<p style="margin:15pt 0cm 10pt"><span style="font-size:18px;"><span style="font-family:Georgia,serif;"><span style="background:white"><span style="color:#010101">• İslâm inkılâbını, fikir plânında, yalnız gerçek ve derin Müslüman temsil edebilir.</span></span></span></span></p> <p style="margin:0cm 0cm 10pt"><span style="font-size:18px;"><span style="font-family:Georgia,serif;"><span style="background:white"><span style="box-sizing:border-box"><span style="-webkit-font-smoothing:antialiased"><span style="overflow-wrap:break-word"><span style="color:#010101">• Gerçek ve derin Müslüman nedir; gerçek ve derin Müslüman ne olmaktır? İste bütün mesele! Bu, meselelerin meselesini şu anda toplu olarak ele alırken, onu kısım kısım çerçevelemek borcunu da yükleniyoruz.</span></span></span></span></span></span></span></p> <p style="margin:15pt 0cm 10pt"><span style="font-size:18px;"><span style="font-family:Georgia,serif;"><span style="background:white"><span style="box-sizing:border-box"><span style="-webkit-font-smoothing:antialiased"><span style="overflow-wrap:break-word"><span style="color:#010101">• Gerçek ve derin Müslümanın üç cephesi vardır: Şeriat, tasavvuf ve bunların hikmetlerine nüfuz ehliyetinde şahsî ruh ve akıl…</span></span></span></span></span></span></span></p> <p style="margin:15pt 0cm 10pt"><span style="font-size:18px;"><span style="font-family:Georgia,serif;"><span style="background:white"><span style="box-sizing:border-box"><span style="-webkit-font-smoothing:antialiased"><span style="overflow-wrap:break-word"><span style="color:#010101">• Bu cepheleri şu anda bir bütün ve terkip tamamlığı halinde mütalâa edecek olursak, hüküm şöyledir: Başta mutlak ve sabit ölçüler manzumesi Şeriat olmak üzere, her sey, alttaki üsttekine tâbi olarak bu üç hakikat plânını yerine getirmekten ibarettir.</span></span></span></span></span></span></span></p> <p style="margin:15pt 0cm 10pt"><span style="font-size:18px;"><span style="font-family:Georgia,serif;"><span style="background:white"><span style="box-sizing:border-box"><span style="-webkit-font-smoothing:antialiased"><span style="overflow-wrap:break-word"><span style="color:#010101">• Demek ki, gerçek ve derin Müslüman, basit riyazî ifade çerçeveleri içinde herbiri sonsuz ve dipsiz sırların işareti ve bütün cemiyet ve hakikat ölçülerinin anası ve mîzanı olan Şeriati, dâva ve gayenin ruhu; onun bâtını olan tasavvufu da, âlemin ve insanlığın kemâl sırrını saklayıcı hazine bilecek ve onları ruhunda çalkalayıp mayonezin yumurta, zeytinyağı ve limondan ibaret üç unsuru gibi tam bir ahenk içinde tutacaktır.</span></span></span></span></span></span></span></p> <p style="margin:0cm 0cm 10pt"><span style="font-size:18px;"><span style="font-family:Georgia,serif;"><span style="background:white"><span style="box-sizing:border-box"><span style="-webkit-font-smoothing:antialiased"><span style="overflow-wrap:break-word"><span style="color:#010101">• Öyle ki, baştan başa eşya ve hâdiseler plânına hâkim ve yeryüzünü maddî ve manevî bütün mevcutlariyle kalbur içinde eleyici bir kudrete sahip, gerçek ve derin Müslüman, hikmet ve hakikatin (stratosfer)ine yükselirken, Şeriat ve tasavvuftan ibaret sağlı ve sollu kanadlariyle, bu kanadların ortasında ileriye doğru uzanmış bir idrak ve tefahhus cihazı kafasından ibarettir.<br style="box-sizing:border-box; -webkit-font-smoothing:antialiased" /> Fakat uçuran, yükselten ve erdiren birbirinin tamamlayıcısı ve gerçekleştiricisi halinde Şeriatle tasavvuf; uçurulan, yükseltilen ve erdirilen de şahsî ruh ve akıl…</span></span></span></span></span></span></span></p> <p style="margin:15pt 0cm 10pt"><span style="font-size:18px;"><span style="font-family:Georgia,serif;"><span style="background:white"><span style="box-sizing:border-box"><span style="-webkit-font-smoothing:antialiased"><span style="overflow-wrap:break-word"><span style="color:#010101">• Gerçek ve derin Müslüman, dünya ve insan kadrosunun bütün iş ve fikir muhasebesini muvazeneleştirmiş, zimmet ve matlûp sütunlarını tam bir sıhhat ve mutabakatla karşılıklı mîzana sokmuş, yapılacak ve yapılmayacak her şeyi tesbit etmiş, bütün istikametleri keşfetmiş ve işaretlemiş, bu hayatın yaşanmak zahmetine değer bütün kıymetlerini tablolaştırmış, en uzak buğday başağının ucundaki taneden güneşin kalbine kadar nabız dinleme âletlerini her noktaya dikmiş ve her unsurun gaye ve memuriyet sırrına ermiş, yer yüzüne ve madde âlemine insan tahakkümünü ve bunun muazzam cihazını âzamî istismar haddine yükseltmiş, idrak ve tekevvün çilesini nihaî hassasiyetle doldurmuş, frenklerin (sajes) dediği nihaî vecd, zarafet, huzur ve sükûna varmış; kısaca, insan başını sümüklüböcek kafasından ayıran tek haysiyetle varlık sırrının bütün şubelerini kahramanca kucaklamış, plânlaştırmış ve bunun insan cemiyetini teşkilâtlandırmış, kâmil insan örneğidir. Bunun niçin böyle olduğunu da, gerçek ve derin Müslümanın kısım kısım hüviyeti tâyin edilirken görülecek, İslâm inkılâbını yalnız onun temsil edebileceği anlaşılacaktır.</span></span></span></span></span></span></span></p> <p style="margin:15pt 0cm 10pt"><span style="font-size:18px;"><span style="font-family:Georgia,serif;"><span style="background:white"><i><span style="color:#010101">Necip Fazıl Kısakürek, İdeolocya Örgüsü, Büyük Doğu Yayınları, İstanbul, 2017, s. 180-182.</span></i></span></span></span></p> <p style="margin:0cm 0cm 10pt"></p>