Haberler

21. yüzyılın yeni sömürgecilik dalgası: Yapay zeka ile küresel kontrol

Stratejist Abdullah Çiftçi, Rusya Dışişleri Sözcüsü Maria Zaharova’nın makalesinden yola çıkarak 21. yüzyılda sömürgeciliğin “dijital” biçime evrildiğini, yapay zeka ve algoritmalar üzerinden toplumların kontrol altına alınmasının yeni bir küresel düzen aracı hâline geldiğini vurguluyor.

Abone Ol

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, yayımladığı makalede 20. yüzyılda klasik sömürgeciliğin toprak ve doğal kaynak üzerinden yürüdüğünü, 21. yüzyılda ise “dijital sömürgecilik” döneminin başladığını ifade etti. Zaharova’ya göre, yapay zeka ve algoritmalar aracılığıyla toplumların düşünce biçimleri, alışkanlıkları ve karar alma süreçleri şekillendiriliyor; bireyler ve devletler yeni bir kontrol mekanizmasının içine çekiliyor.

Abdullah Çiftçi, Zaharova’nın uyarılarının kendi yıllardır dile getirdiği tespitlerle örtüştüğünü belirterek, “Artık sömürgecilik sadece toprak ve ekonomik kaynakla sınırlı değil; zihinler, veri akışları ve dijital ağlar da kontrol altına alınıyor” diyor. Çiftçi, bu sürecin yalnızca siyasi değil, aynı zamanda toplumsal, kültürel ve inanç boyutlarıyla da ele alınması gerektiğini vurguluyor.

Veri Güvenliği ve Nadir Toprak Elementleri

Çiftçi, dijital sömürgeciliğin altyapısında veri merkezleri, uydu internet sistemleri ve telekomünikasyon ekipmanlarının kritik rol oynadığını belirtiyor. Yapay zekâ teknolojilerinin üretimi için gerekli olan nadir toprak elementleri ise yeni jeopolitik rekabetin odağına yerleşmiş durumda. 20. yüzyılda sanayi devriminin enerji kaynakları petrol, kömür ve doğalgaz iken; 21. yüzyılın stratejik hammaddeleri lityum, kobalt, neodimyum gibi elementler olacak.

Algoritmalarla Toplumsal Yönlendirme

Dijital sömürgecilikte asıl gücün, algoritmaların bireylerin davranışlarını yönlendirme kapasitesinde olduğunu belirten Çiftçi, sosyal medya platformlarından arama motorlarına kadar pek çok dijital aracın, küresel aktörlerin çıkarları doğrultusunda şekillendirilebildiğine dikkat çekiyor. Bu durum, demokratik süreçlerin ve bağımsız kamuoyunun geleceği açısından büyük riskler barındırıyor.

Ulus Devletler İçin Stratejik Öncelikler

Abdullah Çiftçi’ye göre, dijital sömürgeciliğe karşı ulus devletlerin kendi yapay zeka altyapılarını geliştirmesi, veri güvenliği yasalarını güçlendirmesi ve teknoloji politikalarını milli güvenlik stratejisinin ayrılmaz parçası hâline getirmesi gerekiyor. “Her şey para ya da altyapı değil; asıl mesele, dijital dünyada bağımsız kalabilecek zihinsel ve kurumsal kapasiteyi inşa edebilmek” diyor.

Dijital Sömürgeciliğin Unsurları

  • Algoritmalar: Kullanıcı davranışlarını analiz ederek yönlendirme ve manipülasyon aracı hâline gelmesi.

  • Veri Merkezleri: Kişisel ve kurumsal verilerin depolandığı, stratejik öneme sahip altyapılar.

  • Yapay Zeka Sistemleri: Karar alma süreçlerini otomatikleştirerek toplumsal yönlendirmede kullanılması.

  • Uydu İnternet ve Telekomünikasyon Ağları: Küresel veri akışının kontrolü ve izlenmesi.

  • Nadir Toprak Elementleri: Dijital teknolojilerin üretimi için kritik olan stratejik madenler.

  • Dijital Platformlar: Sosyal medya, arama motoru ve e-ticaret devlerinin küresel etki gücü.

  • Siber Güvenlik ve Gözetleme: Ulus devletlerin ve bireylerin dijital ortamda izlenmesi ve veri toplanması.

Sonuç

21. yüzyılın jeopolitik mücadelesi, yalnızca kara ve denizlerde değil; veri merkezlerinde, algoritmalarda ve nadir toprak elementlerinin çıkarıldığı sahalarda da yaşanıyor. Çiftçi, bu süreci “toprak sömürgeciliğinden daha tehlikeli bir kontrol mekanizması” olarak tanımlıyor ve Türkiye’nin bu alanda acilen stratejik adımlar atması gerektiğini vurguluyor.

{ "vars": { "account": "UA-216063560-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }