Kudüs fatihi Selahaddin Eyyubî'nin hayatını anlatmadan önce, Selahaddin Eyyubî'nin izlediği muazzam siyasetin günümüze de dersler vermekte olduğunu belirtelim. Selahaddin Eyyubî, Nureddin Zengi'nin yanında yetişerek ondan devlet yönetiminin nasıl olması gerektiğini, nasıl bir siyaset uygulanacağını özümseyerek yetişmiştir. Eyyubî Devletini kurduktan sonra, Kudüs'e direkt askerî harekât başlatmadan önce önemli iki siyasi faaliyet gerçekleştirmiştir:

Birincisi, İslâm âlemindeki tüm ayrılıklara karşı mücadele edip, o ayrılıkları giderip tam manasıyla birlik haline getirmiştir. Çünkü Kudüs'e yapılacak bir sefer ancak İslâm dünyası birlik halinde olursa gerçekleşebilirdi. Birliği bozanlara karşı seferler düzenleyip ayrılığı gidermiştir.

İkincisi, İslâm'ın bizatihi kendisi olan Ehli Sünnet’e önem vererek faaliyetlerde bulunmuştur. Bunun için İslâm alemine büyük zararlar veren, Müslümanlara karşı operasyon ve suikast merkezi olan Rafızi Fatımi devletine karşı mücadele vermiştir. Fatımilere karşı seferler düzenleyip Fatımi devletini ortadan kaldırmıştır. Mısır ve Suriye içerisindeki Fatımilere bağlı ajanları, milisleri de yok ederek Müslümanlar içerisindeki fitneye, provokasyonlara ve zararlı faaliyetlere son vermiştir. Bununla birlikte İslâm dünyasında tekrar Ehli Sünnet medreseleri açarak, bu medreselerden alimlerin, muvahhitlerin yetişmesine vesile olmuştur.

Tarihe bakınca iki liderin birbirine benzediğini görürüz. Bu benzerlik hem karakter, hem liderlik, hem izledikleri siyaset bakımından temayüz etmektedir. Sözünü ettiğim liderler Selahaddin Eyyubî ve Yavuz Sultan Selim'dir. Bu büyük liderlerin aksiyonlarındaki müşterek paydası öncelik olarak İslâm dünyasındaki ayrılığı gidermek için seferler düzenlemeleri, Ehli Sünnet akidesine sıkı sıkıya bağlı bir yol izlemeleri ve bunun için mücadele etmeleridir. Selahaddin Eyyubî, Kudüs fethedilmedikçe gülmeyeceğini söylerken, Yavuz Sultan Selim de İslâm için vakar ve sert bir duruşa sahip bir lider olmuştur. Müslümanlar ve Müslüman liderlerin bu iki büyük aksiyoner şahsiyetin yolundan gitmesi duasıyla...

Gelelim Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubî'nin hayatına...

1138 yılında Irak'ın Tikrit şehrinde dünyaya gelen Selahaddin Eyyubî daha sonra ailesiyle Şam'a yerleşti ve burada yaşamaya başladı. Büyük Selçukluların Halit Atabeyi Nureddin Mahmut Zengi'nin komutanlarından olan amcası Esedüddin Şirkuh'un hizmetine girdi. Amcasıyla üç defa Mısır'a sefere çıkan Selahaddin Eyyubî, hem Fatımilere hem de Haçlılara karşı mücadele etti.

1169 yılında Mısır valisi olan amcasının bu göreve getirilmesinden kısa süre sonra hayatını kaybetmesi üzerine Selahaddin Eyyubî amcasının yerine geçti.

1171 yılında Mısır'da hüküm süren Fatımi devletini ortadan kaldırarak Eyyubîler devletini kurdu.

1173 yılında Yemen ve Hicaz Eyyubîler devletinin birer eyaleti haline geldi.

1183 yılında Halep'i fethetti.

1187 yılında 4 Temmuz'da Hıttin'de Haçlılarla yaptığı meydan savaşında büyük bir zafer kazandı. Hıttin savaşı, Kudüs’ün fethine giden yolu açtı. 20 Eylül'de kuşattığı Kudüs'ü, 2 Ekim'de fethederek 88 yıllık Haçlı işgaline son verdi. Kudüs’ü geri alması İslâm dünyasının en büyük kahramanları arasında yer almasını sağladı.

Aksiyoner, Alim ve lider bir şahsiyet olan Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubî 4 Mart 1193'te Şam'da vefat etti. Türbesi Şam'daki Emevi Camisinin yanında yer alıyor.

***

Hadimü'l Harameyn unvanına sahip Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubî'yi çok güzel anlatan, yazar Ali Emre'nin "SELAHADDİN ŞARK'IN KARTALI" eserini okumanızı tavsiye ederim.

Aylık Baran Dergisi 1. Sayı Mart 2022

Yazı: Said Bulut