Selâm ve Dua ile...

Bu sayımızda kapak mevzumuz, Kumandan Salih Mirzabeyoğlu'na verilen hukuksuz yargı kararına, yıllardır insan haklarına aykırı bir biçimde cezaevinde tecrit altında olmasına ve bu şartlar altında bir de kendisine "TELEGRAM" işkencesi uygulanmasına karşı, vicdanının icabını yerine getirerek Mirzabeyoğlu'nun avukatlarından Ali Rıza Yaman ile birlikte CHP Milletvekili Hüseyin Aygün'ün TBMM'de basın toplantısı yapması ve bu basın toplantısına karşı medyaya uygulanan ambargodur.

CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün; -"Mirzabeyoğlu Davası, 28 Şubat'la hesaplaşma konusunda Hükümetin samimiyetsizliği hakkında bilgi veriyor. 28 Şubat'la hesaplaşmanın yolu o dönemin doğurduğu mağduriyetleri gidermekten geçiyor. DGM'ler hukuksuz mahkemelerse, 1990'lı yıllarda mağdur olmuş kişilerin sorunlarına çözüm bulunması gerekir. Mirzabeyoğlu da bunlardan biri" dedi. Kumandan Mirzabeyoğlu'nu avukatı Ali Rıza Yaman ise yargılama sürecinde sistematik fiziki işkencelerle geçtiğini, "TELEGRAM" (zihin yönlendirme) adı verilen bir işkenceye maruz bırakıldığını söyledi.

Ne var ki, ne CHP Milletvekili'nin vicdanının sesini dinleyerek sesini yükseltmesi, ne 9,5 yıllık İslâmî(!) hükümetin gıkını çıkartmaması, ne de TELEGRAM adlı bir cihazla uzaktan işkence yapıldığı iddiaları görsel ya da yazılı basın için maalesef haber değeri taşımadı. Yenişafak, Akit, Milat ve Bugün gazeteleri ise Kumandan'a yapılan işkenceyi görmezden gelerek bu basın toplantısını haberleştirdiler. Yenişafak'ta geçtiğimiz gülerde Mirzabeyoğlu'na yapılan hukuksuzlukla alâkalı çıkan haberde ise bu işkencenin sadece 5 ay sürdüğü vurgusu ise bizim için son derece mânidar.

5 ay değil; 12 yıldır, kesintisiz olarak 7 gün 24 saat devam ediyor! 12 yıllık işkencenin 9,5 yıllık kısmı da; meydanlarda adalet dağıtan, hak ve hukuktan bahseden, her fırsatta mağduriyetini(!) dile getirip bundan nemalanan buna mukabil müşahhas planda müsbet olarak İslâm'a ve Müslüman Anadolu halkına zerre miskal fâidesi olmayan AKP iktidarı döneminde gerçekleşiyor. "Genelkurmay başkanlarının cezaevine atıldığı, kozmik odaların talan edildiği, İsrail'e bile posta konulabildiği Ak Parti iktidarı döneminde, işkenceyi uygulayan kimlerdir? Bizzat iktidarın kendisi midir, yoksa iktidar da, o cihaza malik olanların elinde midir?" demekten kendimizi alıkoyamıyoruz.

Basın toplantısını düzenleyen Hüseyin Aygün'e göstermiş oldukları hassasiyetlerinden ötürü teşekkür ediyoruz.

***

Kapak yazısında Gülçin Şenel, "Mirzabeyoğlu'na Telegram İşkencesi Meclise Taşındı" başlıklı yazısında; TBMM'de gerçekleşen basın toplantısına, Telegram işkencesine uygulanan basın ambargosuna ve devletin TELEGRAM işkencesine karşı takındığı tavra değiniyor.

Hemen bu yazının ardından TBMM'de Salih Mirzabeyoğlu'nun avukatlarından Ali Rıza Yaman'ın okuduğu basın açıklamasının tam metnini bulabilirsiniz.

Yazarımız Carlos ise Ahmed Bella'nın vefatı ve Chavez'den sonra Venezüella hakkındaki düşüncelerini Anadolu insanına karşı gerçekleştirilen fiillerin ayniyle devam ettiğini müşahhas örnekleriyle ortaya koyuyor.

Geçen sayımızda kapaktan verdiğimiz Kutlu Doğum Haftası etkinliklerini düzenleyen Mustazaf-Der 28 Şubat dönemini aratmayan bir yargı kararıyla kapatıldı. Kapatmayla alâkalı olarak Mustazaf-Der Genel Başkanı Hüseyin Yılmaz ile gerçekleştirdiğimiz söyleşiyi dergimizde okuyabilirsiniz.

Kumandan Salih Mirzabeyoğlu'nun, Baran Dergisi'nde haftalık olarak tefrika edilen "Ölüm Odası B-Yedi" adlı eserinin 105. Bölümü olan "İnsan (Tefsir Kabı)"nı bu sayımızda takib edebilirsiniz.

Yunus Vanlıoğlu'nun "Hazret-i Osman" başlıklı yazısının son bölümü, Ali Rıza Yaman'ın ""Mirzabeyoğlu Davası" ve 'Modern' Mânâlı İşkence"" başlıklı yazısı ve Ahmed Tevfik Dayan'ın "Muhsin Yazıcıoğlu Hadisesi" başlıklı yazılarını dergimiz muhtevası içinde bulabilirsiniz.

Geçtiğimiz hafta, 9 Mayıs günü, Kumandan Salih Mirzabeyoğlu'nun doğum gününde gönüldaşlar Bolu F-Tipi cezaevine gittiler. Bu konuyla alâkalı teferruatı dergimizin arka kapağında mevcuddur.

Gelecek sayıda yine sizlerle buluşmak ümidiyle, Allah'a emanet olun...