Sırbistan Merkez Bankası, yaklaşık 6 milyar dolar değerindeki tüm altın rezervini ülke içine çekme kararı aldı. Bloomberg’in haberine göre bu hamle, kriz dönemlerinde rezerv güvenliğini azamî düzeye çıkarmayı amaçlıyor ve Sırbistan’ı Doğu Avrupa’da tek bir külçesini dahi İsviçre, Birleşik Krallık ve ABD gibi geleneksel merkezlerde bırakmayan ilk ülke konumuna taşıyor.
JEOPOLİTİK RİSKLER REZERV STRATEJİLERİNİ DEĞİŞTİRİYOR
Karar, merkez bankalarının jeopolitik riskleri yeniden fiyatladığı, rezerv yönetiminde altının payını artırdığı ve fiziki erişimi garanti altına aldığı yeni dönemin çarpıcı bir yansıması olarak okunuyor. 2022’de Rusya’nın döviz rezervlerinin dondurulması, “siyasi riske açık” döviz varlıklarına kıyasla altını hem satın alma hem de ülke içine çekme eğilimini hızlandırmıştı.
ALTIN İADESİ DALGASI: AVRUPA’DAN GÜÇLÜ ÖRNEKLER
Sırbistan’ın tercihi, son on yılda ivme kazanan “altın iadesi / repatriation” dalgasına eklemleniyor. Almanya 2013–2017 arasında 674 ton altını ABD ve Fransa’dan Frankfurt’a taşımış, Hollanda 2014’te New York Fed’den 122,5 tonunu Amsterdam’a döndürmüş, Avusturya 2015’te Londra’daki stoklarını kısmen Viyana’ya çekmişti.
BÖLGESEL TREND: MACARİSTAN, POLONYA VE TÜRKİYE
Macaristan 2018’de rezervlerini on kat artırırken mevcut külçelerini de tamamen ülke içine taşıdı; 2021 ve 2024–2025 ilaveleriyle stoklarını daha da büyüttü. Polonya 2019’da Bank of England’dan 100 ton altını sekiz uçuşla Varşova’ya getirerek rezerv yönetiminde “fiziki erişim” vurgusunu güçlendirdi; bugün rezervlerinin önemli bir kısmını ülke içinde tutuyor.
Türkiye ise 2018’de ABD, Birleşik Krallık ve İsviçre’deki varlıklarının büyük bölümünü İstanbul’a çekerek bölgedeki öncülerden biri olmuştu. Daha erken bir örnek olarak Venezuela, 2012’de 160 ton altını ülkesine getirmişti. Son aylarda yayımlanan analizler, merkez bankalarının altın alım hızının 2022 sonrasında ikiye katlandığını; bu artışın yanında depolama stratejisinin de “yakında, dokunulabilir ve siyasî müdahaleden azade” bir yapıya evrildiğini gösteriyor.
REZERVİN NİCELİĞİ VE LOKASYONU EŞZAMANLI GÜÇLENİYOR
Sırbistan’ın altın rezervi Trading Economics verilerine göre 2025’in ilk çeyreğinde 49,11 tona yükseldi. Belgrad yönetiminin “tam repatrizasyon” kararı, rezervin hem nicelikte artmaya devam ettiği hem de nitelik (lokasyon) bakımından riskten arındırıldığı bir çifte stratejiye işaret ediyor.
LİKİDİTEYİ AZALTAN AMA EGEMENLİĞİ ARTIRAN HAMLE
Bu tercihin, ülkenin kredi risk primi, para politikası bağımsızlığı ve yaptırım-dışı bir güvenlik ağı oluşturma kapasitesi üzerinde orta-uzun vadede olumlu etki yaratması beklenebilir. Ancak Londra gibi piyasa merkezlerinde tutulan altının getiri yaratıcı işlemlerde (swap, lending vb.) kullanılabilme esnekliğini kısmen azaltacağı; dolayısıyla Sırbistan’ın tercihinin “likidite/gelir” yerine “egemenlik/erişim” önceliğine dayandığı söylenebilir.