Haberler

Çanakkale Valiliği, sapkın propagandaya geçit vermedi

Batı merkezli kültürel operasyonların bir uzantısı hâline gelen LGBTİ dayatması, ülkemizde yeni bir toplumsal yozlaşma aracı olarak kullanılmak isteniyor. Çanakkale Valiliği’nin aldığı yasak kararı, bu sapkınlığın şehir meydanlarında serbestçe propaganda edilmesine izin vermemek bakımından önemli bir adım oldu.

Abone Ol

Çanakkale Valiliği, LGBTİ+ topluluğu tarafından şehirde düzenlenmesi planlanan etkinliklerin, kamu güvenliği ve düzeninin bozulması ihtimaline karşı iki gün süreyle yasaklandığını duyurdu. Valilikten yapılan açıklamada, 27 Ekim 2025 saat 12.00’den itibaren 28 Ekim 2025 saat 23.59’a kadar, il genelinde söz konusu topluluk tarafından yapılması planlanan tüm eylem ve etkinliklere izin verilmeyeceği bildirildi.

Valiliğin açıklamasında, “Kamu güvenliği ve düzeninin bozulmasına sebebiyet verebileceği değerlendirilen bu tür etkinliklerin önlenmesi amacıyla, milli güvenliğin sağlanması, kamu düzeni ve asayişin korunması, suç işlenmesinin engellenmesi ve genel ahlâkın muhafazası için karar alınmıştır.” ifadeleri yer aldı. Yasağın yasal dayanağı olarak 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11. maddesi ile 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun ilgili hükümleri gösterildi.

Toplumu hedef alan sapkınlık

Söz konusu karar, toplumun ahlâkî yapısına yönelmiş bir saldırıya karşı alınmış zarurî tedbir. Her türlü iletişim mecrasından, medya organlarından ve dijital platformlardan genç zihinlere pompalanan “eşcinselliğin normal olduğu” yalanı, toplumsal dokuyu çözmekte ve millî değerlerle manevî kimliği hedef alıyor.

Avrupa merkezli fon ağlarının desteklediği bu propagandalar, sayıca az olan sapkın bir azınlığı toplumun merkezine yerleştirme gayretidir. Bu gayretin arkasında, İslâmî ölçülere düşman bir Batı aklının bulunduğu aşikâr.

Millî güvenlik meselesi haline gelen saldırı

Devletin aldığı bu tür kararlar, yasaklamanın ötesinde bir “millî savunma refleksi” taşıyor. Çünkü milletin en temel güvenlik meselesi, artık sınır ötesinden gelen askerî tehditlerden çok, genç nesillerin ruh dünyasını hedef alan ahlâkî yıkım operasyonlarıyla şekilleniyor.

Çanakkale Valiliği’nin tavrı, Batı’dan ithal edilen sapkın kültürel normlara karşı, toplumun kendi değerlerini koruma iradesinin bir tezahürüdür. Bu bağlamda, İslâmî bir düzenin yeniden tesis edilmesi, millî güvenliğin teminatıdır. Batı’dan gelen çok boyutlu saldırının püskürtülmesi ancak iman, ahlâk ve düzen temelli bir nizamla mümkün görünüyor.

{ "vars": { "account": "UA-216063560-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }