Rum yönetimi, Yunanistan ve İsrail tarafından geliştirilen ve Doğu Akdeniz’i deniz altından geçerek Avrupa’ya bağlaması planlanan 6,5 milyar avro bütçeli “Great Sea Interconnector” projesi yeni bir krizle gündeme geldi. 2 bin kilometrelik hattın Yunanistan-Girit-Kıbrıs-İsrail güzergâhı üzerinden Avrupa’ya enerji iletmesi hedefleniyor.
AB, projeye 650 milyon avro finansman sağlamıştı. Ancak ön ihaleler sırasında usulsüzlük ve rüşvetler gündeme geldi.
EPPO’nun Açıklaması
Avrupa Kamu Savcılığı (EPPO), Kıbrıs ve Yunanistan’daki ön ihalelere dair yürütülen süreçte “AB fonlarının usulsüz kullanıldığına dair ihbarlar” üzerine soruşturma başlatıldığını doğruladı. Soruşturmanın hangi kişi ya da kurumları kapsadığına dair ayrıntı verilmedi.
Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Christodoulides, soruşturmanın yalnızca finansman süreçlerine ilişkin olduğunu ve devletin işbirliği yaptığını belirtti.
Türkiye’nin Kıta Sahanlığı Tartışması
Projede Girit-Kıbrıs arasındaki bölümün Türkiye’nin Antalya açıklarındaki kıta sahanlığından geçmesi nedeniyle süreç uzun süredir ihtilaflıydı. Türk donanması daha önce izin alınmadığı gerekçesiyle bölgeye yönlendirilen araştırma gemilerinin faaliyetlerini engellemişti.
Netice
AB’nin sürekli dile getirdiği şeffaflık ve hukuk ilkelerine rağmen, Rum-Yunan ekseninde patlak veren yolsuzluk iddiaları, fonların hangi ellerde nasıl kullanıldığına dair ciddi kuşkular doğurdu. Türkiye’nin kıta sahanlığını yok sayarak atılan adımlar, bölgede istikrarı sağlamak yerine yeni gerilimler üretiyor. Bu tablo karşısında şu soru öne çıkıyor: AB, gerçekten enerji güvenliğini mi gözetiyor, yoksa siyasî kuşatma planlarına mı destek veriyor?