Haberler

Afrika'dan Fransa ve İngiltere'ye yönelik tazminat hamlesi

Afrika Birliği'nin 2025'i "Tazminat Yılı" ilan etmesiyle birlikte, sömürgecilik döneminin karanlık sayfaları yeniden açılıyor. Nijer'deki kabilelerin 1899'da yaşanan katliamlar için Fransa'yı Birleşmiş Milletler'e şikayet etmesi, eski sömürge imparatorluklarının tarihi suçlarıyla yüzleşmesi için başlatılan küresel adalet arayışında yeni ve kritik bir cephe açtı.

Abone Ol

Sömürgecilik döneminde işlenen insanlık suçları ve yağmalanan servetler için hesap sorma iradesi, Afrika kıtasında ve eski sömürgelerde giderek güçlenen bir adalet arayışına dönüşüyor. Afrika Birliği'nin (AU) 2025 yılını resmi olarak "Tazminat Yılı" ilan etmesi, bu tarihi hesaplaşmanın artık en üst düzeyde siyasi bir kararlılıkla yürütüleceğini gözler önüne serdi.

Bu kararın en somut yansıması, Nijer'de 126 yıl önce Fransız sömürge güçlerinin gerçekleştirdiği katliamların kurbanı olan dört kabilenin, adaletin yerini bulması için Birleşmiş Milletler'e (BM) başvurmasıyla yaşandı. Bu girişim, eski sömürgeci güçlerin, işledikleri suçları "tarihin tozlu sayfaları" olarak görme lükslerinin kalmadığını ve artık hukuki ve ahlaki sorumluluktan kaçamayacaklarını gösteriyor.

Nijer'in Adalet Arayışı: 1899 Katliamı BM Gündeminde

Fransa'nın sömürgeci yayılmacılığının en kanlı sayfalarından biri olan ve Yüzbaşı Paul Voulet ile Julien Chanoine liderliğindeki askeri birliğin 1899'da gerçekleştirdiği katliamlar, yüz yılı aşkın bir sürenin ardından yeniden uluslararası gündeme taşındı. Binlerce silahsız sivilin katledildiği, köylerin yakılıp yağmalandığı ve tarihi eserlerin Fransa'ya kaçırıldığı bu vahşetin torunları, BM Özel Raportörü Bernard Duhaime aracılığıyla Fransa'ya karşı resmi bir şikayet süreci başlattı.

Nijerli toplulukların talepleri son derece net:

  1. Suçların Tanınması: Fransa, 1899'da yaşananların bir katliam ve insanlığa karşı suç olduğunu resmen kabul etmeli.
  2. Eserlerin İadesi: Yağmalanan ve bugün Fransız müzelerinde sergilenen tarihi ve kültürel eserler ait oldukları topraklara iade edilmeli.
  3. Tazminat Görüşmeleri: Yaşanan kayıplar için maddi ve manevi tazminat mekanizmaları kurulmalı.

Fransa'dan Kaçamak Cevap: "Sorumlu Değiliz Ama Konuşabiliriz"

Fransa, BM'ye sunduğu 19 Haziran 2025 tarihli resmi yanıtta, beklendiği gibi hukuki sorumluluğu reddetti. Paris yönetimi, "hukukun geriye yürümezliği" ilkesini öne sürerek, katliamların yaşandığı dönemde bu eylemleri suç sayan uluslararası anlaşmaların yürürlükte olmadığını savundu.

Ancak artan uluslararası baskı karşısında kapıyı tamamen kapatamayan Fransa, sorumluluğu kabul etmese de "ikili diyalog ve kültürel miras işbirliğine açık" olduğunu belirterek, tazminat konusunu görüşebileceğinin sinyalini verdi.

Fransa'nın bu üstenci ve kaçamak tavrı, Nijerli temsilciler tarafından sert bir dille reddedildi. Kampanyanın sözcülerinden Hosseini Tahirou Amadou, The Guardian'a verdiği demeçte, "Biz dilenci değiliz. Bizim talebimiz öncelikle Fransa'nın insanlığa karşı suç işlediğini kabul etmesidir. Bu tanındıktan sonra, tazminatı konuşmaya hazır oluruz" diyerek onurlu bir duruş sergiledi.

Hesaplaşma Dalgası Yayılıyor: Gözler Şimdi de İngiltere'de

Adalet arayışı sadece Fransa ile sınırlı değil. Karayipler'deki eski İngiliz sömürgesi olan küçük ada devletleri de (CARICOM) kölelik ve sömürgecilik döneminde yaşananlar için İngiltere'den tazminat talep etmek amacıyla lobi faaliyetlerini yoğunlaştırdı. Her ne kadar bu ülkelerin resmi olarak talep ettiği bir rakam henüz teyit edilmemiş olsa da, akademik çevrelerde yapılan hesaplamalar, İngiltere'nin sadece kölelikten doğan borcunun 250 milyar doları aşabileceğini gösteriyor.

{ "vars": { "account": "UA-216063560-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }