ABD Senatörleri Chris Van Hollen ve Jeff Merkley, terörist İsrail’in Gazze ve işgal altındaki Batı Şeria’da Filistinlilere karşı yürüttüğü politikaları “etnik temizlik” olarak nitelendiren bir rapor yayımladı. Senatörler, ABD’nin de bu süreçte “ortak” olduğunu vurguladı. Rapor, Ağustos ayında İsrail, Batı Şeria, Gazze sınırındaki Refah, Ürdün ve Mısır’a yapılan ziyaretin ardından hazırlandı.
Gazze'ye etnik temizlik planı
Raporda, terörist İsrail’in Gazze’deki Filistin nüfusunu etnik olarak temizleme planını uyguladığı ve bunun gelecekteki bir Filistin devletinin vizyonuna ölümcül darbe vurduğu belirtildi. Senatörler, Netanyahu ve Trump’ın Filistinlilerin Gazze’den “gönüllü” ayrılmasını planlamasını “acımasız bir aldatmaca” olarak nitelendirdi.
Gazze'de neredeyse sağlam yapı kalmadı
Senatörler Gazze’ye girememiş olsa da, Mısır yetkilileri tarafından Gazze sınırındaki bölgede gezdirildiler. Buradan Gazze’yi görebildiler ve “yıkım ve tahribatı” yerinde gözlemlediler. Raporda, Rafah’ın savaş öncesinde yaklaşık 270.000 kişiye ev sahipliği yaptığı, ancak savaş sonrası harap hâle geldiği belirtildi. Ayrıca, sivil altyapının sistematik olarak yok edildiği; konutların %92’si, hastanelerin %94’ü, okullar ve üniversite binalarının %92’si, su ve kanalizasyon tesislerinin %86’sının zarar gördüğü kaydedildi.
İnsani yardıma engel
Rapor, terörist İsrail’in Gazze’ye insani yardım girişini kasten yavaşlattığını ortaya koydu. Dünya Gıda Programı (WFP) üç haftalık gıda stoğuna sahip olmasına rağmen, İsrail’in yeni tarama prosedürleri nedeniyle günde yalnızca 20–30 konteyner işlenebiliyor. Ürdün Koridoru üzerinden gelen yardımların ise onda birinden daha azı hedefine ulaşabiliyor.
Senatörler, kamyonların yeni 400 dolarlık gümrük ücretiyle karşı karşıya kaldığını ve sık sık saldırılara maruz kaldığını belirtti. Ürdün Koridoru’ndan gelen konvoylarda, bazı kamyonlar lastiklerinin kesilmesi veya dizel tanklarına yabancı maddeler konması nedeniyle geri dönmek zorunda kaldı.
Dünyaya çağrı
Rapor, dünya toplumuna çağrıda bulunarak, “Devam eden etnik temizliği durdurmak için hem ahlaki hem de hukuki bir yükümlülük vardır. Sadece güçlü sözler yeterli olmayacaktır; dünya, bu planı uygulayanlara yaptırımlar ve maliyetler uygulamalıdır” ifadelerine yer verdi.
Middle East Eye