İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in son açıklamaları, 7 Ekim 2023’teki Aksa Tufanı operasyonunun perde arkasında yaşanan korkunç bir gerçeği gündeme getirdi. Smotrich, terörist İsrail’in o sabah en büyük korkusunun kuzeyden gelecek bir Hizbullah saldırısı olduğunu itiraf etti.
Smotrich, Hamas’ın darbesiyle panik yaşayan Tel Aviv’in, Hizbullah'ın Rıdvan güçlerinin kuzeyden harekete geçmesi hâlinde Tel Aviv’e kadar ilerleyebileceği endişesiyle ordunun yarısını güneye kaydırmadığını ve karargâhlarda tuttuğunu söyledi. Bakan, Hizbullah’ın saldırıya geçmeyişinin kendilerini şaşırttığını belirtti.
Gazeteci Faruk Hanedar’ın aktardığı bilgiler de bu tabloyu doğruladı. Hanedar, Lübnan’da görüştüğü Hizbullah’a yakın kaynakların, 7 Ekim'de kuzeyden Hizbullah'ın neden saldırmadığı sorusuna “Nasrallah saldırmak istedi, fakat Hamaney izin vermedi.” ifadelerini kullandığını belirtti. Bu bilgi, kararın Lübnan’da değil doğrudan ümmete ihanet şebekesi İran tarafından alındığının göstergesi oldu.
Aksa Tufanı’nın oluşturduğu büyük fırsat İran'ın huy haline gelmiş ihaneti yüzünden değerlendirilemedi. İsrail karşısında savaşın dengeleri Hizbullah’ın devreye girmesiyle tamamen değişebilirdi ancak bu pasiflik, Gazze’nin yalnız kalmasına yol açtı. Daha sonraki safhalarda da Hizbullah’ın beklenen askeri varlığı ortaya koyamaması, kendi çöküş sürecini tetikledi.
Başlangıçtaki pasiflik ve savsaklama, daha sonra çatışmaların doğrudan Tahran’ın kapısına dayanmasıyla ağır bir siyasi ve askerî faturaya dönüştü. Böylece lafta gövde gösterileri yapıp kahraman addedilen İran, Gazze'yi yalnız bırakırak savaştan kaçmaya çalışırken hem Hizbullah'ı hem de kendini rezil etti.
7 Ekim’de İsrail’in hem psikolojik hem askerî olarak en zayıf anında sahneye çıkmayan Şia hilali, tarih boyunca yapmış olduğu Müslümanları satma huyunun hiç değişmediğini ispatlamış oldu.