Haberler

Türkiye'ye ait C130 kargo uçağı Gürcistan'da düştü! Teknik arıza mı, sabotaj mı?

MSB, Azerbaycan’dan Türkiye’ye gelmek üzere havalanan C130 tipi kargo uçağının Gürcistan’ın Kakheti bölgesinde düştüğünü; uçakta bulunan 20 personelin şehit olduğunu açıkladı. Bölgedeki arama-kurtarma çalışmaları sürüyor; uzmanlar teknik arıza, yüklemede sabotaj veya uçak sistemlerine uzaktan müdahale ihtimallerini değerlendiriyor.

Abone Ol

Milli Savunma Bakanlığı, Azerbaycan’dan Türkiye’ye gelmek üzere havalanan Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait C130 tipi kargo uçağının Gürcistan’ın Kakheti bölgesinde düştüğünü duyurdu. Uçakta bulunan 20 personelin şehit olduğu bildirildi. Hadisenin ardından bölgeye sevk edilen arama-kurtarma ekipleri çalışmalarını sürdürüyor.

Bu hadise bölgesel dengelerin son derece hassas olduğu bir döneme denk geldi. Konuya dair değerlendirmelerde bulunan stratejist Abdullah Çiftçi, olası senaryoları ve ihtimalleri şu şekilde sıraladı:

Teknik arıza mı, sabotaj mı?

Çiftçi’ye göre ilk ihtimal, uçağın yaşlı olması ve metal yorgunluğuna bağlı teknik bir arıza yaşanmış olması. Dünyada son dönemde artan kargo uçağı kazaları dikkate alındığında, bu senaryo tamamen göz ardı edilemez.

Ancak asıl dikkat çekici nokta, kazanın jeopolitik gerilimin yoğunlaştığı bir coğrafyada meydana gelmesi. Bu durum, “sabotaj” olasılığını da güçlendiriyor.

Sabotaj senaryoları

  1. Füze saldırısı ihtimali:
    Gürcistan veya yakın Rusya sınır hattından atılmış bir füze olasılığı üzerinde duruluyor. Ancak Çiftçi’ye göre Gürcistan’ın Türkiye ile ilişkileri göz önünde bulundurulduğunda bu ihtimal zayıf.

  2. Kargo yüklemesinde sabotaj:
    Azerbaycan’da yükleme sırasında malzemeler arasına patlayıcı ya da elektronik cihaz yerleştirilmiş olabileceği üzerinde duruluyor. Bu durumda olayın istihbarat temelli bir operasyon olabileceği ifade ediliyor.

  3. Uzaktan müdahale – siber saldırı:
    Uçağın elektronik sistemine uzaktan erişilerek uçuş kontrolünün manipüle edilmesi de olası senaryolar arasında. Çiftçi, bu tür bir saldırının modern hibrit savaş yöntemleriyle uyumlu olduğunu vurguluyor.

Olası failler ve bölgesel hedefler

Abdullah Çiftçi, sabotaj iddialarını değerlendirirken olası failleri şu çerçevede ele alıyor:

  • Batı ve NATO istihbaratı: Türkiye ile Rusya arasındaki stratejik işbirliğini bozmak ve Kafkasya’daki 3+3 barış formülünü sabote etmek isteyebilir.

  • İsrail istihbaratı: Azerbaycan üzerinden yürütülen gizli operasyonlarla Türkiye’nin Zengezur Koridoru ve Türk Devletleri Teşkilatı eksenli politikalarını baltalamayı hedeflemiş olabilir.

  • İran Devrim Muhafızları: Koridorun İran dışından geçmesi nedeniyle rahatsız olan devrimci unsurların sabotaj girişimi söz konusu olabilir, ancak Çiftçi bu olasılığı düşük görüyor.

  • Ukrayna ve Batı destekli sabotaj hücreleri: Rusya topraklarında sıkça görülen sabotaj deneyimlerinden hareketle, Kafkasya’da da benzer bir provokasyonun planlanmış olabileceği ifade ediliyor.

Jeopolitik mesaj: Türkiye-Rusya işbirliği hedefte

Çiftçi’ye göre bu olay, teknik bir arızadan ibaret görülmemeli. Uçağın düşmesi, Türkiye-Rusya hattında kurulmakta olan stratejik yakınlaşmayı sabote etme girişimi olarak da okunabilir.

Son dönemde Karabağ zaferinin yıldönümü, Zengezur Koridoru görüşmeleri ve 3+3 formatının yeniden gündeme gelmesi bölgeyi Batı açısından “rahatsız edici” bir tabloya dönüştürmüştü. Bu sebeple olay, Kafkasya’da oluşmakta olan Türk-Rus-Azeri eksenine atılmış bir provokasyon bombası olarak yorumlanıyor.

Henüz soruşturma sonuçlanmamış olsa da, stratejik analizler olayın sıradan bir uçak kazasından çok daha fazlasını işaret ediyor.

Eğer olayda dış müdahale tespit edilirse, bu durum sadece bir “kaza” değil, Türkiye’nin bölgesel rolünü hedef alan çok katmanlı bir saldırı olarak değerlendirilecek.
Milli Savunma Bakanlığı’nın yürüttüğü teknik inceleme sonuçları, önümüzdeki günlerde olayın gerçek sebebini ortaya koyacak.

{ "vars": { "account": "UA-216063560-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }