Haberler

İzmir saldırısının ardındaki tehlike! Çocuklar neyin kurbanı?

Abdullah Çiftçi, İzmir saldırısının münferit olmaktan ziyade dış yönlendirmelere açık bir istihbarat operasyonu görüntüsü verdiğini belirtti. Ayrıca çevrim içi oyunların sohbet özelliklerinin ve sosyal medya platformlarının, istismara açık bir alan oluşturduğunu ifade etti.

Abone Ol

İzmir’in Balçova ilçesinde 16 yaşındaki bir lise öğrencisinin gerçekleştirdiği silahlı saldırıda iki polis katledilmişti, bir polis memuru ağır yaralanmıştı. Olayın ardından failin internet üzerinden yoğun şekilde vakit geçirdiği, zararlı içerikler izlediği ve sosyal medya üzerinden şüpheli bağlantılar kurduğu ortaya çıkmıştı.

Abdullah Çiftçi, Youtube'daki "İzmir Saldırısında Mesaj Ne? İran: Temel İhtiyaç Maddelerini Stoklayın! Neler Oluyor?" başlıklı videosunda saldırının münferit olmaktan ziyade dış yönlendirmelere açık bir istihbarat operasyonu görüntüsü verdiğini belirtti.

“Çocuklar Oyunlar ve Sosyal Medya Üzerinden Kullanılıyor”

Çiftçi, dijital dünyanın çocuklar için en büyük risk alanı hâline geldiğine dikkat çekti. Özellikle çevrim içi oyunların sohbet özelliklerinin ve sosyal medya platformlarının, istismara açık bir alan oluşturduğunu belirtti.

“Roblox gibi oyunlarda sohbet özelliği üzerinden ya da sosyal medya mesajlaşmalarıyla çocuklara ulaşılıyor. İstihbarat örgütleri burada hesap açarak çocuklarla iletişime geçiyor ve yönlendirmeler yapıyor. Bu sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada yaşanan bir sorun.”

Çiftçi’ye göre, İzmir saldırısındaki failin benzer içeriklerle radikalleştirilmiş olması kuvvetle muhtemel. Bu durumun, çocukların şiddet eylemlerinde araçsallaştırılmasının artık sistematik bir tehlikeye dönüştüğünü gösterdiğini belirtti.

Türkiye İçin En Acil Güvenlik Meselesi

Çiftçi, “Türkiye için en acil güvenlik meselesi, çocukların dijital platformlar üzerinden radikalleştirilmesidir” diyerek bu sorunun ciddiyetini ortaya koydu. İzmir saldırısının da bunun en çarpıcı örneklerinden biri olduğunu söyledi.

“Çocuklar kendi başlarına bu tür kararları alabilecek olgunlukta değil. Birileri tarafından yönlendiriliyorlar. Eğer bu tehlike önlenmezse benzeri saldırılar artabilir. Bu, devletin en öncelikli güvenlik gündemidir.”

Öneriler ve Çözüm Arayışları

Abdullah Çiftçi, devletin mevcut güvenlik ve eğitim yapısının 20. yüzyıl sanayi dönemine göre şekillendiğini, ancak bugün 21. yüzyılın dijital şartlarına uygun yeni bir yapılanmaya gidilmesi gerektiğini ifade etti.

Önerileri şöyle sıraladı:

  • Çocukların dijital ortamda korunması için “Sanal Milli Eğitim Bakanlığı” benzeri bir yapı kurulmalı.

  • Sosyolog, psikolog, ilahiyatçı ve teknoloji uzmanlarının yer aldığı multidisipliner kurullar oluşturulmalı.

  • Kamu kurumlarında yabancı mesajlaşma uygulamaları yasaklanmalı, yerli iletişim yazılımları kullanılmalı.

  • Aileler, çocuklarının dijital mecralarda hangi içeriklere maruz kaldığını yakından takip etmeli.

Çiftçi ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın saldırının ardından yaptığı, “şiddet içerikli oyunların ve dijital dünyanın etkisi sosyo-psikolojik olarak incelenecek” açıklamasını olumlu bir adım olarak değerlendirdi.

Eğitimde İslâmî Temel Olmazsa Çocuklar Tehlikeye Açık

Olay, Türkiye’deki eğitim sisteminin kemalist politikasıyla bağlantılı. Okullarda manevi eğitim verilmemesi, müfredatın İslâmî değerlerden uzak ve Kemalist propagandaya dayalı olması, ahlâkî temelin zayıflığı ve ailede de sağlam bir eğitim alınamaması, çocukları başıboşluğa sürüklüyor. Bu şartlarda büyüyen gençler, kendilerini yanlış çevrelerin etkisinde buluyor. Sonrasında ise bu çocuklardan sağlıklı bir fert olmaları bekleniyor. Eğitim sistemi köklü bir şekilde değişmezse gençlik böylesi karanlık senaryoların kurbanı olmaya devam edecek.

{ "vars": { "account": "UA-216063560-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }