Tüm teknolojik aletlerde kullanılan çipler ve piller için gerekli olan bu temel elementleri erişim noktasında ABD büyük krizde.

ABD temel element yarışında geride kaldı

ABD hükümetinin son yıllarda madenciliğe dair çıkardığı yasalar can havliyle alınmış gibi gözüküyor. Çünkü kaynak arama izni çıkartılsa da bu madenlerin nerede ve nasıl bulunacağı hâlâ bilinmiyor.

Çin ise bu kaynakların birçoğunun madenciliği, rafine edilmesi ve işlenmesinde çoktan liderliği ele geçirmiş durumda.

Beyaz Saray'ın enerji konusundaki üst düzey danışmanlarından John Podesta geçtiğimiz ay "Açıkçası savunmasız bir konumdayız. Çin tedarik zincirleri üzerindeki hakimiyetini kullanarak hükümetlerin kararlarını siyasi olarak rehin alma potansiyeline sahip" uyarısında bulundu.

ABD sanayisi iflas edebilir

Columbia Üniversitesi Küresel Enerji Politikası Merkezi'nin kurucu direktörü Jason Bordoff "Maden konusunda bir şeyler yapmamanın sonuçları gerçekten çok ağır" dedi. Bordoff "Temel teknolojiler için ihtiyaç duyduğumuz mineral girdilere sahip olmazsak, temiz enerjiye geçişimiz tökezleyecek ve ulusal savunmamız için hayati önem taşıyan teknolojileri üretme kabiliyetimizi engelleyecektir" dedi.

ABD endüstrisini harekete geçirmeye yönelik Mitt Romney, Dan Sullivan ve Gary Peters bu ay Washington'un Çin'e bağımlılığını en aza indirecek bir kritik mineraller stratejisi oluşturmak üzere bir yasa tasarısı sundu. Yasa tasarısı, Biden yönetiminin, üretimi canlandırmak için bir dizi yatırım yapmak ve yerli tedariki genişletmek için Savunma Üretim Yasasını kullanmak da dahil olmak üzere, uyumlu bir endüstri yaklaşımı belirleme çabalarına dayanıyor.

Dünya Ekonomik Forumu Riyad'da başladı Dünya Ekonomik Forumu Riyad'da başladı

Dünya maden ticaretinde ABD’nin yeri yok

Aspen raporuna göre, "Örneğin küresel kobalt, manganez ve nikel üretiminin yüzde 60'ından fazlası orta grup tedarikçilerden, yani Washington'la serbest ticaret ortağı olmayan ya da rakip ülkelerden geliyor." Raporda "Çoğu durumda bu tedarikçiler ABD'nin girişimlerine dahil edilmiyor ve bu da onlara yatırım için Çin'e yönelmekten başka seçenek bırakmadığı" ifade edildi.

Demokratik Kongo Cumhuriyeti bu konuda önemli bir örnek. Kongo, 2022 yılında dünyadaki kobaltın yaklaşık yüzde 68'ini üretmesine rağmen, ABD ile hala bir serbest ticaret anlaşması bulunmuyor ve ABD'nin önemli bir girişimi olan Mineral Güvenlik Ortaklığı'na dahil edilmedi. Rapora göre Çinli şirketler Kongo'daki madenlerin büyük çoğunluğunu kısmen ya da tamamen finanse etmiş durumda.

Çin menşeli şirketler başat etkiye sahip

Çin şirketleri genellikle ülke içinde gerçekleştirilmeyen işlemleri de kontrol etmektedir. Örneğin, dünya nikel arzının önemli bir bölümü doğrudan Çin'den gelirken, geri kalan kısmı da Endonezya ve Papua Yeni Gine gibi yerlerde Çinli firmalar tarafından rafine edilmektedir.

Çin'in bu mineraller üzerindeki hakimiyeti, ABD ile olan büyük güç rekabeti sertleştikçe, Batı'nın enerji dönüşümünü ve savunma endüstrilerini potansiyel olarak bozma gücüne sahip.

Çin'in örneğin lityum veya kobalt ihracatını kısıtlaması, Çin dışındaki otomobil üreticilerini ciddi şekilde etkiler ve elektrikli araç bataryası üretimini altüst eder.

Bu durumun Çinli işletmeleri de etkileyebilecek potansiyele sahip olması sebebiyle aşırı önlemler yakın vadede olası değil ancak uzmanlar bunun mümkün olmadığını söylemiyorlar.

Colorado School of Mines'teki Payne Enstitüsü'nün Direktörü Morgan Bazilian, "Bu tür bir şeyin imkansız olduğunu düşünmeyi sınırlamak aptalca oluruz" dedi. "Eşit misilleme politikası izlemeye devam ederseniz, bu alanlardan biri olabilir."

Temel madenlerde Çin dominasyonu

Önümüzdeki on yıllar boyunca kobalt, nikel ve bakır gibi mineral ve malzemelere olan talebin patlaması bekleniyor: Dünya Bankası'na göre 2050 yılına kadar temiz enerji devrimine güç sağlamak için lityum gibi milyarlarca ton madene ihtiyaç duyulabilir. Artan ABD-Çin gerilimi ile birleşen bu talep artışı, ABD'nin yerel endüstrisini canlandırmak çabalarını arttırdı.

Örneğin lityum, dünya elektrikli araçlar ve akıllı telefonlar için gereken bataryaların esas madeni durumda. Kobalt jet motorlarına güç verir; nikel ve titanyum güçlü alaşımlar oluşturur.

Dünya lityumunun yaklaşık üçte ikisi ve elektrikli araçlar için vazgeçilmez olan kobaltın büyük bir bölümü Çin'de işlenmektedir. Ülke, elektrikli araç bataryalarında da kullanılan alüminyumun neredeyse %60'ını ve güneş panellerinde bir bileşen olan polisilikonun %80'ini sağlamaktadır.

Uluslararası Enerji Ajansı'na göre ise Çin, akıllı telefon dokunmatik ekranları ve füze savunma sistemleri gibi kritik teknolojilerde kullanılan nadir toprak minerallerinde ise rafinajın %90'ını gerçekleştirmektedir.

Foreign Policy, The Wall Street Journal (WSJ)