Washington’un vize engelinin, Filistinli temsilcilerin Genel Kurul’da bulunmasını ve bu tanıma sürecine siyasi ağırlık koymasını engellemeyi hedeflediği değerlendiriliyor.
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Marco Rubio’yu karar için tebrik etti:
“FKÖ ve Filistin Yönetimi’ni terörizmi, kışkırtmayı ve İsrail’e karşı yasal savaş uygulama çabalarını ödüllendirmekten sorumlu tuttuğunuz için teşekkür ederiz . Bu cesur adım ve bir kez daha İsrail’in yanında yer aldığınız için Yönetim’e teşekkür ederiz. “
Eylülde Filistin’i tanıyacağını açıklayan ülkeler:
- Fransa – Koşulsuz tanıyacağını ilan etti.
- Birleşik Krallık – Ateşkes ve iki devletli çözüm taahhüdü şartıyla.
-Kanada – Hamas’sız seçimler ve silahsızlandırma koşuluyla.
- Avustralya – Hamas’ın yönetime dahil edilmemesi, silahsızlanma ve demokratik seçim şartıyla.
- Yeni Zelanda – Benzer bir tanıma kararını gündemine aldı.
ABD’nin adımı, BM ile yapılan ve Genel Kurul’a katılacak tüm delegasyonlara vize verilmesini zorunlu kılan anlaşmaya da açıkça aykırı..
Belçika’dan tepki
Belçika Dışişleri Bakanı Maxime Prevot, ABD'nin eylül ayında New York'ta yapılacak 80. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kuruluna katılmak üzere bu ülkeye gidecek Filistinli yetkililerin vizelerini iptal etmesinin 'diplomasiye darbe' niteliği taşıdığını belirtti.
Prevot, ABD merkezli X şirketinin sosyal medya platformundaki hesabından yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ve Filistin yönetimi yetkililerinin vize işlemlerini iptal etmesine tepki gösterdi.
Trump yönetiminin bu kararının 'son derece üzücü' olduğunu ve 'diplomasiye darbe' niteliği taşıdığını kaydeden Prevot, 'İki devletli çözümün yeni bir ivme kazandığı, somut taahhütlerin verildiği ve uluslararası desteğin arttığı bir dönemde Filistinlilerin sesini susturmak sadece adaletsiz olmakla kalmayıp, ters etki de yaratmaktadır.' ifadesini kullandı.
Prevot, BM'nin tüm halkların 'özellikle de geleceği diyaloğa bağlı olanların' sesinin duyulabileceği bir yer olmaya devam etmesi gerektiğini belirterek, 'Filistinli temsilcileri dışlamak, çok taraflılık ve uluslararası hukuk ilkelerini baltalamaktadır. Barışa giden yol daha fazla diyalog gerektirir, daha az değil.' değerlendirmesini yaptı.