Ben dünyadaki insanları iki kategoriye ayırıyorum. Bunlar İsrail yanlıları ve İsrail karşıtları. Cumhurbaşkanı Erdoğan İsrail'e karşı; Venezuela Devlet Başkanı da, Brezilya Devlet Başkanı da İsrail'e karşı...

Gönüldaşlarımız iyi işler yapıyorlar. Hükümet onların yanında değil, biliyorsunuz; ama doğru yerde durmaya devam ediyorlar. Aylık Baran'ın son iki sayısını aldım.

Venezuela Devlet Başkanı Maduro, Türkiye Cumhurbaşkanı'nı tebrik etmek için ziyarete gitti, ondan önce de Lula'yı tebrik etmek için Brezilya'daydı. Erdoğan ve Maduro ideolojik olarak aynı tarafta değil. Başkan Maduro Troçkist Lambertistlerle bağlantılı bir isim, Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Müslüman bir militan. Buna rağmen bu insanlar neden birbirlerini tebrik ediyor, aynı safta duruyorlar? Cumhurbaşkanı Erdoğan da Venezuela'ya giderek ve birkaç Latin Amerika ülkesin ziyaret ederek onlarla dayanışma içerisinde olduğunu ispatladı.

"Silahlı mücadeleyi bırakmalılar"

Bazı şeyleri anlamamız lazım! Kürtlerle ilgili bir sorun olduğunu biliyorum, bu sorun çözülmüş değil. Bunu tekrar söylemeliyim ki Kürtlerin de hakları var; ama Türkiye'yi içinden birkaç cumhuriyet çıkaracak şekilde bölemezsiniz. Bu çok saçma bir fikir. Bu yüzden Türkiye'deki bazı Kürtler de diğer herkes gibi Türk vatandaşı olmak için silahlı mücadeleyi bırakmalılar. Elbette hükümete karşı olabilirler. Anladığım kadarıyla önceden Kürtlerin çoğu Erdoğan'a oy veriyordu; fakat son seçimde vermediler. Bu da çok garip.

"Türkiye, Suriye ile sorununu çözüyor"

Türkiye, Suriye ile sorununu çözüyor. Suriye, emperyalistler tarafından saldırıya uğruyor ve Suriye'nin kuzeydoğusunda hâlâ Amerikan askerleri var. Ülkede hâlâ sorun çıkaran profesyonel askerler var. Ümid ediyorum bütün bunlar temizlenir ve insanlar barışçıl bir şekilde siyasi mücadele verebilir. Ben uzun yıllar Suriye'de yaşadım, en küçük kızım Suriye'de, Şam'da doğdu; ama biz Suriye vatandaşı değiliz.

"Erdoğan Filistin meselesini devraldı"

Mücadeleye devam etmeliyiz. Bahsettiğim mücadele düşmana, emperyalist düşmana, ajanlara ve tabii ki Siyonistlere karşı savaş demektir. Maalesef çok önemli ülkelerimiz İsrail devletini tanıyor. Sadece Mısır değil, diğer birçok ülke de... Cumhurbaşkanı Erdoğan Filistin meselesini devraldı, çünkü İsrailliler için çalışmıyordu. Ama bu devletlerarası ilişkiler dolayısıyla karmaşık bir mesele.

Ben dünyadaki insanları iki kategoriye ayırıyorum. Bunlar İsrail yanlıları ve İsrail karşıtları. Cumhurbaşkanı Erdoğan İsrail'e karşı; Venezuela Devlet Başkanı da, Brezilya Devlet Başkanı da İsrail'e karşı... Moskova'daki yoldaşlar da İsrail'in yanında değiller. Zaten İsrail Ukraynalılara açıkça yardım ediyor. Ukrayna'ya yaklaşık 10 kez gittim. Sovyetler Birliği'ne en son gittiğimde Kiev havaalanındaydım ve güvenlik görevlileri beni görmeye, bana bakmaya geldiler. Kibarlardı, kaba değillerdi, hâlâ hatırlıyorum. Trenle birçok kez Ukrayna’dan geçtim. Ukraynalılar, Rusya'ya dahil olan eyaletlerin havaalanlarına ulaşana kadar pek dost canlısı değillerdi; ama Ukraynalılara karşı bir tutumum yok. Onlar yarımadayı, Kırım Yarımadası'nı geri almak istiyorlarmış gibi davranıyorlar; ama orada hiçbir zaman Ukraynalılar olmadı. Tarihsel olarak nüfusun çoğu Türk İmparatorluğu tarafından gönderildi ve onlar da konumlarının bedelini çok ağır ödediler. Ukraynalılar ise bunu kullanmayı seçtiler. Yarımada Sovyetler Birliği tarafından Ukrayna'ya verildi. Rusya'nın bir parçası olmalıydı. Çünkü Venezuelalı bir albay olan Francisco de Miranda tarafından ele geçirildi. Ve onu Rusya İmparatorluğuna verdi. Çünkü Rus subaylarla birlikte çalışıyordu ve biz tarihsel olarak bu insanlarla bağlantılıyız. Francisco de Miranda'nın Latin Amerika'nın bağımsızlığının ilk lideri olduğunu hatırlayalım. Aynı zamanda Amerika Birleşik Devletleri'nin bağımsızlığı için de savaşmıştı. Rusya'nın yarımadayı işgal etmesi için de savaştı. Rus imparatorunun yakın arkadaşıydı. Savaşın şafağında, bir İspanyol kolonisi olan Venezuela'da doğdu. Babası ve annesi İspanyol’du, fakirdi. Ruslar ona para verdiler ve o da bu parayla Venezuela'nın bağımsızlığı için savaşmak üzere Venezuela'ya gitti. Yani Venezüella'nın bağımsızlığı Rus imparatorluğunun parasıyla sağlandı, bunu unutmamalıyız. Dolayısıyla biz Venezuelalılar tarihsel olarak Rusya'ya bağlıyız.

Ruslar doğru tarafta. Bakın şimdi neler oluyor; biz Türkiye'nin de Rusya'nın dostuyuz... Türkiye ile Rusya’nın farklılıkları var. Ruslar Müslüman değil; ama Rusya'daki Müslümanlara her zaman saygı duyuldu, imparatorluk zamanında bile böyleydi. Onlar her zaman saygı gördüler. Sovyetler Birliği Hıristiyanlara karşı çok sertti; ama Müslümanlara karşı öyle davranmadılar. Müslümanlara saygı gösterildi. Onlar Sovyetler Birliği vatandaşıydı; iyi ve inançlıydılar. Orduya katıldılar, Sovyet ordusuna sadık kaldılar ve şimdi, çoğu bağımsız bir ülke oldu; ama onlar yine Rusya'nın dostları. Ne yazık ki sorun çıkaran bazı insanlar var; ama tabii ki başarılı olamadılar ve yenilecekler. Rusya’ya karşı olduğu gibi Çinlilere karşı da savaşıyorlar.

Çok dikkatli olmalıyız. Tarihi çok iyi şekilde incelemeli ve tarihin tekerrür ettiğini unutmamalıyız. Her zaman birebir değil; ama mutlaka tarih tekerrür eder. Ümid ediyorum tüm Müslüman ülkeler ve Rus halkı hep özgür olur. Ukrayna hükümeti ile Rusya arasında bir büyük bir sorun var, Ukrayna hükümeti Bandera'dan gelen Banderistalar. Bu suçlular çok fazla insanı öldürdüler. Alman Naziler Yahudileri öldürmüyordu, onları toplama kamplarına sürüyordu ve birçoğu orada ölüyordu. Ölen Yahudi sayısı da bahsedildiği gibi 6 milyon filan değildi. Bu kocaman bir yalan. Bir milyon civarında bir şey gerçek rakam. Toplama kamplarına götürülen Yahudilerin çoğu hayatta kaldı. Buna rağmen, masum insanların ölümünü siyasi sebepler istismar etmek için manipülasyonları ve yalanları sürdürüyorlar. İsrail'in yaptığı tam olarak bu! İsrailliler Sami bile değil, biz onlara Aşkenazlar diyoruz, İsrail'de iktidarda olan insanlar Aşkenazlardır. Sefaradlar ise bilhassa Filistin’de kalanlar, Filistin davasıyla dayanışma içindeler ve kendilerini Sami gibi gösteren İsraillilere, iktidarda olanlara karşılar.

"İsrail'in başkanı kirli bir adam"

İsrail'in başkanı kirli bir adam. Bunu daha önce de söylemiştim, Netanyahu’nun ağabeyi bir albaydı ve Entebbe’de öldürüldü. Hem de bir kadın tarafından vuruldu, devrim adına çalışan bir Alman kadın militan tarafından. O Alman militan hamileydi, benden beş aylık hamileydi, benim çocuğumu taşıyordu. O kadın üç kişiyi vurdu. Önce İsrail'in mevcut başbakanının ağabeyini ve daha sonra iki İsrail askerini. Aileme, tüm yoldaşlarıma saygı duyulmalı, onlar iyi insanlardı, cesurdu.

Son olarak bir manipülasyondan bahsedeceğim. Ortadan kaybolan bir militan, İsviçreli bir yoldaş var. Amerikalılar tarafından kaçırıldı, konuşmadı, tüm yol boyunca işkence gördü. Buna rağmen konuşmayı reddetti. Sonra onu Macaristan'daki Sovyet hava üssüne götürdüler. Orada onu bir sandalyeye oturttular. Sert bir adamdı. Ona bir darbe indirdiler ve o da yere düştüğünde bir yolunu bulup kendini öldürdü. Şimdi ise sağdan soldan onun düşmanla işbirliği yaptığına, bir yerlerde hayatta olduğuna dair hikayeler geliyor. Hatta bu konuda kitaplar bile yazılıyor. Bunların tamamı saçmalık. O Filistin davası için canını verdi. Bence gerçekler eninde sonunda ortaya çıkacak.

Ümid ediyorum ki Türkiye'deki gönüldaşlarım Türk hükümetiyle uyum sağlayabilir. Kastettiğim onların şu andaki ideolojisine sahip olmak değil, aynı tarafta durmak tabiî ki. Ve onlar yaptıkları yayınlardan da görüldüğü üzere doğru taraftalar.

Allahü Ekber!

17.06.2023

Read to English