Gelen itiraflar, toplu cinnet halini tarif ediyor: Askerlerin %32'si "dayanılmaz bir yalnızlık", %28'i "ani ruhsal kriz", %20'si ise "travma ve kâbuslar" içinde kıvrandığını söylüyor.
Terörist ordunun sözde Duygusal Yardım Servisi'nin (ERAN) başındaki Shiri Daniels'in sözleri, çaresizliğin feryadı gibi. Asıl rakamların çok daha yüksek olduğunu, çünkü katillerin "zayıf" damgası yemekten korktuğunu söylüyor. Daniels, gerçeğin farkında ve "İntihar artık kaçınılmaz bir sonuçtur" demek zorunda kalıyor.
Siyonist rejim ise bu utanç tablosunu ve hezimeti gizlemek için her yolu deniyor. Ordu sözcüsü Effie Defrin'in intihar sayılarını açıklamayı reddedip gevelemesi, bu paniğin bir parçası. Yahudi basını bile geçen hafta 3 askerin daha intihar ettiğini yazmak zorunda kaldı.
Gazze’den çıkmak için yalvarıyorlar
Gazze'den çıkmak için yalvaran bir askerin talebi reddedilince, namluyu kendi ağzına dayadığı ortaya çıktı. Komutanlarının oyalayıp tekrar ölüme sürdüğü asker ikinci kez intihar etmeye kalkınca, bu defa kendi birliğindeki diğer askerler isyan etti. "Ya o gider ya da biz de silah bırakırız" resti, komutanları geri adım atmak zorunda bıraktı.
Bir başka vaka ise terhis olmuş bir askerin, Gazze kâbuslarından kurtulmak için kendini asmaya çalışırken son anda bulunması...