<span style="font-size: 12px;"><span style="font-family: Arial;"> Selâm ve Duâ ile, </span></span> <p style="margin: 0px; font-family: 'Times New Roman';"><span style="font-size: 12px;"><span style="font-family: Arial;">Bugün gelinen nokta itibariyle teknik ve teknoloji, janjanlı ambalajları içerisinde her ne kadar cazip görünse de sermaye ile toplum ve ferd arasında ahengin tutturulamamış olması Batıyı içten içe kemirmektedir. Bugüne kadar yalnızca sermayenin çıkarları doğrultusunda hareket eden iktidarlar, sermayenin çıkarına göre biçimlendirilen toplumlar ve nefsinde tutsak edilmiş hürriyet arayışındaki insanlık, mevcut ekonomik nizamın artık sürdürülemeyeceğini gözler önüne seriyor. </span></span></p> <p style="margin: 0px; font-family: 'Times New Roman';"><span style="font-size: 12px;"><span style="font-family: Arial;">Bir başka bakımdan da karşılığı olmayan sanal paralar üzerinden gerçekleştirilen ticaret, fâiz, sigorta, borsa, risk alışverişi derken karşılığı olan ekonomiden kat be kat fazla büyümüş bir ekonomi balonuyla karşı karşıya kalıyoruz. Bu vaziyet Batı ekonomisi için olduğu kadar Batı ekonomisine entegre olmuş dünyanın geri kalanı için de geçerlidir. Bu içinden çıkılmaz, hastalıklı vaziyet öyle bir riski de beraberinde getiriyor ki, en küçük krizlerde bile devâsa ekonomiler derinden sarsılıyor ve toparlanması yıllar alıyor. Devletler her ne kadar garantör olsalar da, milletlerin ödediği vergilerden yapılan yamalarla sermayenin tahakkümü sürdürülmeye çalışılıyor. Altını çizdiğimiz bu husus Türkiye için de geçerlidir. Nihayetinde gelinen noktada, Batı âleminin benimsediği ve dikte ettiği ekonomik anlayışın, bu anlayışın şekillendirdiği siyasî ve içtimâî zihniyetin artık sürdürülemez hâle geldiği ortaya çıkıyor. Bu anlayışın yıkılacağının en az bizim kadar farkında olan Batı, enkaz altında kalmamak için yıkımı kontrol altına almaya çalışsa da yerine teklif edebileceği iktisadî bir nizam olmadığı için içine düştüğü kuyuda debelenip duruyor. Bu ekonomik keşmekeş ve debelenme içerisinde uzun yıllardır kan kaybeden ve bütün kanını yabancı sermayeye emdiren Türkiye bugün nihayet sermayenin tahakkümünü üzerinden atmayı istediğinin sinyallerini veriyor. Bunu bir iyiye işaret olarak her akl-ı selim sahibi olumlu karşılar; biz de öyle karşılıyoruz. Burada tartışılması gereken asıl önemli nokta, gerçekleştirilmesi planlanan değişimin ne yönde olacağının ve hangi ideale dayandırılması gerektiğinin kararının verilmesidir. Nitekim Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu her hususta olduğu gibi bu hususta da ufuk açıcı öneriler sunmuştur; “İktisat ve Ahlâk” ve “Parakuta” eserleri ile bu meselelerin “efradını câmi, ağyârını mâni” olacak şekilde izâh ettiğini biliyoruz. Ayrıca “Başyücelik Devleti” isimli eserinde de yine bu hususun idarî tahakküm altında nasıl teşekkül ettirilmesi gerektiğini de izâh etmiştir. Bugün mevcut hukuk ve bürokrasi ile bu değişimin sağlanması hâlihazırda mümkün olmadığı da gözüküyor. Bu sebeple yeni ekonomik sistemin önereceği paylaşım modelinin ve dayanağının ne olacağının belirlenmesi ve bu yönde harekete geçilmesi bir zaruret hâlini almıştır. Biz de önemine binaen bu konuyu kapağımıza taşıdık ve “ ‘ideal’siz kalkınma olmaz” dedik. Burada idealden kasıt, insan fıtratına-yaşantısına uygun, uygulanabilir, yaşanabilir, bütün bir fikriyattır.</span></span></p> <p style="margin: 0px; font-family: 'Times New Roman';"><span style="font-size: 12px;"><span style="font-family: Arial;">Konuyla alâkalı kapak yazımızı, yazarımız Ömer Emre Akcebe “Sermaye Tahakkümünde Sona Doğru” başlığı altında kaleme aldı. </span></span></p> <p style="margin: 0px; font-family: 'Times New Roman';"><span style="font-size: 12px;"><span style="font-family: Arial;">Dergimizin muhtevasına geçecek olursak;</span></span></p> <p style="margin: 0px; font-family: 'Times New Roman';"><span style="font-size: 12px;"><span style="font-family: Arial;">Yazarımız Faruk Hanedar, kapak mevzumuza paralel olarak “Modern İktisadî Sistemin Çıkmazı” başlıklı bir yazı yazdı. Ayrıca Star Gazetesi yazarı Cemil Ertem ile kapak mevzumuza dâir, iktisat üzerine bir söyleşi gerçekleştirdi. Dergimizde bulabileceksiniz.</span></span></p> <p style="margin: 0px; font-family: 'Times New Roman';"><span style="font-size: 12px;"><span style="font-family: Arial;">Salim Muhammed’in (Çakal Carlos) bu haftaki yazısının başlığı “Erdoğan’lı Döneme Merhaba-Irak ve Suriye’deki Durum…”</span></span></p> <p style="margin: 0px; font-family: 'Times New Roman';"><span style="font-size: 12px;"><span style="font-family: Arial;">Sezaî Dilbilen ise bu hafta “İslâm’a Muhatap Anlayış ve Biz” başlıklı bir yazı kaleme aldı…</span></span></p> <p style="margin: 0px; font-family: 'Times New Roman';"><span style="font-size: 12px;"><span style="font-family: Arial;">Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun kaleme aldığı ve her hafta dergimizde tefrika edilen Ölüm Odası B/YEDİ’nin bu haftaki alt başlığı “BD-İBDA (VÜCUD-EHADİYET)”…</span></span></p> <p style="margin: 0px; font-family: 'Times New Roman';"><span style="font-size: 12px;"><span style="font-family: Arial;">Yazarımız Fatih Turplu son iki sayımızda yayınlanan “Akşehir,Ulu Cami, Nasreddin Hoca Hazretleri ve Seyyid Mahmud Hayrânî Hazretleri” yazı dizisinin üçüncü ve son bölümünde Seyyid Mahmud Hayrânî Hazretlerini anlatıyor. Alâka ile okuyacağınızı umuyoruz.</span></span></p> <p style="margin: 0px; font-family: 'Times New Roman';"><span style="font-size: 12px;"><span style="font-family: Arial;">Dergimizde son olarak da Gülçin Şenel’in “Bronte Kardeşler: Yaşadıkları Kadar Yazdılar” başlıklı yazısına yer veriyoruz.</span></span></p> <p style="margin: 0px; font-family: 'Times New Roman';"><span style="font-size: 12px;"><span style="font-family: Arial;">Diğer içeriğimiz, haberlerimiz, haber-yorumlarımızla birlikte bu haftanın muhtevası böyle. Gelecek sayımızda görüşmek ümidiyle, Allah’a emanet olun…</span></span></p> <p style="margin: 0px; font-family: 'Times New Roman'; min-height: 15px;"></p> <p style="margin: 0px; font-family: 'Times New Roman'; min-height: 15px;"></p>