Olayın seyri

15 Temmuz’da Kağıthane’nin Nurtepe Mahallesi'nde Duygu G.’ye ait kuyumcu ikinci kez silahlı saldırıya uğradı ve bu kez B.K. adlı kadın yaralandı. Güvenlik kamerası görüntülerinden 14 yaşındaki M.K. ve A.D.’nin saldırıları gerçekleştirdiği belirlendi. Evlerinde yaklaşık 1,5 kilo uyuşturucu, üç hassas terazi, bir tabanca ve şarjör ele geçirilen çocuklar, çıkarıldıkları mahkemeden “ev hapsi” kararı ile adli kontrol altına alındı.

Azmettiren eski eş

Soruşturmada saldırıların eşi tarafından planlandığı ortaya çıktı. Yurt dışında olduğu tespit edilen Özkan G.’nin çocuklara “Evinizi beyaz eşyayla düzeceğim, sizi yurt dışına çıkaracağım” diye vaatlerde bulunduğu belirlendi. Kuyumcu daha önce 3 kez saldırıya uğramış, bu olaylarla bağlantılı 8 kişi tutuklanmıştı.

Manevî boşluk suça sürüklüyor

Çocukların henüz 14 yaşında tetikçi olarak kullanılabilmesi; aile bağlarının erozyona uğraması, manevî eksiklik ve toplumsal kırılganlığın göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Bu çürümeye karşı toplumu ayakta tutacak ve çocukların ruhunu koruyacak manevî ve ahlâkî bir sistemin zarureti ortada. Benzeri vakalar, suçluluğun yaşının giderek düşebileceğinin sinyallerini veriyor. Aile, okul ve toplumun ortaklaşa sahici manevî eğitim sunmadığı bir ortamda, çocuklar için suç işleme yaşı 10’lara kadar gerileyebilir.

Toplumsal çözülme derinleşiyor

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2010 yılında suça sürüklenen çocuk sayısı yaklaşık 83.393 iken, 2024’te bu sayı 178.834’e yükseldi — bu, 14 yıllık sürede neredeyse 2 katından fazla bir artışa işaret ediyor. Suça sürüklenen çocuk sayısındaki artış, hem aile yapısındaki bozulmanın hem de kurumların yetersizliğinin yansımasıdır.

Kağıthane’de yaşanan korkunç olay, ruhî ve toplumsal çöküşün göstergelerinden oldu. 14 yaşındaki çocukların tetikçi haline gelmesi hukukî olduğu kadar vicdanî bir alarmdır. Çözüm; ruhu, itikadı ve toplumsal mesuliyeti güçlü bir nesil inşa etmektir. Aksi takdirde bu çocuklar ve toplum çaresiz kalır.

Kaynak: Yeni Şafak, TÜİK