Özgürlük ve adalete ulaşmak için 4 yıldan beri devam eden Suriye’deki savaş sonucunda yüz binlerce insan öldü, tutuklandı, yaralandı. On binlerce ev, cami, okul, köprü yıkıldı, ormanlar ve bahçeler yandı.

Komplo devam etmektedir ve bu komplo ABD, Rusya, Avrupa, Çin ve İran tarafından planlanmaktadır. Bu komplonun içerisinde Müslüman bölge ülkeleri, Arap ülkeleri ve Suriye’den de tarafların olduğu bilinmektedir ne yazık ki. Ölümler, açlık, saldırılar, tecavüzler, hırsızlıklar ve ablukalar devam ediyor ve bu akla şu soruları getiriyor:

-Açlıktan ölen, bombalardan vücutları paramparça olup hayatını kaybeden çocuklar varken Unicef nerededir acaba?

-Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi nerededir acaba?

-Uluslararası ceza mahkemeleri ve insan hakları savunucuları nerede?

-Bazı Arap ülkelerinin Suriye rejimiyle ilişkileri kesmesini kutlamakla yetinen zavallı Arap Birliği nerede?

-Bütün bu olanlar karşısında aciz kalan İslâm Birliği nerede?

Kardeşlerim bahsettiğimiz hadise çok büyüktür.

Avrupa’da bir hayvan böyle vahşi şekilde öldürülse medya dünyayı sallar ve herkes bütün gücüyle o hayvanı korumaya başlardı; ama ölen Müslüman olunca her şey tüm dünyanın gözleri önünde, net  ve kayıtlı bir şekilde yapılmasına rağmen kimse sesini çıkarmamaktadır. Hatta Batı, ellerindeki teknoloji sayesinde belki de bizden daha çok farkında her şeyin nasıl yapıldığının.

Ey Suriyeliler, Rusya, ABD, Avrupa, Çin, İran ve bazı Arap ve Müslüman ülkelerin bu olup bitenleri kınadıklarını da unutmayın sakın, bu kınama bile onlar için büyük bir iyiliktir.

Ey Suriyeliler, büyük devletlerin ve bazı kardeş bildiğimiz ülkelerin zengin başkentlerde Suriye üzerinden pazarlık yaptığını bilmelisiniz.

Bunlar Yarmuk kampında açlıktan ölenleri görmemiş, Humus ve diğer bölgelerin yok olduğunu bilmiyor, açlıktan kedi köpek ve ot yiyenleri duymamış olmalılar. Açlıktan ölümler 2012 itibariyle artık sadece Afrika’da yaşanmamaktadır, Asya’da da başlamıştır.

Açıkça söylemeliyiz ki;

Büyük devletler savaş olmayan bir dünyada yaşamazlar. Son dönemde sadece din, mezhep, ırk endeksli iç savaşlar çıkartmak üzerine yoğunlaşmış durumdalar ve bu savaşların tabiî ki çoğunluğu Müslüman ülkelerde yaşanmaktadır.

Bunun kanıtı, silah satışlarıdır. Masumların kanının dökülmesi pahasına Birleşmiş Milletlerin başında sürekli veto hakkını kullanan caniler hazır bulunmaktadır. Bu beş daimi üye savaş olmadan heybetlerini koruyamaz veya onlar öyle düşünmektedirler. BM ve güvenlik konseyini siyasî, ekonomik ve diğer hedefleri için kullanıyorlar.

Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra, Rusya kendi heybetini geri kazanmak için yeni politikalar izlemektedir. Suriye rejiminin arkasında bu kadar güçlü bir şekilde durması da bu politikalarından birisidir hiç şüphesiz.

Tabiî ki en büyük hedefi Akdeniz bölgesinde askeri üs kurmaktır ve bu bölgede etkin olmaktır.

Ayrıca hedefleri doğrultusunda İran ile birlikte yürüdükleri ortak hedefleri vardır.

Kardeşlerim, gözü doymayan büyük devletlere karşı daha güçlü durmamız gerekir ve mutlaka birleşmeliyiz ki bize yapılan haksızlıkları bitirelim. Onlar için önemli olan servettir, paradır; ölenler nasıl olsa Müslüman’dır ve onlar için bir önemi yoktur.

Allah’tan hidayet dileriz.

 

Baran Dergisi 425. Sayı