ABD’nin en prestijli üniversiteleri arasında yer alan California Üniversitesi, Berkeley(UC Berkeley) ile Wayne Eyalet Üniversitesi(WSU), Amerikan-İslâm İlişkileri Konseyi(CAIR) tarafından hazırlanan “Filistin yanlısı aktivizme düşmanca yaklaşan kampüsler” listesine alındı. CAIR, bu üniversitelerin, işgal, apartheid ve soykırıma karşı ses çıkaran Müslüman, Arap, Yahudi ve diğer öğrencilere yönelik sistematik baskılar uyguladığını açıkladı.
Berkeley örneğinde, Filistinli bir hukuk öğrencisinin bir akademisyen tarafından itilip kakılması, kampüs yönetiminin ise bu olaya dair kayıtsızlığı dikkat çekti. Diğer bir vakada ise, bir öğrenci sınıfta taşıdığı Filistin sembolleri nedeniyle dışlanmış ve profesörün bu tavrına karşı üniversite yönetimi hiçbir yaptırım uygulamamıştır. CAIR’in açıklamasına göre UC Berkeley, polisiye tedbirleri artırmış, gözetimi yoğunlaştırmış ve Filistin destekçisi öğrenci ve akademisyenleri korumayı ihmal etmiştir.
"Özgürlük" Maskesi Düşüyor
Detroit’teki Wayne State Üniversitesi ise, Gazze’deki İsrail soykırımına karşı ses çıkaran öğrencileri susturmakla itham ediliyor. CAIR’in araştırmalarına göre, üniversite yönetimi barışçıl muhalefeti kriminalize etmekte, insan hakları şikayetlerini görmezden gelmekte ve sanal yönetim kurulu toplantılarıyla Filistin yanlısı sesleri engellemektedir. Detroit gibi yüksek oranda Arap ve Müslüman nüfusa sahip bir şehirde dahi bu tür baskıların mevcudiyeti, Amerikan akademyasının “özgürlük” ve “çoğulculuk” maskesini düşürmektedir.
Berkeley, 1960’larda Vietnam Savaşı karşıtı hareketin doğduğu yer olarak “özgür konuşma”nın simgesi kabul edilirdi. Bugün ise aynı kampüs, emperyalist düzenin savunucularına hizmet eden bir denetim mekanizmasına dönüşmüş durumda. 1.000’e yakın UC mezunu, üniversite sistemine artık bağış yapmayacaklarını ilan ederek bu çelişkiye dikkat çekti.
Amerikan Akademyasında Siyonist Baskı
CAIR’in "düşmanca kampüsler" listesinde Harvard, Columbia, Cornell, Stanford, NYU ve George Washington gibi birçok prestijli üniversite de yer alıyor. Bu tablo, Batı akademyasının sözde özgürlükçü maskesi altında nasıl derin bir siyonist sansür mekanizması taşıdığını gözler önüne seriyor. CAIR araştırma uzmanı Dr. Maryam Hasan, öğrencilere bu tür kampüslerden uzak durmalarını ve üniversiteleri, ifade özgürlüğü ile adalet duygusuna bağlılık açısından dikkatle değerlendirmelerini tavsiye etti.
Zulme karşı çıkan her sesin bastırılmaya çalışıldığı bu akademik iklimde, ABD üniversiteleri birer eğitim yuvasından ziyade ideolojik tahakküm merkezlerine dönüşmüş durumda. Gençler, işgal ve soykırıma karşı durdukları için yaftalanıyor, susturuluyor ve dışlanıyor.
Kaynak: Yabancı kaynaklar