Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, katıldığı canlı yayında Türkiye’nin milli güvenlik meselelerinden küresel diplomasiye uzanan çeşitli konularda açıklamalarda bulundu.
Bakan Fidan, Türkiye'nin Suriye'deki bir numaralı hedefinin istikrar, sükûnet ve güvenlik olduğunu belirtti. Fidan, "SDG'nin vakit kaybetmeden, gönüllülük içerisinde merkezi hükümetle bir anlaşmaya varması, bu anlaşmanın harekete geçmesi için sahici ve aması olmayan adımlar atması, güvenlik için Türkiye'nin şahit tutulması önemli," ifadeleriyle SDG'ye Şam yönetimiyle masaya oturma ve silah bırakma dışında bir seçenek bırakılmadığını ifade etti.
Suriye'deki istikrarsızlığın arkasındaki esas aktörlerden birinin İsrail olduğunu vurgulayan Fidan, "Suriye'nin bölünmesinden, istikrarsızlığından faydalanacak aktörlerin başında İsrail'in böyle bir amacı olduğunu düşünüyoruz. Netanyahu bunu açıkça ifade etti," diyerek siyonist rejimin bölgedeki kaos planına dikkat çekti. Süveyda'da Dürzîler ve Bedeviler arasında çıkarılmak istenen çatışmaya merkezi yönetimin müdahalesinin bizzat İsrail tarafından engellendiğini belirterek, bölgedeki her türlü kargaşanın arkasındaki dış müdahaleye dikkat çekti.
Bakan Fidan, bölgesel sorunların çözümünde dış güçlere bel bağlamanın getireceği felaketi, "Hegemonu beklerseniz, hegemon gelir raconunu keser, istediğini alır, geldiği halinden daha fazlasını bırakır ve çeker gider," sözleriyle özetledi. Bu çerçevede Şam ile istihbarat ve devlet kurumlarının yeniden yapılandırılması konusunda işbirliği yapılmasının son derece doğal olduğunu belirtti.
Son 40 yıldır Türkiye'nin başına bela olan PKK'nın artık sınır dışına süpürüldüğünü belirten Fidan, "Irak’taki PKK senaryosunu, Suriye’deki PKK senaryosunu tekrar tekrar yaşayıp ülkemizin, halkımızın gelecekteki 40 yılını önceki 40 yılı gibi yaşatmaya hakkımız yok," diyerek mücadelenin nihai zafere ulaşana dek süreceğinin altını çizdi.
Gazze'deki siyonist teröre de değinen Bakan Fidan, "Bu başı gözü dönmüş azgınlığın bir yerde son bulacağı açık," diyerek İsrail'in soykırım politikalarının artık Batılı destekçileri tarafından sorgulanmaya başlandığını ve Fransa'nın Filistin'i tanıma kararı gibi adımların bunun bir işareti olduğunu ifade etti.