Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, ABD liderliğindeki uluslararası koalisyonun ülkedeki varlığına son verilmesi çağrısında bulunan açıklamalarda bulunmuştu. Bu açıklamalar, Eylül ayı sonlarında New York'ta düzenlenen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun üst düzey toplantılarının oturum aralarında gelmişti.     

Sudani bir basın röportajında, yabancı güçlerin ülkede ne kadar süre kalacağı konusunda ‘net bir zaman çizelgesi’ belirlenmesi çağrısında bulundu.

Irak'ta artık resmi olarak herhangi bir yabancı savaş gücü bulunmamasına rağmen, danışmanlar ve eğitmenler uluslararası koalisyonun DEAŞ'a karşı misyonunun bir parçası olmaya devam ediyor.

Altı yıl süren ve koalisyon destekli savaşlar sonucu, Irak'ın batı kesimindeki Anbar bölgesinde ve Havice'de kalan son birkaç kalelerinden DEAŞ militanlarını püskürten Irak, önceliklerini başka yönlere kaydırmaya başladı.

Irak'ın başkenti Bağdat'ta, giderek daha az korunaklı hale gelen Yeşil Bölge'de, şu anda asılı olan büyük reklam panoları, Ocak 2020'de Bağdat'ta bir insansız hava aracı tarafından düzenlenen saldırıda öldürülen İranlı general Kasım Süleymani ve Iraklı arkadaşı Ebu Mehdi el-Mühendis'i anıyor. Bu saldırıyı, ülkenin güvenlik güçlerini eğitmek için milyarlarca dolar harcayan ve varlığı hala büyük ölçüde tartışmalı olan devlet, yani ABD gerçekleştirmişti.

Bazı insanlar, Irak'taki istikrar için ABD'nin varlığının gerekli olduğunu iddia ediyor ve Irak güvenlik güçlerinin devam eden eksikliklerine işaret ediyorlar. Diğerleri ise, eğitmenler ve danışmanlar da dahil olmak üzere herhangi bir yabancı askeri varlığın artık geride kaldığını iddia ediyorlar.

Saldırılar devam ediyor

Irak'ta DEAŞ hücreleri hala aktif durumda. Son zamanlarda sınır ötesinde yaşanan şiddet olayları, örgütün yeniden canlanmasına dair endişeleri artırdı. Binlerce Iraklı DEAŞ militanı ve ailelerinin hala bölgede bulunduğu biliniyor.

Irak'ta, DEAŞ militanlarıyla çıkan çatışmalarda, sonbaharın sonlarında, uluslararası koalisyona bağlı bir Fransız komando askeri öldürüldü. Bu olay, militanların hala Irak'ta aktif olduğunu ve tehlikeli bölgelerde faaliyet gösterdiğini gösterdi.

Eylül ayında Bağdat'ın kuzeyindeki aşiret konseyinin şeyhi, daha sonra uluslararası terör örgütü tarafından üstlenilen bir suikast girişimine maruz kaldı. Şeyh canını kurtardı ancak yaralı ve tehdit altında. Son yıllarda iki oğlu öldürülmüştü.

Irak'ta artık resmi olarak herhangi bir yabancı savaş gücü bulunmamasına rağmen, danışmanlar ve eğitmenler uluslararası koalisyonun DEAŞ'a karşı misyonunun bir parçası olmaya devam ediyor.

28 Ağustos'ta, Irak'ın batı kesiminde bulunan ve DEAŞ militanlarının sığınağı olarak bilinen bir dağlık bölgede, uluslararası koalisyona bağlı bir Fransız komando askeri, DEAŞ militanlarıyla çıkan çatışmalarda öldürüldü. Çatışma, beş saat boyunca sürdü.

Al-Majalla’nın elde ettiği bilgilere göre Irak'ın Salahaddin ilinin doğusunda düzenlenen bir hava indirme operasyonunun ardından çatışmalar çıktı. Bu operasyon, militanların bir sığınağına düzenlenen hava saldırısının ardından gerçekleşti. Militanlar, komando birliklerinin DEAŞ militanlarının cesetlerini aramak için genellikle kullandığı yöntemleri biliyorlardı. Bu nedenle, arama operasyonunun başlamasını beklediler ve birliklere pusu kurdular.

Şarku’l Avsat’ın Londra merkezli Al Majalla dergisinden aktardığına göre  Fransız gazetesi Le Monde Fransız komando askerinin ölümünün, ‘2019 yılında Burkina Faso'da rehine kurtarma operasyonu sırasında Hubert komandolarından iki askerin kaybedilmesinden bu yana özel kuvvetler arasında yaşanan ilk ölüm olduğunu kaydetti.

Çöl ile başkent arasında

17 Eylül'de, Irak Savunma Bakanlığı yetkilisi Tuğgeneral Yahya Resul, X platformunda yaptığı açıklamada, ülkenin istihbarat birimlerinin başkentte ‘tehlikeli bir terör ağını çökerttiğini’ söyledi. Resul, "Bu operasyon, 26 Şubat 2023 tarihinde istihbarat birimi ve Irak Terörle Mücadele Birimi'nin ortaklaşa düzenlediği ve ülkenin batısındaki Anbar çölünde 22 teröristin öldürüldüğü önceki bir operasyonla bağlantılı" ifadelerini kullandı.

Aynı yetkili, "Bu önceki operasyon, yeni hedeflerin belirlenmesine ve bu ağın, birçok şehirde dini yürüyüşleri, polis merkezlerini, barikatları ve pazar yerlerini hedef alan intihar saldırıları düzenlemeyi planladığını ortaya çıkardı" dedi.

İsrailli rehinelerin aileleri Tel Aviv'de yol kapattı İsrailli rehinelerin aileleri Tel Aviv'de yol kapattı

Resul, hareketleri dikkatli bir şekilde sahada izlendikten sonra tüm üyelerinin tutuklandığını ve terör örgütüne üye olduklarını itiraf ettiklerini belirtti.

Irak'ın batısındaki Anbar çölünde konuşlu Iraklı birliklerin bir üyesi, Al Majalla dergisine verdiği demeçte, 26 Şubat'ta Irak Terörle Mücadele Birimi'nin düzenlediği ve 22 DEAŞ militanının öldürüldüğü operasyonda, uluslararası koalisyon güçlerine bağlı ABD’li danışmanların da bulunduğunu söyledi.

O operasyonun ardından düzenlenen bir basın toplantısında, Irak Terörle Mücadele Birimi Başkanı Tuğgeneral Abdulvehhab es-Saadi, öldürülenler arasında örgütün üst düzey bazı liderlerinin de bulunduğunu ve militanların bomba yüklü yelek giydiklerini söyledi. Öldürülen iki liderin adını verdi ve yabancı güçlerin 14 diğer liderin kimliğini tespit ettiğini, ancak isimlerini ve uyruklarını açıklamadığını söyledi.

Bazı insanlar, Irak'ta istikrar için ABD'nin varlığının gerekli olduğunu iddia ediyor ve Irak güvenlik güçlerinin devam eden eksikliklerine işaret ediyorlar. Diğerleri ise, eğitmenler ve danışmanlar dahil her türlü yabancı askeri varlığın zamanı geçtiğini iddia ediyor.

Ağustos ayının sonlarında, güvenlik kaynağı Al-Majalla gazetesine, DNA testini yabancı güçlerin yaptığını söylemişti. Kaynak, bulunan 22 cesedin Iraklı veya yabancı vatandaşlara ait olup olmadığından emin olmadığını söyledi.

Lübnan uyruklu DEAŞ’lı eğitmen

Ağustos ayının sonlarında, DEAŞ, ‘Ebu Ahmed el-Lübnani’ olarak bilinen askeri eğitmeninin, Irak Terörle Mücadele Birimi ile çatışmalarda öldürüldüğünü duyurdu. Ancak, bunun tam olarak ne zaman gerçekleştiği belirtilmedi.

Abdurrahman Musa el-Karahani, 1995 yılında Lübnan'ın Trablus şehrinin Bab Tebbane bölgesinde doğdu. Ergenlik döneminde ülkesinde çatışmalara katılması nedeniyle Lübnan hapishanelerinde birkaç yıl geçirdi. 2016 yılında serbest bırakıldı. Raporlara göre, 2020'nin sonu ile 2021'in başı arasında DEAŞ'a katıldı.

Irak'ın batısındaki Anbar vilayetinde bir yerel güvenlik kaynağı, gazetesine, Lübnanlının, çöllerle kaplı ve Suriye ile uzun bir sınıra sahip olan bölgedeki DEAŞ eğitim faaliyetlerinden sorumlu olduğunu söyledi. Kaynak, ABD kuvvetlerinin örgütün mücadelesinde aktif olduğunu ve operasyonlarının artık sadece ‘hava saldırıları ve insansız hava araçları ile sınırlı olmadığını’ söyledi.

Kaynak, ABD askeri danışmanlarının, bölgedeki yerel güçleri ‘arazideki araçlarla’ yaklaşık altı aydır ‘eşlik ettiğini’ ve bunun, Irak hükümetine olan güvenlerini gösterdiğini söyledi.

Kaynak, Al Majalla’ya, DEAŞ'ın Irak'ın batısındaki çölde faaliyet gösteren hücrelerinde yer alan yabancı militanlardan birçoğunun son aylarda öldürüldüğünü söyledi. Örgütün faaliyetleri ve sığınakları, Irak ve Suriye arasındaki ana sınır geçişi olan ve Fırat Nehri boyunca uzanan, el-Kaim şehrinin yaklaşık 115 kilometre güneyinde bulunan bir bölgede yoğunlaşmış gibi görünüyor.

DEAŞ geri mi çekiliyor?

Irak Acil Durum Birimi'nde görevli olan Albay Abdulemir el-Muhammedavi, 27 Eylül'de Al Majalla’ya verdiği röportajda DEAŞ'ın Irak'taki varlığının son yıllarda önemli ölçüde azaldığını ve bu nedenle Irak'ın DEAŞ'a karşı mücadele için uluslararası koalisyondan askeri kuvvetlere ihtiyaç duymadığını söyledi.

Irak'ın batısındaki çölde faaliyet gösteren hücrelerde yer alan DEAŞ'ın yabancı militanlarından birçoğu son aylarda öldürüldü. Örgütün faaliyetleri ve sığınakları, Irak ve Suriye arasındaki ana sınır geçişi olan ve Fırat Nehri boyunca uzanan, el-Kaim şehrinin yaklaşık 115 kilometre güneyinde bulunan bir bölgede yoğunlaşmış gibi görünüyor.

Muhammedav, “Ancak Irak, özellikle de ‘ulaşılması zor bölgelerde, örneğin Diyala, Selahaddin, Anbar ve Musul'da ‘güvenlik güçlerini geliştirmek ve bilgi toplama ve hava gözetimi gibi diğer destek türlerini sağlamak için’ koalisyona ihtiyaç duyuyor” dedi.

"Eğitim, tavsiye ve lojistik destek için koalisyona ihtiyacımız var" diye ekledi.

Irak Başbakanı'nın son açıklamalarına ilişkin olarak, koalisyon sözcüsü emekli ABD Ordusu Albay Myles B. Caggins III, ülkedeki koalisyon çalışmalarına dair bir genel bakış sundu.

Mart 2022'de Anbar'ın batısında Irak-Suriye sınırına yakın bir terörle mücadele operasyonu (Shelly Kittleson)
2014 yılında, DEAŞ Suriye ve Irak'ta geniş topraklar ele geçirdiğinde, Bağdat hükümeti ABD liderliğindeki koalisyonun danışmanlarını DEAŞ'ı yenmek için yardım etmek üzere getirmeye çağırdı.

O zamandan beri, ABD her yıl Irak'ın hazinesine yaklaşık bir milyar dolar pompaladı. Küresel koalisyonun zirvesinde, ABD kuvvetlerinin yanı sıra Danimarka, Finlandiya, Fransa, Birleşik Krallık, İspanya, İtalya ve Kanada'dan gelen kuvvetler tarafından eğitilen 55 binden fazla Irak güvenlik gücü vardı.

Irak, özellikle de ‘ulaşılması zor bölgelerde, örneğin Diyala, Selahaddin, Anbar ve Musul'da ‘güvenlik güçlerini geliştirmek ve bilgi toplama ve hava gözetimi gibi diğer destek türlerini sağlamak için’ koalisyona ihtiyaç duyuyor.

Eski sözcü de Uluslararası koalisyon yatırımları sayesinde Irak güvenlik güçleri ve Peşmerge'nin –özellikle terörle mücadele elit güçlerinin– bugün daha güçlü ve daha yetenekli olduğu konusunda açık kanıtlar var. Güvenlik sağlanması her zaman yatırımcılar için daha büyük bir cazibe merkezi olduğu biliniyor.

DEAŞ hala bir tehdit mi? Emekli Albay Cagins şöyle yanıtlıyor: "ABD Merkez Komutanlığı, her ay Florida'daki Tampa'da Irak ve Suriye'deki DEAŞ faaliyetleri hakkında rapor veriyor. Her ay Irak güvenlik güçleri ve Peşmerge, örgütün hedeflerine karşı saldırılar ve baskınlar düzenliyor. Son haftalarda, Fransız komandoları ile koordineli olarak DEAŞ'ın liderlerinden birinin peşine düşen bir baskında Fransızlar arasında trajik kayıplar yaşandı ve diğerleri ağır yaralandı."

Bu nedenle, DEAŞ hala kendi bölgelerinde sürekli bir tehdit oluşturmaktadır. Uluslararası koalisyon, Irak güvenlik güçlerine DEAŞ'ın bu yasadışı unsurlarını bulup yok etmelerinde yardımcı olmaktadır.

Öte yandan ABD Merkez Komutanlığı 25 Eylül'de yaptığı açıklamada, iki gün önce ‘Suriye'nin kuzeyinde başarıyla bir helikopter saldırısı düzenlediğini’ söyledi.

Saldırıda Suriye'deki DEAŞ’ın operasyon ve tesis sorumlusu Ebu Helil el-Fadani tutuklandı. ABD Merkez Komutanlığı, Fadani'nin bölgedeki DEAŞ ağı ile bağlantıları olduğunu da sözlerine ekledi.

DEAŞ savaşçılarının tutuklanması, ağları anlamak ve diğer savaşçıları takip etmek için genellikle faydalıdır. Açıklamada tutuklunun uyruğunu belirtmedi, ancak şimdiye kadar bilinen tüm DEAŞ terör örgütü liderleri Irak vatandaşıydı.

* Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden tercüme edilmiştir