San Francisco’dan küresel gıda tekellerine tarihi meydan okuma
ABD’de San Francisco Kent Savcılığı, dünya gıda sektörünün en büyük şirketleri olan Coca-Cola, Nestlé, PepsiCo, Kraft Heinz, Kellogg ve diğer üreticileri “kamu sağlığını bile isteye tahrip etmek” suçlamasıyla mahkemeye taşıdı.
Savcılık dilekçesinde ultra-işlenmiş gıdaların obezite, tip 2 diyabet, karaciğer yağlanması, kanser, kalp-damar hastalıkları ve çocuklarda gelişim bozukluklarıyla doğrudan bağlantısı bulunan bilimsel araştırmalara yer verildi. Yıllardır gündemde olan bu sağlık krizinin “tesadüf değil, endüstrinin bilinçli tercihleri” olduğu net şekilde vurgulandı.
“İnsan vücudu için tanınmaz ve zararlı hâle getirdiler”
San Francisco Savcısı David Chiu’nun sözleri gıda devlerine yöneltilen suçlamanın özünü ortaya koyuyor:
“Bu şirketler yiyecekleri insan vücudu için tanınmaz, zararlı ve bağımlılık oluşturacak şekilde tasarladı; ardından bunları çocuklara pazarlayıp büyük kârlar elde etti. Bu kriz, kasıtlı üretilmiş bir kamu sağlığı felaketidir.”
Dava dosyasında çocuklara yönelik pazarlamanın özellikle hedef alınması dikkat çekiyor. Zira bu şirketlerin enerji içeceğinden kahvaltılık gevreğe kadar geniş bir alanda çocukları bağımlı kılan tat profilleri ve agresif reklam stratejileri kullandığı bilimsel raporlarla belgelenmiş durumda.
Ultra-işlenmiş gıdalar sağlık sistemini çökerten bir yük
Şekerleme, cips, hazır içecek, tatlandırılmış kahvaltılık ürünler ve endüstriyel atıştırmalıklarda kullanılan katkı maddeleri; vücudun doğal sistemleri üzerinde tahrip edici etki oluşturuyor.
Washington Post ve AP News’in aktardığına göre, yalnızca ABD’de bu ürünlerin yol açtığı sağlık krizinin yıllık maliyeti milyarlarca doları buluyor. Savcılık bu nedenle firmaların, yerel yönetimlerin sağlık harcamalarını karşılaması için tazminat talep ediyor.
Bu dava, uzun süredir eleştirilen “şirketlerin kârı için toplumun sağlığının feda edildiği” düzenin kırılma noktası olarak görülüyor.
“Sahte reklamcılık” düzeni çökecek mi?
Dava, gıda devlerinin yıllardır uyguladığı ve büyük tepki çeken “yanıltıcı sağlık algısı” taktiklerini de hedef alıyor. Ürünlerin “doğal”, “enerji verici”, “tam tahıl içerir” gibi ifadelerle pazarlanması; gerçekte ise kimyasal katkılar, aşırı şeker ve bağımlılık artırıcı bileşenler içerdiği ortaya konuldu.
Savcılık, bu reklamların çocuklara yönelik sosyal medya ve televizyon içerikleriyle desteklendiğini, bunun da kasıtlı manipülasyon olduğunu ifade ediyor.
Gıda tekelleri tanımı tartışmaya açarak savunma yapıyor
Şirketler ise “ultra-işlenmiş gıdanın kesin tanımı yok” diyerek kendilerini savunmaya çalışıyor. Ancak kamuoyu artık bu savunmayı inandırıcı bulmuyor. Zira yüzlerce akademik araştırma, bu ürünlerin bağımlılık etkisinden metabolik bozulmaya kadar geniş bir zarar zinciri oluşturduğunu ortaya koymuş durumda.
Bu dava, küresel gıda devlerinin on yıllardır sürdürdüğü halk sağlığına aykırı düzenin sorgulanması anlamına geliyor.
Dava Edilen Firmalar
-
Coca‑Cola
-
PepsiCo
-
Kraft Heinz Company
-
Mondelez International
-
Post Holdings
-
General Mills
-
Nestlé USA
-
Kellogg Company
-
Mars, Incorporated
-
Conagra Brands