zihin Kontrolu”… “Nedir?”… Telegram: 676: Ndiruto-Süryanice, “Seyelan, akıntı, çatlama, patlama”… Süryanice, Stiro-Gizli: 676: Mahnuqito-Süryanice, “İdam ipi”… Tağtuş-Çekişme: 1107= 2108: Cin B’cin-Süryanice, “Yüzyüze gelme”… Büyük ebcedle, Derviş Muhammed Semerkandi-332 mührü: 2108: Kop-Kıpçak Lûgatı’nda, “Ortaya çıkarmak, meydana çıkarmak”… Kıpçak Lûgatı’ndan Kop-Yeniden dirilme: 108: Kop-İnşâ etmek, kurmak): 1560: MEN’AT-Ölüm Haberi. (Mate-Öldü: 441: Tali-Tilâvet eden. Okuyan… Kırnas-Doğan kuşunun avının peşinden gitmesi. “Abdülkadir Geylâni Hazretlerinin bir namı da, Beyaz Doğan”: 1441: Tezkiye-Doğruluğuna şehadet etmek. Zekât vermek. Zekât almak. Medhetmek. Birisinin durumu hakkında soruşturmak)

*

Süryanice, CABİTO UHFONO-Yoğun bakım. (Cabito-Yoğun: 422: Kitab-Levh-i Mahfuz. Kur’ân… He harfi, Allah’ın “Bais-Elçi gönderen” ismi, Levh-i Mahfuz mertebesi, Kamer menzillerinden “Butayn-Bâtınlık kalıb”a işaret eder… Ehadiyet-Allah’ın her şeyde birlik tecellisi: 1422: İctiyah-Öldürme… Tehiyye-Selâm verme. Hazır ve amade kılma. Hayır, dua: 423: İstizlâl-Gölgelenme. Gölge altına girme. Sığınma, himayesine girmek… Yevmiye: “Korkulu rüyâ görmek lâzım!”… Veli: Muhlislik makamına korku ve kaygı lâzımdır, bunlar aşkın levazımındandır… Ve: Korku kalbe yerleşince, dil sadece gerekliyi söyler… Yine: “Havf’ın en faydalısı, seni Allah’a isyandan alıkoyan, bir daha eline geçiremeyeceğin şekilde kaybettiğin şey için duyduğun hüznü uzatanı ve seni arta kalan ömründe de düşünmeye sevkedendir!”… Tehdid-Korkma, korkutulma: 423: Tatbib-Tabiblenme. Araştırma, maddî mânevî sıhhatle ilgilenmek… Uhfono-Bakım: 248: Ruhum-Rahmet, esirgemek, korumak… Remame-İşaretlerle konuşan. “Takdim yazım, Yevmiyeler, Kafa Kâğıdı; Üstadım”: 248: Bihram-Oruç. Savm… Üstadım’dan: “Soframıza, açlığı besleyenler buyursun!”… Behram-Merih Yıldızı: 248: Cümre-Süvari alayı, bin atlı cemaat… Merih yıldızı, Koç Burcu’nda hareketli, Akreb Burcu’nda sabit olarak bulunur… Behrame-Yeşil elbise. Yeşil, ayla ilgilidir; Allah’ın “Hayy-Hayatı ihya eden” ismine işaret eder. Kamer menzillerinde, Sin harfi ve Su mertebesi ile ilgilidir: 253: Arbacmo-Süryanice, “Dörtyüz sayısı”. Te harfinin ebcedi; Kamer menzilleri’nde “Kalb”e işaret eder… Behrem-Kırmızı gül. Kırmızı, “Celâliyye” de denilir ve Merih yıldızı ile ilgili; “Allah” ismi nuruna işaret eder: 248: Klekovaca-Boşnak dilinde, “Cin-Gizli, gizlilikler”… Mühr: 248: Ofadno Malyo Bogo-Dolmabahçe Sarayı): 1669: SBARTO-Süryanice, “Müjde”. (Hadîs: Bir müminin senin hakkında gördüğü güzel rüyâ, müjdedir!)… ECZAHÂNE: 1669: ARİG QAUMTO-Süryanice, “Uzun boylu”. (Kaf Sûresi’ne, Basikat Sûresi de denir… Kaf-Dağ ismi. Ufuk. Allah’ın “Muhit-İhata eden” ismi, Arş mertebesi, Kamer menzillerinden “Zira’-Çekirdek ekme”ye işâret eder. Ebcedi: 100: Sad-Yüz sayısının ismi… Bâsik-Gövde damarı. Uzun. Yüksek. Yüksek ağaç dalları. “Selaman: Bir mekân ismi. Büyük ağaç”: 163: Muhyiddin-Dini ihya eden… Kaf Sûresi, 10. âyet meâli: “Hurmalar uzundur”… Basika-Basik’in müennesi. Beyaz ve saf bulut. Sehabe kelimesinin mânâsı da, “bulut, sırasında, uzunluğunda, boyunca” demektir: 1168: Kusto-Topalak otu. Yay. Yakınlık… Basika-İçi su dolu kuyu: 608: Rütub-Sabit olmak. Kaim olmak. Devamlılık… Bâsikatü’l Kamer-Parlayan saf beyaz taş: 934: İsti’tab-Kendisinden razı ve hoşnud olunmak)… Süryanice, LBİDO YOSUFUTO-İrade gücü bakımı: 7616= 1622: DERVİŞ MUHAMMED SEMERKANDİ-332 mührü.

*

MUHYİDDİN-İ ARABÎ Hazretleri’nden, hülasa: KAF, her şeyi kuşatan İlâhî ARŞ’dan ibaret olan “Muhammedî Kalb”e işarettir. Nitekim İbni Abbas’ın, “SAD, Mekke’de bir dağ idi. Henüz gece ve gündüz yaratılmadan önce, Rahman’ın Arş’ı bu dağın üzerindeydi!” sözü ile imâ ettiği gibi, SAD’da Muhammedî Sûret’e işaretti: MUHAMMEDÎ KALB ise, RAHMAN’ın ARŞ’ı olduğu için, “Mü’min’in kalbi Allah’ın Arş’ıdır” ve “Arzım’a Sema’ma sığmadım, ama Mü’min  kulumun kalbine sığdım!” buyurulmuştur… KAF Dağı, Muhammedî bir sûret ve Rabbin bir perdesi olduğu için, ancak Kalb makamına ulaşanlar O’nu görebilir. (Allah bilinir görülmez, Allah Sevgilisi ise görünür bilinmez; O bilinmez’den hisse sahibleri için bir mevzudur)… Hem KAF’a, hem Kur’an’a yemin edilmiştir; yani, Allah Sevgilisi’ndeki KUR’ANÎ AKLA. Bu da bütün varlığın tafsilâtını câmi ilk istidadtır. Ortaya çıkıp FİİL’e dönüşünce, FURKANÎ AKIL olmuştur; bu mânâda ululuğu ve şerefi gizli değildir… Yeminin cevabı, SAD Sûresi’nde ve diğer benzeri surelerde mahfuzdur; “O, Hakk’dır” veya “O, mucizedir!” şeklindedir. Buna da, “… şaştılar” diye başlayan ifâde delâlet etmektedir. (Hayret ettiler!)… KAF Suresi ile ilgili: “Cuma geceleri okuyan, ahiret saadetine nail olur!”

*

YA-SİN SÛRESİ: Ya-Sin, Kur’ân’da sûre başlarında görünen “Huruf-u Mukattaa” denilen ve sevenle sevilen arasında “şifre” harflerden… Aynı şekilde “Ta-Ha” suresindeki, Sûreye de isim olmuş harfler… Her iki sûrede de, Allah Sevgilisi’nin “istidadının kemâline yemin ediliyor”… “Hakîm Kur’ân’a kasem ederim ki…”; Ye harfi, “vaki, mevcut, var olan, düşen-halledilmiş, hâlin hakikati” ismine, “Sin” harfi de “Selâm-Ayıplardan, afetlerden emin, ezelden beri koruyan”. SELÂM, Allah Sevgilisi’nin istidadının aynı ve Kur’ân-ı Kerim O’nun kemâlinin aynı; O’nun sureti olup, bütün kemâlini ve hikmetleri ihtiva etmekte.

*

HADÎS: Allahü Teala, Taha ve Yâsin sûrelerini gökleri ve yeri yaratmadan 1000 yıl önce okudu. Melekler Kur’ân’ı işitince, “Üzerine bu sureler inecek ümmete müjdeler olsun. Bu sureleri gönlünde taşıyanlara müjdeler olsun. Bu sureleri okuyan dillere de müjdeler olsun dediler!”

*

HADÎS: Geceleyin Allah’ın rızasını gözeterek, Yâsin Sûresi’ni okuyan kimsenin günahları bağışlanır. Öyleyse bu sureyi ölülerinize okuyun.

*

HADÎS: Kur’ân’ın kalbi Yâsin’dir. Kim Allah’ı ve ahiret yurduna kavuşmayı isteyerek onu okursa, Allah onu bağışlar. Onu ölüleriniz üzerine okuyunuz.

*

HADÎS: Yasin, Kur’ân’ın kalbidir. Onu bir defa okumak, Kur’ân’ı 10 defa okumaya denktir. Geceleri okuyan sabahları İlâhî mağfirete nail olarak kalkar. Yalnız Allah rızası için okuyanın geçmiş hataları affolunur. ÖLMEK ÜZERE bulunanların yanında okursanız, her harfi mukabilinde 10 melek gelerek karşısında durup onun için rahmet isteyip, istiğfar getirirler. Defni esnasında hazır bulunurlar. Cennet şerbeti içirirler. Artık o kimse Cennet’e girene kadar susuzluk çekmez. Bu sureyi okuyana şefaat etme yetkisi verilir. Onu dinleyen de affolunur.

*

PADERGİL-Ayağı çukurda. Davranamaz. Sıkıntıda: 257: NEZR-Suâlde ısrar etmek. “Karşılık beklemek”… NEZR-Adak. Ayet “Nezirlerini yerine getirsinler!” buyuruyor. (Üstadım: Nezir, mümin’in, şu veya bu icabla nefsine mecburiyet harici farz kıldığı. Umumiyetle bir hacetin istirhamı veya bir hamdin iktizası şeklinde olur ve vacib derecesinde bir ahid ifâde eder. Nezrolunan şey, bizatihi ve mecburi ibadet şekillerinden biri olamaz. O nasıl olsa yapılacaktır. Tamamıyla “ihtiyarî-kendi isteği” bir ibadet mevzu olması lâzım, nezir dayanağının… Aslında farz veya vacib, fakat nezirliye, fazladan yapacağı bir ibadet şekli… Nezir, en başta İlâhî rıza, sevabının misli bakımından daima Allah Resûlü başta ve Hakk’ın sevdiği büyüklerini vasıta kılabilir… Nezir, mutlak olarak Allah için olmak gerekir ve HATİM, oruç, namaz, sadaka, hayrat, kurban gibi vasıtaların, ayrıca mecburi olmayan nevileriyle gerçekleşebilir!): 1950: MEŞAYİH-Şeyhler. Pîrler. İhtiyarlar, seçkinler. “Mustafa’dan, Halet-i Ruhîye’den”… DOĞUM Tarihim: 1950: GALBATRO ŞDO-İbranice, “Tabut Çalma”. (Üstadım’dan: Büyük randevu... Bilsem nerede, saat kaçta? /
Tabutumun tahtası, bilsem hangi ağaçta?)… Süryanice, HOŞUBUTO GABURO-Fikir Kahramanı: 1950: TARTACESRO BCİRO YALDO NOS-O DMİRO BDOQO-Süryanice, “12 sığır yavrusundan biri mucize beyanıdır!”… HIRFU’-Pamuk. (Pembe: 59: Mehdi): 950: SIRAT-I MUSTAKİM-Doğru Yol. “Kurtuluş Yolu”. (İBDA’ DİYALEKTİĞİ)… Süryanice, MALYUTO GANTO-Dolmabahçe. (Kib Cayno-Süryanice, “Göz ağrısı”: 100: Dolmabahçe… Mugni-Allah’ın “Mugni-Zengin edici” ismi: 3100: Uktub İhda Ve İşrîne Merra / Ve Tusîru Şehîden Ve Şeyen Kehaza-Arabça, “21 Kere yaz / Şehid mi Ne Olursun!”… Rüyâ’da gelen mânâ böyle… Miat-Yüz sayıları: 441: Keraker-Kuzgun. Karga. Rengi siyah, ululuk rengi. “Ölüm haberi”… Kısakürek: 1441: Salih Mirzabeyoğlu… Seraya-Düşman üzerine gönderilen askerler: 272: İranî-Tabut. Neşeli oluş. “Kumandan”… Süryanice, Trecsarto-Onikilik: 272: Mhamad Msamclo-Süryanice, “Derviş Muhammed”… Dolmabahçe Sarayı: 372: Mehdi Mirzabeyoğlu): 1950: ŞFİCUTO BQOYUMUTO MBARYUTO-Süryanice, “İfrat Hâlde Tecrid”.

*

EMİNE BİLGİÇ-Rüyâ’da, bana YASİN okuyan Anneanne. (Cedde-Büyük vâlide. Anneanne. Nine. Yeni olmak. “Şimdiden maziye gidişte, hâliyle yeni şimdi’dir”: 1406: Ot-İbranice, “Harf”… Rûyâ-Sad harfi. Toprak. Bitki. Secde. Rızık. Rüyâ: 217: Rabıta-İlgi, alâka, münasebet. Herkes, ilgi ve alâkası neye ise, ona râbıta hâlindedir. Eli işde, gönlü Allah’da olma. Yol, Resûlü’nün gösterdiği yoldan, O’nun varisi büyüklerin izinden alınan feyz ile. Tarikat, takvanın hususileştirilmiş derinliğine hâlidir ve Rabıta müridin erginliğine kadar Şeyh’e bağlılığı yolundandır!): 1161: NAİM-Taze. Körpe. Sin harfinin Kamer menzili. (Turfanda-Mevsiminden önce yetiştirilmiş meyve ve sebze. Yeni, ilk: 737: Metris Cezaevi… Sin-Öksürük. Cevab bekleyen suâl. Dua. Sine, uyku, rüyâ gibi: 120: Mu’ciz-İnsana idrakın aczini gösteren, kendi re’y ve tedbirine değil, onu Allah’a, Resûlü’ne ve büyüklere itimada bağlayan iş… Sin harfi, Allah’ın “Muhyî-İhya eden” ismi, Su mertebesi ve Kamer menzillerinden “Neayim”e işaret eder… Neayim: Nimetler. Sık sık karşılaşan iki nurlu yıldız)… MEN’A-Ölüm haberi. “Halet-i Nez’”: 162: SAİK-Dürten, sevkeden, sürükleyen, götüren. Sebeb… YÂSİN SURESİ, 58. Ayet-Meâli: “İnananlara Allah katından bir selâm vardır!”: 162: SANDOLİ-Süryanice, “Kürsi”. (Abdülhakîm Koltuğu)

*

Rüya’nın görüldüğü tarih: 29 Kasım 2014… Benim tekrar yargılanmak üzere Bolu F-Tipi Cezaevi’nden tahliyem ve 4 ay sonra “Haliç Kongre Merkezi”nde, “Herkes İçin Adalet Platformu” faaliyeti cümlesinden, hem “Salih Mirzabeyoğlu sevenleriyle buluşuyor” hem de “Adalet Mulak’a” isimli Konferansım bir arada, görünmem; söz konusu rüyâdan tam 1 Sene önce!

*

En büyük ebcedle, YÂSİN: 1106: HABLULLAH-Allah’ın ipi… ZAHİR-Esma-i Hüsna’dandır: 1106: NUN harfi-Esma-i Hüsna’dan Allah’ın “Nur” ismine ve Kamer menzillerinden “Simak-Balıklar, iki parlak yıldızdan biri, bir şeyi kaldıracak vasıta”ya işaret eder… Arnavutça, KO?-Kim?: 1106: TRAQLİNO FOTURUTO-Süryanice, “Ölüm Odası”… Gürcü dilinde, SULİ-Ruh, can: 106: YOFİ-İbranice, “Güzellik, bedi’”… İbranice, YOFİ-Harika: 106: FUQOCO-Süryanice, “Patlama”. (Süryanice, Frat-Patlama: 681: Nahiruto-Süryanice, Zekâ… Dicle: 1053: Dünya Çapında Bir Hâdise… Süryanice, Nahlo-Çay, dere, nehir: 95: Sad-Yüz sayısı… İbranice, Halomi-Rüyâ gibi, harika, güzel: 95: Azîz-İzzetli, Sevgili. Çok nurlu. Dost. Nadir. “Allah’ın, Herşeye galib mânâsındaki ismi; Zı harfi ve madenler mertebesi ile ilgili”… İdî-Bayramla ilgili: 94: Mence-Kurtulacak yer. Necat bulacak yer. Kurtulma… Muhaceme-Hücum etme, saldırma: 94: Bolluk, genişlik. Güzel kokunun yayılması. Kaynamak. Yaradan kan fışkırmak… Süryanice, Nahlo Da’şlomo-Dicle nehri: 482: Tebi’-Sığır yavrusu… İzhaf-Hıyanet etme: 482: Husake-Hased, gizli kin. Düşmanlık… İbsal-Bir şeyi sipariş etme. Men etmek. “Dilediğini engelleyen” mânâsındaki Allah’ın Mani’ ismi hatırda: 94: İfaza-Maksada erdirmek)… EMİNE BİLGİÇ: 1162: FRAT + NAHLO DA’ŞLOMO-Fırat ve Dicle Nehirleri. (Fırat ve Dicle nehirlerinin birleşerek denize döküldüğü yerde, su perdeleri: “Aralarında birleşmelerine engel bir perde vardır!”; Berzah ayetleri… Yunus Emre: “Şol Cennet’in ırmakları / Akar Allah deyu deyu / Çıkmış İslâm bülbüleri / Öter Allah deyu deyu!”… Fuzûli’den-Tıynet-i pâkini rûşen kılmış ehl-i âleme / İktida kılmış tarîk-i Ahmed-i Muhtar’a su —“Temiz tıynetini rûşen kılmış ehl-i âleme / Uymuş tarik-i Ahmed’in yoluna su”… Allah’ın “Hayy-Hayat” isim ve sıfatı; Hayat suya işledi ve her canlı şey sudan yaratıldı. Herşey sudan yaratıldığına göre cansız birşey yoktur. “İlim” ve “İrade” de Hayat sıfatından… Madde’de tam tâbilik ve otomatlık, bitkide tâbilik –uyku– ve üreme, hayvanda nefs ve irâde serpintisi-direnme gibi, Cin’de nefs ve irade, İnsan’da hepsi birlik ve vali hükmünde irade. İnsan ve Cin’de irâde, Hak veya bâtıl seçme hürriyeti. Varlıkta her şey, ister istemez galibine tâbi’dir; ve iş gelir gelir, Tarik-i Ahmed’in Zâhir ve Bâtın, getirdikleri ve gösterdiklerinde merkezleşir!)
 

DÜŞVARÎ

 
LEVHA: (…) 1992… İstanbul-Sarayburnu gibi bir yerde Üstad, Boğaz’ın karşısında ise Abdülhakîm Arvasi Hazretleri var ve ikisi, denizin ortasındaki gemide buluşacaklarmış… Üstad gemide, –sol eliyle sigara içiyor–, Efendi Hazretleri’ni bekliyor ve bir süre sonra başını sola çevirince onu görüyor… Üstad’ta, Efendi Hazretleri’ni görmenin sevinci! (Uyanıp tekrar uyuduğumda gördüğüm rüyâ): İstanbul’a gelmiş olan RAŞİD EROL Efendi’nin huzurundayım… Ona, “Efendim, siz bize, Mehdi’ye asker yetiştiriyoruz diyordunuz; Mehdî’nin kim olduğunu bize söyler misiniz?” diye soruyorum… RAŞİD Efendi haşmetle bana bakarak, “Sen ne zannediyorsun? Biz yıllardır Menzil ile İstanbul arasında acı biber gergefi dokuyoruz!” diyor ve sonra eliyle bir yeri işaret ederek, “işte Mehdî odur!” diyor… İşaret edilen yere baktığımda, müthiş bir şekilde heyecanlanıyorum; orada Kumandan var! —(Kenan Durdu: Bu Rüyâ Menzil’e, Muhammed Raşid Hazretleri’ne bağlanmak üzere yaptığım istiharedir)

*

İSTİHARE-Tefe’ül. Sual sorup cevab istemek. Hayırlı olmayı istemek. Hayran olmak, şaşmak, taaccüb etmek. Bir işin hayırlı olup olmayacağı niyetiyle abdest alıp, dua edip, rüyâ görmek üzere yatmak. (Hadîs: İstihare yapan aldanmaz… Tefe’ül-Bazı hâdiseleri, tevafukları uğurlu saymak: 511: Müteemmil-Teemmül eden, derin düşünen. Dalmak… Düşvarî-Düşe benzer: 511: Tevehhuk-Boynuna kement bağlamak… Müstatıb-Çare arayan, devâ arıyan: 511: Gays-İmdad. Yardım. Yağmur. Yağmurla “meydana çıkan” çayır… Norveç dilinde, Bla Pyjamas-Mavi Pijama. “Mavi, Kelime-i Tevhid nuruna işaret eder”: 154: Helmonoyo-Süryanice, “Rüyâ gibi”… Şah-ı Nakşibend Hazretleri: “Mutlak Tevhid, mümkün değildir!”… Bütün Fikrin Gerekliliği: 2154: Mehdî Muhammed… Takdim yazımın alt başlığı, Dünya Çapında Bir Hâdise: 1053: Nbağ-Süryanice, “Meydana Çıkmak”… İbranice, Kadîm-Doğu: 2154: Dumyo-Süryanice, “Model”… Yeni Dünya Düzeni için: Başyücelik Devleti): 272: TRECSARTO-Süryanice, “Onikilik”. (Kelime-i Tevhid’in harf sayısı; Yoktur İlâh, İllâ Allah… Kul icâdı İlâhlar, insanın Allah’ın reyini değil de kendi nefsinin rey’ini beğenmesinden doğmuştur, doğar; Kelime-i Tevhid, bir “nefy-i isbat”, yâni imân ettiğini kendisine karşı olan her şeye isbat olduğuna göre, İslâm kendisine karşı olan hiçbir şeyi kabul etmez)… Boşnak dilinde, APOTEKA-Eczahâne: 511: ŞER’İ-Kıpçak Lûgatı’nda, “Dinle ilgili”. (Şer’-Şeriat. Yapılması gereken ve yasaklananları vaz’eden hükümler. Bir işe başlamak. Dalmak, düşünmek. Zâhir etmek, göstermek: 570: Sistem… Şeriat: 1980: İstikbâl İslâmındır)… Kıpçak Lûgatı’ndan, ŞERİ-Ordu, asker. (Berfend: Güzel söz. Kar. Meser, sevinç. Asker): 511: MACFRO D’MALKO-Süryanice, “Hükümdar Kaftanı”… MUHAMMED RAŞİD EROL. “Büyük Ebcedle”: 843: DERVİŞ MUHAMMED-332 mührü.

*

SEFİNE-Gemi. Evliya. Çeşitli mevzulara dair kitab. Güney yarımküresindeki Burc’un ismi. (Şi’ra: İki yıldızın adı. “Utarid”… Şira’: Gemi yelkeni… Şi’ra-ül Yemanî: Sema’nın güney yarımküresindeki “Kelb-i Ekber” denilen Burc’un ve bütün semanın en parlak yıldızıdır… Telegram’ın alt yapısı niyetiyle ele aldığım “Sefine-Suver-i Hayal” isimli eserim hatırlanmalı… Suver: Boynuz. Dal. Sureler. Suretler. Süvarîler): 205: ALAKA-İlişik. Rabıta. Gönül bağlamak, irtibat, malikiyet. Müdahale hakkı. Hisse.

*

Arnavutça, SPECİ KUQ-Acı Biber: 187: İSLÂM’A MUHATAB ANLAYIŞ… Arabça, FULFUL HAR-Acı Biber: 429: EBU HUREYRE-Hadîsle bildirildiği üzere, ümmetin Hakîm’i sahabî… MUSA MİRZABEYOĞLU: 1428= 429: TAVDİT-Bir nesneyi yerinde tutma… İKTİVA-Dağlama. Mühürleme: 1428: TEVHİD-Birleme. “Lâ ilâhe illallah” sözünü tekrarlama… Kürtçe, İSOTÉ TUJ-Acı Biber: 1500: SALİH İzzet Mirzabeyoğlu… SE-Bir harf; Allah’ın Rezzak ismi ve Bitkiler mertebesine işaret eder. (Rezzak-Rızık veren. “Feyz veren”: 308: Arvasî-Seyyid Muhammed Fehim, Esseyyid Abdülhakîm): 1500: MEHDÎ Salih Mirzabeyoğlu. (Acı Biber: 229: Mustafa-Hâleti… Yunus Emre: “Zehirle pişmiş aşı yemeğe kim gelir”… Bütün Fikrin Gerekliliği: 2154: Ninum-Sümer dilinde, “Bir dokuma tezgahı”… Akad dilinde, Asum-Hekim: 117: Hasbum-Akad dilinde, Dokuma)


Baran Dergisi 476. Sayı